Hırsız tüm bubi tuzaklarımdan kurtulup tüccar Johann'dan aldığım tüm metali almış! | Open Subtitles | اللص تهرّب من فخاخي وأخذ كل المعادن التي أحضرتها من التاجر يوهان |
O bana Johann Strauss'un dünyanın en ünlü valslerini nasıl yarattığını anlattı. | TED | اوضح لي حول يوهان شتراوس ، وكيف انه ابتكر رقصة الفالز والتي اصبحت مشهورة جدا في العالم |
Tesadüfen de olsa, öyle biriyle aşinalığınız oldu mu? Johann Strauss? Veya Richard? | Open Subtitles | هل أنت قريب من ريتشارد ستراوس أو يوهان باخ؟ |
Ben ve Johann Friedrich Struensee den oluşan kabineye verilmiştir. | Open Subtitles | مجلس وزاري يتكون مني ومعي جوهان فريدرتش ستورنسي |
Johann'dan bayılmadan önce öğrenebildiğimiz tek şey buydu: | Open Subtitles | كل ما حصلنا عليه من جوهان قبل أن يرحل كان ذلك.. |
Tüm organizatörlere teşekkürler ve tebrikler Johann Rettenberger, bu adı hiç unutmayacağız. | Open Subtitles | تهنئة لمنظمي الماراثون مبروك لـ جون ريتنبرجر لابد أن أتذكر هذا الأسم |
1970'lerde Johann Bandersmutt isminde Hollandalı "Metalurjik bir berbatlık" vardı. | Open Subtitles | في السبعينات , يعيش هناك شخص هولندي متخصص في علم استخلاص المعادن اسمه يوهان فان دير سموت |
Peki, sana Doktor Johann Averies'i tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | حسناً سأعطيكِ رقم الدكتور يوهان إبراهامز |
- Doktor Johann Averies. - Şu şeytan adam mı? | Open Subtitles | دكتور يوهان إبراهامز ذاك الشخص الخبير بالشيطان |
Dagur bu bilgiyi kasıtlı olarak Tüccar Johann'a sızdırmış olmalı. | Open Subtitles | DAGUR يجب أن يكون سرب عمدا معلومات إلى التاجر يوهان. |
Biliyorsun ki Toothless Johann'ın gemisini karanlıkta bulmamıza yardım edebilir. | Open Subtitles | تَعلم توتلس يمكن أن يساعد في العثور على سفينة يوهان في الظلام |
Tüccar Johann'ın limana varamamasına şaşmamalı. | Open Subtitles | لا عجب التاجر يوهان لا يمكنه الوصول إلى الميناء |
Artık bunun için endişe etmene gerek kalmadı Johann. | Open Subtitles | حسناً، لن يكون ما يدعو للقلق حول ذلك الآن يوهان |
Johann, Gobber'a sattığın o hurda metali aldığın yeri merak ediyorduk. | Open Subtitles | حسنا يا يوهان, كنا نتساءل عن المكان الذي حصلت فيه على الخردة المعدنية التي بعتها لــ غوبر |
Onlar sadece bir hurda yığını değildi Johann onlar içinde Boğucu Duman nefes yavruları vardı. | Open Subtitles | حسناً, هذه لم تكن مجرد كومة من الخردة المعدنية يا يوهان لقد كانت خلية لــ نافثي الدخان مع يرقات حديثة الولادة بداخلها |
Johann, son defa bitirmene izin verdiğimizde kendimizi Boynukırık Bog'ı dinlerken bulduk. | Open Subtitles | لقد سمحنا لك بإنهاء حديثك المره السابقه، يا جوهان وإنتهى بنا الحال فى مستنقع خطير |
Johann'ın hazinesini de burada öylece bırakamayız. | Open Subtitles | ولا يمكننا أيضاً أن نترك كنوز جوهان هنا وحسب |
gemileri arayacağız Johann'ın hazinesini toplayıp onu Berk'e geri götüreceğiz. | Open Subtitles | سنبحث بالسفن، ونجمع كنوز جوهان ونعود بها إلى بيرك |
Özür dilerim ama benden başka Johann'ın bizi nasıl söylesem, çığlık atan dev yılan balıkları hakkında uyarabilirdi diye düşünüyor mu? | Open Subtitles | عذراً، هل فكر أحدكم أنه كان على جوهان أن يحذرنا.. لا أعلم.. |
Kurban Johann Geitman olarak teşhis edildi. | Open Subtitles | تم تأكيد هوية الضحية بايجاب على أنه جوهان غايتمن. |
Sürpriz bir şekilde Viyana Maraton'unu kazanan Johann Rettenberger'in antrenmanlarının büyük bir kısmını Stein hapishanesindeki 12 metre karelik hücresinde yaptığı söyleniyor. | Open Subtitles | و كما تعلمنا , جون ريتنبرجر الذيأدهشناوضعرقم قياسيجديد هنا في ــ ستين ريسون ــ |
Buraya gelme nedenim, Johann'ın seni hak etmediğini söylemek değil ki bunu zaten sen anlamışsın ayrıca sana aşık olduğumu da söylemeyeceğim ki öyleyim. | Open Subtitles | أتيت الى هنا ليس لإخبارك أن يوهاين لا يستحقك والذي يجب أن تكتشفيه بنفسك وليس لإخبارك اني أحبك |