JS: Dünyadaki en yüksek ücretleri bir kerede talep ettik. | TED | جيم: نقوم بفرض أعلى الرسوم في العالم في نفس الوقت. |
JS: Mükemmel bir grup insanla birlikte yaptım. | TED | جيم: قمت بذلك من خلال جمع مجموعة من الناس الرائعين معا. |
JS: Eskiden -- bu eski günlere ait bir tür grafik, ticari malların veya dövizlerin trend eğilimleri vardı. | TED | جيم: في الايام الخوالي - يشبه هذا رسما بيانيّا من الأيام الخوالي، يوجد ميل للاتجاه لهذه السلع أو العملات. |
JS: Kendiliğinden kesilen. Katla. Katlamak gerçekten önemli çünkü interstisyel süspansiyonu sağlıyor. | TED | ج. س: تمزق نفسها. طي. الطي مهم لأنه يسمح بتعليق خلالي. |
JS: Elbette, hepsini deneyebilir ve işe yarayanı bulabilirdiniz. | TED | جيم: بالتأكيد، ستحاول تجربة كل هذه الأمور وترى ما الذي سار على ما يرام. |
JS: Bunun doğru olmasını umardım. | TED | جيم: حسنا، كنت أرجو أن يكون ما قلته صحيحا. |
JS: Hiç kimsenin para yüzünden gelmediğini söyleyemem. | TED | جيم: لا أستطيع إنكار أن لا أحد منهم يسعى خلف المال. |
JS: Yaptığımız şey, bir anlamda makine öğrenimi idi. | TED | جيم: بمعنى ما، ما فعلناه هو تعليم الآلة. |
JS: Herhangi bir yanlışlık rastgele bir şey de olabilir: Ancak yeterli veriniz varsa, öyle olmadığını söyleyebilirsiniz. | TED | جيم: قد تكون أي حالة شاذة عشوائيةً؛ ومع ذلك، يمكنك دحض ذلك عند وجود ما يكفي من المعلومات. |
JS: Bence son üç veya dört yılda serbest fonlar çok da iyiye gitmedi. | TED | جيم: أعتقد أنه في السنوات الثلاث أو الأربع الماضية، لم تبلي صناديق التحوط جيدا. |
JS: Pekâlâ, kovuldum. | TED | جيم: نعم، لقد تم طردي بالفعل. |
CA: Ah, tamam. Bunun -- JS: ... General Taylor'ın fikirlerinden farklıydı. | TED | كريس: اوه، حسنا. يمكنني أن أستنتج أن هذا-- جيم: والتي كانت مختلفة عن وجهات نظر الجنرال تايلور |
JS: Ama çok değil. Çok fazla insana değil. | TED | جيم: لا يمكنني شرحه للعديد من الأشخاص. |
JS: Pekâlâ, bu bir top -- bir küre ve etrafında bir kafes var -- bilirsiniz, bu kareler. | TED | جيم: حسنا، هذا جسم كروي-- انها كرة تحيط بها شعرية-- وكما تعرفون، هذه مربعات. |
JS: Evet. Yüksek-boyutlu değişmezler, hâlihazırda vardı: Pontryagin sınıfları -- aslında Chern sınıfları idi. | TED | جيم: حسنا، يوجد بالفعل ثوابت عالية الأبعاد: مجموعة بونترياغين-- في الحقيقة، كانت توجد مجموعة شيرن. |
JS: Farklı yaklaşımlarda bularak rakiplerimizin önüne geçtik -- bir ölçüde, kısa zamanlı yaklaşımlar. | TED | جيم: حافظنا على مكانتنا من خلال ايجاد مناهج أخرى-- مقاربات قصيرة المدى إلى حد ما. |
JS: Evet, elbise boylarını denemedik. | TED | جيم: نعم، لم نجرب طول الفترة. |
Katla. JS: İşte şimdi oldukça kıyak bir icat olan şey, altında elinizi sağlıyorsunuz ve bir kağıt havlu çıkıveriyor. | TED | طي. ج. س: الآن، هناك الآن اختراع حقيقي ممتاز، وهو ذلك الذي تلوّح فيه بيديك ويقوم بالنفض. |
Seyirciler: Katla. JS: Daha yüksek. | TED | الجمهور: طي. ج. س: بصوت أعلى. |
Katla. JS: Şimdi, hep beraber söyleyelim. | TED | طي. ج. س: الآن، دعونا نقل كل ذلك معا. |
Belki de okutmak için özel bir alet lazımdır. Anlayamadın mı? Bu hafıza kartı sadece JS ile çalışır. | Open Subtitles | كما أن الحاو بوسعه تعلُّم التعزيز بنسبة خمسون بالمئة من مقدرة المتّسمين به فطريًّا. |