Bana körlük teşhisi konduğu zaman, körlüğün hayatımı mahvedeceğini biliyordum. | TED | عندما تم تشخيصي بمرض العمى، علمت بأن العمى سيدمر حياتي. |
Kendimize sorabiliriz, adalet nedir, ve adalet kör müdür, ya da körlük adalet mi? | TED | قد نسأل أنفسنا ، ما هو العدل ، و هل العدل أعمى، أم العدل هو العمى نفسه؟ |
Kör insanlar için tehdit teşkil eden şeyler körlükten ziyade daha çok insanların körlük hakkında önyargıları. | TED | إن الانطباعات حول العمى هي أكثر إخافة بالنسبة للأشخاص العُمي من العمى نفسه. |
Kurşun kullanan ressamların şikayetleri arasında titreme, melankoli, öksürük, retina büyümesi, ve hatta körlük vardı. | TED | الفنانون الذين عملوا بالرصاص عانوا من الشلل، الإكتئاب، السعال، توسع شبكة العين، وحتى العمى. |
Gerçek körlük değil sanırım. Bu kadar hızlı bir şekilde olan şey geçicidir. | Open Subtitles | بالتأكيد كذلك، هذا يعني بأنه ليس عمى حقيقي لأنه حدث بسرعه، أما العمى فهو يحدث ببطئ |
körlük; sıradan, küçük ve üzücü bir hayat yaşayacağım anlamına geliyordu ve muhtelemen yalnız. | TED | العمى كان يعني بأني سأعيش حياة غير ملحوظة صغيرة وحزينة، وعلى الأغلب وحيدا. |
Bana göre, kör olmak, çok derin bir lütuf, çünkü körlük bana görüş verdi. | TED | بالنسبة لي ، أن أصبح أعمى كانت نعمه عميقة. لأن العمى أعطاني البصيرة. |
Körlüğü keşfetmenin püf noktası epidemiyolojik anketler yapmak ve körlük nedenlerini bulmaktır bu sayede doğru tepki verebilirsiniz. | TED | مفتاح إكتشاف العمى هو عمل إستطلاعات للأوبئة والعثور على أسباب العمى بحيث تستطيع تقدير الإستجابة الصحيحة. |
Bazı durumlarda körlük iğne ile tedavi edilebilir. | Open Subtitles | فى ظل ظروف معينة ، يمكن شفاء العمى باٍبرة |
körlük bizim zayıflığımız ise, o halde birlikteliğimiz de kalkanımız olmalı. | Open Subtitles | لو العمى ضعفنا فأن الإتحاد هي حصنُنا وقوتنا |
Mutluluk, körlük ve dize getirilemeyen ağrıya yol açar. | Open Subtitles | حيث يؤدي رقصته الثلاثية الخطيرة السعادة، العمى و الألم الفظيع |
körlük hemodiyalizin yarattığı bir komplikasyon olabilir. | Open Subtitles | قد يكون العمى واحداً من المضاعفات الناتجة عن التحال الدموي |
Kanda pıhtılaşma, körlük, enfeksiyon, ölüm. | Open Subtitles | الجلطات الدموية ، العمى ، العدوى ، والوفاة |
körlük yüzünden kaçtılar ve artık çiftliklerde beslenemiyorlar. | Open Subtitles | لكن بسبب العمى هربوا بسبب لم يجدوا من يغذيهم في المزارع |
Yan etkisinin körlük olabileceğini takma. | Open Subtitles | لا يهمك إذا كانت أعراضه الجانبية يمكن أن تشمل العمى |
Milletin geçici körlük yaşadığı davalardan biri daha. Sizde bir şey var mı? | Open Subtitles | حالة أخرى من العمى المؤقّت، أتوصّلتما إلى شيء؟ |
Ama aniden gelen körlük nöbetleri ishal, kalp çarpıntıları ve manevi olarak ciddi düşüşleri içeren yan etkilere dikkat et. | Open Subtitles | و لكن كنْ حذراً من آثاره الجانبية حيثُ تتضمّن نوبات مفاجئة من العمى و الإسهال، وخفقان للقلب |
Kesin körlük konusunda uzman sayılırım. | Open Subtitles | في الواقع .. لقد أصبحت خبيرة في عمى العين |
Kısmi körlük ve şimdi de baş ağrılarım artıyor bulanık görüntülerden dolayı. | Open Subtitles | عمى جزئي والآن الصداع بدأ يزداد سوءً بسبب الرؤية الضبابية |
hafif körlük. | Open Subtitles | إنه عمى طفيف، الشحنة الثالثة ستزيل كل شيء |