"kötü değildi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يكن سيئاً
        
    • السوء
        
    • يكن سيئا
        
    • تكن سيئة
        
    • ليس سيئا
        
    • يكن سيء
        
    • يكن سيئًا
        
    • تكن سيّئة
        
    • يكُن جسيمًا
        
    • يكن سيئ
        
    • يكن سيّئاً
        
    • يكن شريراً
        
    • يكن فظيعاً
        
    • هذا ليس سيء
        
    • ما كان كتير سيئ
        
    Normalde giyeceğim tarzda bir kıyafet değildi ama sandığım gibi Michelin Adamı giysisine de benzemiyordu. Çok da kötü değildi açıkçası. TED وكان يشبه أغلب الملابس التي أرتديها عادةً وكان بعيداً جداً عن ملابس رجل الإطارات ميشيلن الذي توقعته، ولم يكن سيئاً أبداً
    Neyse, o kadar da kötü değildi. Çoğunu kurtardık sanırım. Open Subtitles ذلك لم يكن سيئاً جداً أعتقد بأننا أنقذنا أغلبه
    O kadar da kötü değildi. Sen onu benim kadar tanımadın. Open Subtitles أنه لم يكن بهذا السوء أنت لم تعرفه كما أعرفه أنا
    Bu işte uzun süre kalacak kadar iyi değildi, ...ama çabucak kovulacak kadar da kötü değildi. Open Subtitles لم يكن جيدا كفاية ليبقى في هذا العمل مدة طويلة ولكنه لم يكن سيئا كفاية ليتم طرده بسرعة
    Şimdi gerçek bir korsan avcısı oldum. Planım o kadar kötü değildi. Open Subtitles أنا صياد قراصنة حقيقي الآن خطتي لم تكن سيئة
    Randevumuz çokta kötü değildi ama? Open Subtitles موعدنا لم يكن سيئاً لتلك الدرجة، أليس كذلك؟
    Soysuz psikopatlar yüzünden midem tutmayıp, yemek yiyebildiğim zamanlarda kötü değildi. Open Subtitles عندما يمكنني هضم الأكل برفقة مختلين عقلياً فهذا يعني أن الطعام لم يكن سيئاً
    Söylemeliyim ki sandığım kadar kötü değildi. Open Subtitles يسرني إعلامكما بأنه لم يكن سيئاً بقدر ما ظننت.
    En büyük düşmanın o kadar da kötü değildi. Open Subtitles عدوك اللدود لم يكن سيئاً أبداً
    Ben çok küçükken çalışıyordu. O zaman, o kadar kötü değildi. Open Subtitles عندما كنت صغيرة وهو كان بالعمل لم يكن بهذا السوء حينها
    Bizim çocuklar ona Kalaşnikov adını taktılar, ama o kadar da kötü değildi. Open Subtitles كان يطلقون عليه قاذف اللهب ولكن لم يكن بهذا السوء
    Kırık camı temizledikten sonra o kadar da kötü değildi. Open Subtitles بعد أن أزلت الزجاج المُحطم, لم تكن بذلك السوء.
    Bir keresinde havaya uçmuştum. Beklediğim kadar kötü değildi. Open Subtitles لقد تعرضت للتفجير مرتين وهذا لم يكن سيئا كما توقعت
    3. gelmek çok da kötü değildi. Open Subtitles أعني، يأتي في الثالث لم يكن سيئا للغاية.
    Tamam. Güzeldi O kadar kötü değildi Open Subtitles حسنا كان ذلك جيدا ولم يكن سيئا
    Hayatta her şeyin iyi notlara bağlı olmadığını görüyorsun. Gerçi benimkiler sayende o kadar da kötü değildi. Open Subtitles الحياة ليست مجرد علامات دراسية جيدة رغم أن نتائجي لم تكن سيئة والفضل يرجع لك
    Kalp göstergeleri yeterince kötü değildi. Open Subtitles أعراض التعب في قلبها ، لم تكن سيئة بما فيه الكفاية
    O kadar da kötü değildi, değil mi? Open Subtitles هذا ليس سيئا الان ، اليس كذلك؟
    Pekala, çok da kötü değildi. Katılıyorum. Korkunçtu. Open Subtitles ـ حسناً، هذا لم يكن سيء للغايه ـ نعم، لقد كان مريع
    - Çok da kötü değildi. Open Subtitles هذا لم يكن سيئًا جدًا، أليس كذلك؟
    Bu gece bir solucan yedim. O kadar kötü değildi. Gayet iyiydi, aslında. Open Subtitles لقد أكلتُ ديداناً الليلة، لم تكن سيّئة للغاية، بل كانت رائعة جداً.
    O kadar kötü değildi. Open Subtitles ذلك لم يكن سيئ كثيراً
    Sunduğunuz yemekler kötü değildi. Open Subtitles الطعامُ الذي أكلتهُ هنا لم يكن سيّئاً للغاية.
    Bu çıkıyorAdım Kral hiç kötü değildi. Open Subtitles إتضح ان الملك البديل لم يكن شريراً ابدا
    Ayak mantarı kaptım ama masaj çok da kötü değildi. Open Subtitles حصلت على فطريات القدم لكن المساج لم يكن فظيعاً على الرحب - ربما -
    kötü değildi, değil mi? Open Subtitles - هذا ليس سيء ، أليس كذلك ؟
    Aslında o kadar da kötü değildi. Open Subtitles ذلك ما كان كتير سيئ في الحقيقة كانت حقيقة واحدة كالسيدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more