Dışarıda ne kadar kalırsan işler o kadar kötüye gidecek. | Open Subtitles | كلّما طال ابتعادك، كلّما ازداد الأمر سوءاً |
Ve söylemekte ne kadar gecikirsen, o kadar kötüye gidecek. | Open Subtitles | وكلمـا إنتظرت مطولاً لإخباره، كلمـا زاد الأمر سوءاً. |
Bunun sebebi daha da kötüye gidecek olması. | TED | السبب هو أنه على وشك أن يزداد الأمر سوءًا. |
Ama senin halkinla benim halkimin iliskileri daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | لكنّه كما تعلمين سيزيد الأمور سوءًا بينك قومك وقومي. |
Gerçekten yapardım, çünkü biliyorum ki her şey daha da kötüye gidecek. | Open Subtitles | لأني أعلم أن الوضع سيسوء و حسب |
Sence benim için ne kadar kötüye gidecek? | Open Subtitles | كيف سيسوء الأمــر معـي فى رأيك؟ |
Ve daha da kötüye gidecek çünkü hastalık daha fazla yayılacak. | TED | والأمر يزداد سوءا بسبب السفر يصبح أكثر سهولة. |
Büro bu iş kötüye gidecek olursa, tüm riskleri alıyor. | Open Subtitles | يتحمل المكتب كافة المخاطر إن ساء الوضع |
Korkarım Bunu yapmaya devam edersen durumun dahada kötüye gidecek. | Open Subtitles | أخشى أنه إذا واصلتِ الضغط عليه بهذة الطريقة ستجعل الأمور أكثر سوءاً |
Bu doğru, eğer beklersek, olay daha da kötüye gidecek. | Open Subtitles | صحيح إنه لو انتظرنا سيزداد الوضع سوءاً |
Yani daha da kötüye gidecek. | Open Subtitles | ستزداد الحالة سوءاً إذاً صحيح؟ |
Kendin de söyledin. Bunu yaparsan her şey daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | قلتها بلسانك، إن فعلت هذا، فلن تزيد الأمر إلّا سوءًا. |
Geçici bir şey bulabilirsin elbet ama ona olan ihtiyacı her gün daha da kötüye gidecek. Kız kardeşinin ailesine ihtiyacı var. | Open Subtitles | لكن الشره سيزيد سوءًا على سوئه، وأختك بحاجة لأسرتها. |
Yani işler daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | ستزداد الأوضاع سوءًا إذًا |
Temizlik yapıyor. Bu iş sona ermeden önce daha da kötüye gidecek. | Open Subtitles | هنا سيسوء الأمر ,لا أعرف إن تحسن الوضع |
Bu iş ya çok daha iyiye ya da çok daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | سيسوء الأمر كثيراً، قبل أن يتحسن |
Beklersem, daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | اذا انتظرت سيسوء الامر اكثر بمليون مرة |
Sonra gittiler çünkü şunu fark ettiğini sanıyorum bu muhabbet gittikçe kötüye gidecek. | Open Subtitles | ثم غادرت, لأنها علمت أن الموضوع سيزداد سوءا |
Binlerce mil uzakta ıssız bir yerdeyiz adamım, ve iyi olacağına daha da kötüye gidecek! | Open Subtitles | نحن نبعد الاف الاميال - عن لا شيئ , يا رجل كما انها ستتحول الى جحيم ! اكثر سوءا قبل ان تتحسن |
Çünkü kalırsan işler daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | ولكنك لو بقيت هنا، ستزداد الأمور سوءا |
Evet, Bagwell de bize karşı nefes aldıkça daha da kötüye gidecek. | Open Subtitles | (أجل ، وقد ساء الأمر اكثر بقيام (باغويل بخيانتنا وطعننا بظهورنا |
İşler iyiye gitmeden çok daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | الأمور سوفَ تسوء قبلَ أن تتحسن |
İşler iyiye gitmeden önce kötüye gidecek. | Open Subtitles | الأمور ستسوأ أكثر قبل أن تتحسن |