Bu, dünyanın gece görüntüsü ve gezegenimizi küresel bir boyutta nasıl etkilediğimizin en çarpıcı örneklerinden birisi de bu. | TED | هذه هي أرضنا في المساء، وذلك واحد من أكثر الأمثلة إثارة عن كيف أثرنا على كوكبنا على نطاق عالمي. |
Gerçekten küresel bir toplum oluşturmak için gerekli araçlara sahibiz. | TED | لدينا الوسائل التي عبرها نقدر على صنع مجتمع عالمي حقيقي. |
Ve gördüğünüz şey bu anlamda küresel bir sınıf olma yolunda ilerliyor. | TED | وأعتقد ما سترونه هو ظهور فكرة فصل دراسي عالمي بشكل موحد |
Online kadın düşmanlığı küresel bir cinsiyet hakları trajedisi, ve mutlaka sona ermeli. | TED | كراهية النساء على الانترنت هي مأساة عالمية للحقوق الجنسانية، ومن الضروري أن تنتهي. |
küresel bir facia yaşamada önce Washington'a önereceğim şey de budur. | Open Subtitles | و هذا ما سانصح به واشنطن قبل ان تحدث كارثة عالمية |
Balıkçı köylerindeki sosyal sözleşmeyi küresel bir çapta yeniden oluşturmamız gerekiyor. | TED | نحتاجُ إلى تحديث التعاقد الاجتماعي لقرى صيد الأسماك على المستوى العالمي. |
küresel bir takım kurmaya çalışıyorum, dünyanın yüzleşmesi gereken küresel büyük sorunlarla ilgilenecek. | TED | أحاول بناء فريق عالمي، سوف ننظر في التحديات العالمية الكبرى التي يواجهها العالم. |
Derslerimizin her birinde, bir öğrenci topluluğu ve paylaşılan entellektüel çabanın etrafında küresel bir insan topluluğu oluştu. | TED | مع كل فصل من فصولنا، أُنشئت مجتمعات من الطلاب، مجتمع عالمي من الناس مجتمعون حول مساعي فكرية مشتركة. |
Bu küresel bir mecburiyet. Bunu doğru yapmak zorundayız. | TED | إنه واجب عالمي. يجب علينا أن نفعل هذا بالشكل الصحيح. |
Görmezden gelirseniz eğer yerel cihad, küresel bir cihad haline gelir. | TED | الجهاد المحلي، إذا تجاهلناه سيتحول إلى جهاد عالمي مجددأً |
Ulaştıklarımızı ölçüp karşılaştırabileceğimiz, küresel bir topluluk oluşturuyoruz, Bunu yapabileceğimiz geniş bir topluluk. | TED | نحن الذين ننشيء مجتمع عالمي، ومجتمع عالمي واسع، حيث أننا سنكون قادرون على قياس ومقارنة ما نقوم بتحقيقه. |
küresel bir salgın korkusu vardı çünkü virüs tüm Çin'de hızla yayılıyordu. | TED | حيث كان هناك مخاوف من وباء عالمي حيث بدأ الفيروس بالأنتشار بسرعة عبر الصين. |
Ama aynı zamanda küresel bir toplum olarak yatırım yapmaya istekli olmamız gerekiyor. | TED | ولكن نحتاج أيضًا أن نكون مستعدين للاستثمار كمجتع عالمي. |
Bu sayfaları özgürleştirip, sayısallaştırdığımızı düşünün, sonra da büyük, birbiri ile bağlı, küresel bir depoda sakladığımızı. | TED | إذاً، تحرير هذه الصفحات وتخيلوا رقمنتها، حسناً، ثم تخزينها في مخزن عالمي متشابك الوصلات. |
vazgeçmemiz gerektiğini iddia edeceksen, bu konuda küresel bir sohbet etmeliyiz. | TED | وأن الخطر في الطريق، ويصنع بالغالب بواسطة ما يحدث يجب أن يكون لدينا حوارٌ عالمي حول ذلك. |
Ama benim bu resimden anlamak istediğim koruma için küresel bir adım atma fırsatına sahip olduğumuzdur. | TED | ولكن ما أريده من هذه الصورة هو أننا لا زال لدينا الفرصة لنبدأ مبادرة عالمية للحماية |
Bu durumun en dikkat çekici olduğu yer Amerika ve İngiltere olsa da, bu aslında küresel bir sorun. | TED | هذا التحول هو الأكثر لفتاً في الولايات المتحدة و المملكة المتحدة، بل إنها ظاهرة عالمية. |
Elimizde biraz daha büyük, her yerde yapılan bir konuşmanın gerçek anlamda küresel bir ayak izini anımsatmış olan bir konuşma var. | TED | ولقد حصلنا على شيء أوسع قليلاً مثل البيانات الكبيرة مع بصمة عالمية حقاً يذكرنا بمحادثة أن ما يحدث في كل مكان. |
Ben demokrasimizi kurtarmak için, yeni küresel bir demokrasiyi uzanıp bağrıma basmaya hazırım. | TED | انا مستعد لان نصل و نحتضن ديموقراطية عالمية جديدة لاستعادة ديموقراطيتنا |
ve alıkoyarcasına sahiplendi, itibarını düşürdü ve yozlaştırdı. Bu kelimeyi asla olmayan bir kavrama çevirdi ve herkesi bunun anlamının her zaman küresel bir cihad olduğuna inandırdı. | TED | أخذها عنوة، اختطفها و لوثها، افسدها و حولها إلى شيء لم تعنه من قبل أبداً ثم أقنعنا جميعاً أن هذا ما كان الجهاد العالمي |
Yani bazı araçlara sahip olabiliriz, fakat bunların küresel bir sağlık sistemi içinde etraflıca toparlanması gerekiyor. | TED | لذا فإننا نمتلك أدوات، ولكن هذه الأدوات تحتاج إلى أن تُدمج في النظام الصحي العالمي. |
Yeni bir nesil - iyi eğitilmiş, birbirine bağlı, evrensel değerlerden ilham alan- ve küresel bir anlayış bizim için yeni bir gerçeklik yarattı. | TED | فجيل الشباب المثقف المتصل والملھم بالقيم العالمية والفھم الكوني، خلق لنا واقعا جديدا. |
Fakat Tahrir özgürlüğün küresel bir sembolü olmadan önce insanlar için daha sessiz fakat yine de güçlü bir şekilde ses olan temsil edici anketler mevcuttu. | TED | لكن قبل أن كان التحرير رمزا عالميا للتحرر، كانت هناك استبيانات تمثيلية أعطت الناس صوتا بهدوء ولكن بوسائل قوية. |