"kürsüsüne" - Translation from Turkish to Arabic

    • منصة
        
    • على المنصة
        
    • للمنصة
        
    • الاذن
        
    • منصب المحافظ
        
    • مجراهُ
        
    • للمنصه
        
    O orospu avukat onu sanık kürsüsüne oturttu, her şey için onu suçladı. Open Subtitles كانت تلك المحققة الحقيرة ستضعه على منصة الشهود وتلومه على كل ما حدث
    Ve şimdi, Tanrı bile Tanrı bile Yüksek Mahkemede sanık kürsüsüne çıkmak zorunda. Open Subtitles والآن ، حتى الملك حتى الملك سيقف في منصة الشهود في المحكمة العليا
    Yarın onu sanık kürsüsüne oturtuyorum ve onu çapraz sorgu için hazırlamak istiyorum. Open Subtitles سوف اضعها على منصة الشهود غدا واريد ان اجعلها جاهزة للأستجواب
    Beni sanık kürsüsüne oturtman, çok akıllıcaydı. Bütün o "erkek ol" olayları. Open Subtitles الطريقة التى وضعتنى بها على المنصة كانت طريقة رائعة
    Tanık kürsüsüne çıkar mısınız, lütfen, Bayan Nelson? Open Subtitles هلا تقدمتِ للمنصة من فضلك آنسة نلسن؟
    Bunu kanıtlamak için, efendim tecavüz kurbanı Bay Raj Malhotra'nın tanık kürsüsüne çağrılması için icazet istiyorum. Open Subtitles أطلب الاذن لاستدعاء المجنى عليه فى محاولة الاغتصاب السيد راج مالوترا للشهادة يمكنك ذلك ـ أشكر سعادتك
    Size celp çıkarabilirim. Sizi tanık kürsüsüne çıkartabilirim. Open Subtitles أستطيع أن أستدعيك بأمر المحكمة وأنت تعلمين ذلك أستطيع أن أضعك على منصة الشهود
    Durma beni tanık kürsüsüne çıkar, aynı hikayeyi yine anlatırım! Open Subtitles هيا يارجل ضعنى على منصة الشهود وسأقول نفس القصة
    Madalya kürsüsüne çıktığımız zaman, kürsüdeydik ve o altın madalya almıştı, gülmüyordu. Open Subtitles عندما كنا نعتلي منصة التتويج كنا على المنصة و كان قد حصل على الذهبية
    Gaby'yi tanık kürsüsüne aldığında gerçekten rahatladım... çünkü bu beni neden öptüğünü açıklıyordu. Open Subtitles لقد كنت مرتاحة بصراحة عندما وضعت غابي على منصة الشهود لأن ذلك شرح لما قبلتني
    Lütfen tanık kürsüsüne gel ve orada konuş. Open Subtitles من فضلك يرجى الحضور الى منصة الشهود للكلام
    Beni tanık kürsüsüne koymadığı zaman endişelenmiştim ama şimdi planının ne olduğunu görüyorum. Open Subtitles كنت قلقاً لأنّها لم تطلب منّي الصعود إلى منصة الشهود .. والآن عرفت السبب
    Tanık kürsüsüne çıktığınızdan beri söylediğiniz her şey yalan, öyle değil mi? Open Subtitles أليس صحيحاً أن كل كلمة قلتِها في المحكمة منذُ وقوفك في منصة الشهود هي كذب؟
    Tanık kürsüsüne çıkıp bunu jüriye anlattığımda Largent'ın iddiası çürüyecek. Open Subtitles حسنا الأن عندما أجلس على المنصة واخبر المحلفين بهذا الأمر قضية لارجنت ستتفتت
    Vicdanlı biri vazgeçmek için tanık kürsüsüne çıkmayı beklemez. Open Subtitles ذلك الرجل دون ضمير ولن ينتظر حتى يقف على المنصة
    Dava, kederli dulu tanık kürsüsüne koyuyor son yemeğinin planlarını yapmaya başlayabilirsin. Open Subtitles إذا وضع النائب العام الارملة المكلومة على المنصة, فالأحرى بك ان تبدأ بالتخطيط لآخر وجبة لك قبل اعدامك
    Seni tanık kürsüsüne çağıracağım, olanları anlatacaksın. Open Subtitles سأناديكِ للمنصة , أسير بكِ عبر الحقائق
    Mahkemede tanık kürsüsüne çıkmanı istiyorum. Open Subtitles -أريد أن تصعد للمنصة
    Tanık kürsüsüne çıkmadan önce Tom ile konuşacak mısın? Open Subtitles هل ستتحدثين مع (توم) قبل صعوده للمنصة ؟
    Şimdi de, Bayan Sonia'nın tanık kürsüsüne çağrılmasını istiyorum. Open Subtitles والآن أطلب الاذن لاستدعاء السيدة سونيا للشهادة
    En büyük çocuk otururdu, Belediye kürsüsüne. Open Subtitles أكبر أبناء المحافظ هو التالي في الحصول على منصب المحافظ
    Smokey Dağlarından Pamlico'ya kadar biliyorum ki Tar Heel kürsüsüne gelen herkes adil bir yargılanmayla karşılaşacaktır. Open Subtitles من تلك الجبال حتى بامليكو ساوند، أعرفُ أن العدل سيأخذ مجراهُ لكلّ من يضع قدمهُ بهذه المحكمة.
    Savunma makamı Tanık kürsüsüne Alexander Hightower'ı çağırıyor, Sayın Yargıç. Open Subtitles الدفاع يريد أن يستدعي أليكساندر هايتاور" للمنصه سيدي"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more