"kütüphane'" - Translation from Turkish to Arabic

    • المكتبة
        
    • بالمكتبة
        
    • للمكتبة
        
    Fakat, M.Ö. 5. yüzyıl sonunda bu büyük Kütüphane yok oldu. TED ولكن بحلول نهاية القرن الخامس الميلادي، كانت المكتبة العظيمة قد اختفت.
    Sen ya da Kütüphane gerek duyduğunda yeniden gerçeğe dönüştürülebilir. Open Subtitles يمكن تحقيقه مجددا كلما تطلب ذلك منكِ أو من المكتبة
    Ateş Ulusu, Büyük Kütüphane'den bizimle ilgili bir bilgi çaldı. Open Subtitles قوم النار قام بسرقة معرفتنا و علومنا من المكتبة العظيمة.
    Sanırım ona bir Kütüphane kartı vermelisiniz. Open Subtitles أعتقد انها تحتاج لإعطائها اشتراك بالمكتبة.
    Onlar büyüdükçe adlarına banka hesapları açtım, Kütüphane kartları aldım, vergi iadeleri hazırladım. Open Subtitles عندما كبرو في العمر عملت لهم حسابات بنكيّة بطاقات للمكتبة , إشعارات الضرائب
    Kütüphane yolunu biliyor musun diye seni test ediyordum. Gidelim. Open Subtitles كنت أختبرك فقط لأرى إن كنت تعرف الطريق إلى المكتبة
    Kütüphane kitaplarına yazmak hakkında bir kural filan yok mu? Open Subtitles هل توجد أي قوانين عن الكتابة فى كتب المكتبة ؟
    Tüm bunlar Kütüphane haritanın taraması sanal ortama aktarınca başladı. Open Subtitles الأمر بدأ عندما قامت المكتبة بوضع صورة للخريطة على الانترنت
    Ödenmemiş Kütüphane ücretleri, 15 dolar, borçlar ödenene kadar diplomaya alıkoyuldu. Open Subtitles رسوم المكتبة الغير مدفوعة : 15 دولاراً الشهادة محجوزة لحين الدفع
    Kütüphane'de bir şeylerin yanlış gittiğini söylemediysen eminim bir sebebi vardır. Open Subtitles لو لم تخبرنا أن المكتبة مضطربة، أوقن أن لديك سببًا وجيهًا.
    Kütüphane'nin tek yaptığı büyüyü kilit altında tutup insanlara vâr olmadığını söylemek. Open Subtitles إذ أن شُغل المكتبة الشاغل هو إخفاء السحر ومحاولة إقناع الناس بانعدامه،
    Özellikle de Kütüphane yüksek ve çevresi de sularla kaplıysa. Open Subtitles خاصة إذا كانت المكتبة طويلة والمنطقة المحيطة بها غُمرت بالماء.
    Evin içinde ekstra bir oda gibi şeyler duyuyorum, bodrum katı, kahve dükkanı, Kütüphane. TED سوف أسمع أشياء مثل مثل غرفة إضافية في المنزل , الطابق السفلي , المقهى , المكتبة.
    Bu aşırı doz şoklarından biri okuldan sonra oldu yani Kütüphane çocukla doluydu ve patırtı yapıyorlardı. TED حالة جرعة زائدة واحدة على وجه الخصوص وقعت بعد المدرسة، إذا كانت المكتبة مليئة بالأطفال، الضوضاء والاضطراب.
    çağırdı ve onların el yazmalarıyla beraber Kütüphane büyümeye başladı ancak İskenderiye yöneticileri hâlâ dünyadaki her kitabın bir kopyasını istiyorlardı. TED نمت المكتبة من خلال مساهمة هؤلاء العلماء بمخطوطاتهم فيها، لكن حكام الإسكندرية ما زالوا يريدون نسخة من كل كتاب في العالم.
    M.Ö. 283 yılında kuruluşundan yaklaşık 300 yıl sonra Kütüphane zenginleşti. TED بعد حوالي 300 سنة من تأسيسها في عام 283 قبل الميلاد، ازدهرت المكتبة.
    Raynard günlerce meteliksiz ve evsiz dolaşıp durdu taa ki Camden Kitap Servisi'nden kalanlara rastlayıncaya dek ve bu aklına Gezici Kütüphane'yi getirdi. Open Subtitles رينارد صار مفلس وبلا مأوى لأيام حتى عثر على ما تبقى من برنامج مكتبة كامدن للتوعية وذلك ذكره بالمكتبة المتنقلة
    Yani diyorsun ki bir anahtar aldın, çantana koydun, ama çantan sen tuvaletteyken Kütüphane masasından çalındı ve bir daha da görmedin. Open Subtitles إذا أنت تقول بأنك إخذت المفتاح و لكنه كان بداخل حقيبتك عندما سرقها أحد من فوق طاولة بالمكتبة أثناء ذهابك للحمام
    Zaten Kütüphane'nin kalbi kendisiyle aynı boyutsal düzlemde bile bulunmuyor. Open Subtitles إن مركز المكتبة لا يتواجد في الجيب البعديّ الخاص بالمكتبة نفسها.
    Bu sadece bir kütüphaneye girip bir Kütüphane kitabını çıkarmak içindi. TED وكان هذا الأمر هو أن تذهب فقط للمكتبة وتأخذ كتاباً.
    Kütüphane kapanmadan gitmem gerek. Sonra konuşuruz bunu, tamam mı? Open Subtitles عليّ الوصول للمكتبة قبل أن تغلق ولكننا سنتحدّث عن هذا لاحقاً، اتفقنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more