Eğer arkadaş istersen, belki bana uğrayabilir ve benim evimde kıçının üstüne oturabilirsin. | Open Subtitles | إذا أردتي بعض الرفقة ربما يمكنك المجئ إلى شقتي والجلوس على مؤخرتك هناك |
Eğer arkadaş istersen, belki bana uğrayabilir ve benim evimde kıçının üstüne oturabilirsin. | Open Subtitles | إذا أردتي بعض الرفقة ربما يمكنك المجئ إلى شقتي والجلوس على مؤخرتك هناك |
Onunla konuşacaksın, yoksa seni kıçının üstüne oturturum. | Open Subtitles | ستتحدث معها، وإلا سأركلك على مؤخرتك يا صديقي |
Bir şey söyleyeyim, şap diye kıçının üstüne oturmaktan iyidir. | Open Subtitles | سأخبرك بشيء واحد هذا أفضل من أن يقع المرء على مؤخرته |
kıçının üstüne oturup bir şey yapmamayı sever. | Open Subtitles | إنّه يحُب أن يجلس على مؤخرته ولا يفعل شيئاً |
kıçının üstüne düşme sakın. | Open Subtitles | فقط أحترس حتى لا تسقط على مؤخّرتك . |
Öyleyse senin oradan düşüp kıçının üstüne oturman için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | اذا أنا لا أستطيع الانتظار ختى أراك تسقط و تهبط على مؤخرتك. |
Peki o zaman, kıçının üstüne otur ve çeneni kapat. | Open Subtitles | إذاً, أجلسي على مؤخرتك و أصمتي أيتها اللعينة. |
Ve hâlâ ayakta mısın? Şimdiye seni, kıçının üstüne oturtmuş olması gerekmez miydi? | Open Subtitles | ومازلت تقف على قدميك الا يجب ان اضربك على مؤخرتك الآن |
Ve hâlâ ayakta mısın? Şimdiye seni, kıçının üstüne oturtmuş olması gerekmez miydi? | Open Subtitles | ومازلت تقف على قدميك الا يجب ان اضربك على مؤخرتك الآن |
Seni kıçının üstüne oturtayım da seyircilere nasıl hissettiğini anlat. | Open Subtitles | حتى أضعها على مؤخرتك و تخبر هؤلاء الجماهير، إذا شعرت بها |
Eğer tüm gün kıçının üstüne oturacaksan beni altıda almak için nasıl hazır olacaksın? | Open Subtitles | إن كنت ستجلس على مؤخرتك طوال اليوم كيف ستصطحبني الساعة 6؟ |
Bence sarhoş olmalısın. Tökezleyerek yürüyecek, kıçının üstüne düşecek ve bir tuvalet kabininde kendinden geçecek kadar sarhoş olmalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنك يجب أن تشرب حتى تترنّح وتقع على مؤخرتك |
Polis işinin yarısı gerektiğinde kıçının üstüne oturmaktır. | Open Subtitles | نصف عمل الشرطة القيم هو المقدرة على الجلوس على مؤخرتك حينما يتطلب الأمر |
kıçının üstüne oturmanın ve o kitabı yazmaya başlamanın zamanı geldi. | Open Subtitles | الجلوس على مؤخرتك والبدأ بتأليف ذلك الكتاب |
Şişko kıçının üstüne oturup, rulo pasta suratıyla bakıp aptalca bir ihlal yapayım da, beni parçalasın diye umma kralı. | Open Subtitles | بل ملك البقاء على مؤخرته السمينه ويحشي وجهه بلفات سويسريه على أمل أن يوقفني بسبب مخالفه غبية |
Ama şimdi ortaya çıkıyor ki bu geri zekalı bütün savaşı San Diego'da bir tersanede kıçının üstüne oturarak geçirmiş. | Open Subtitles | وأحشاء يابانيين بطول 20 ياردة بين أسنانه. والآن يتبيّن أن ذلك الأحمق قضى الحرب جالساً على مؤخرته في ساحة قوارب ما بـ سان دييغو. |
kıçının üstüne devir onu! | Open Subtitles | أوقعه على مؤخرته أدفعه أرضاً بيني |
Sonra Bam! Dwight sprey sıktı ve adamı kıçının üstüne oturttu. | Open Subtitles | بعد ذلك, " بام ", " دوايت " بخ عليه وضربه على مؤخرته |
kıçının üstüne düş! | Open Subtitles | -اسقط على مؤخّرتك ! |