Sizin karşı saldırınız isyanı 10 kat daha heyecanlı kıldı. | Open Subtitles | في الواقع هجومك المضاد جعل الشغب أكثر إثارة بعشرة أضعاف. |
Bence gövdede olmalı, çünkü ailemi o mümkün kıldı. | TED | أعتقد أنه يجب أن يكون على الجذع، لأنه جعل عائلتي ممكنة. |
Ve de bu bizim gerçekten planımızı hayata geçirmemizi mümkün kıldı. | TED | وذلك جعل من المستحيل، لنا أن نأخذ خطته. |
Fakat mikrodalga teknolojisi, uyduların kullanımı ile kablosuz güç aktarımını çoktan mümkün kıldı. | Open Subtitles | لكن تقنيات الميكرويف جعلت هذا ممكنا لنقل الطاقة لاسلكية مع استخدام الأقمار الصناعية |
Bir hâkim annemin mirasını hükümsüz kıldı yani artık bütün bu dramayı arkamızda bırakabiliriz. | Open Subtitles | لقد أبطلت المحكمة وصية أمي ونستطيع الان أن نضع هذا الأمر وراء ظهورنا |
Onu ormanın hayvanlarından farklı kıldı ve onu gezegenin efendisi yaptı. | Open Subtitles | تميزه عن باقي وحوش الغاب ، جعل منه أسياد الكوكب |
Bu ordumun herzamanki prestijini geri kazanmasını mümkün kıldı. | Open Subtitles | هل جعل جيشنا يسترجع هيبته التي كان يملكها دائما |
Neyse ki Bay Strange'in itirafı, o ifadenin geçerliğini gereksiz kıldı. | Open Subtitles | من حسن الحظ... ان اعتراف سيد سترينج جعل هذا غير ضرورى |
Stephen kendisini, karımın tiyatro eseri için vazgeçilmez kıldı. | Open Subtitles | لقد جعل ستيفن نفسه لاغنى عنه في الأستعراض الدرامي الذي تقوم به زوجتي |
Kendime bu kadar güveniyor olmam beni her yönden karıma çekici kıldı. | Open Subtitles | رؤيتي أشعر بالرضى عن نفسي جعل زوجتي منجذبة إلي بكل الطرق |
O, cebirin varlığını, rakamlar bulmak için bir teknikten olmaktan çok, kendi başına bir konu olarak mümkün kıldı. | Open Subtitles | جعل بإمكان الجبر أن يتواجد كمادّة في حدّ ذاتها |
Kitabımın ruhunu gerçekten iyi nakletti ve İtalyanca baskısını mümkün kıldı. | Open Subtitles | وقد نجح بالمحافظة على روح كتابي ولقد جعل هذه الطبعة الإيطالية متوفرة |
Bu durum CDO'ları emeklilik fonları için çekici kıldı çünkü fonlar sadece yüksek dereceli menkul kıymetler satın alıyordu. | Open Subtitles | و هذا جعل الـ سى دى أوه أمر شائع فى أموال التقاعد التى تشترى فقط بأعلى الضمانات |
30 dakika öncesinden itibaren şirketin bana ait. Yönetim kurulu üyeleri oybirliğiyle atamamı kalıcı kıldı. | Open Subtitles | منذ 30 دقيقة، أضحت شركتك لي، إذ أجمع المدراء على جعل منصبي دائمًا. |
Burada yaşamamı imkansız kıldı. Beni okuldan attırdı. | Open Subtitles | جعل العيش هنا مستحيل وتسبب في طردي من المدرسة |
Ama krala bağlılık yemini etmiş kendi cebi için yasaları çiğneyen birisi, bunu zorunlu kıldı. | Open Subtitles | الذي اقسم ان يتبع الملك,لمصلحة القوانين قد ملئ جيوبه جعل من مجيئي ضرورياً |
Bugün üretim santraline Cumhurbaşkanın ziyareti, bu etkinliği mümkün kıldı. | Open Subtitles | زيارة الرئيس للمحطة اليوم جعل الأمر ممكناً لنا |
Bakışımdaki bu değişimler, kiliseme olan güvenimde daha büyük bir erozyona neden oldu ve sonunda benim için orada kalmayı imkansız kıldı. | TED | هذه التحوّلات في رؤيتي ساهمت مساهمةً كبيرة في تراجع ثقتي اتجاه كنيستي، وفي النهاية جعلت من المستحيل أن أبقى هناك. |
Yüce Mahkeme bu sabah Oy Kullanma Hakları Yasası'nın bir kısmını geçersiz kıldı. | Open Subtitles | المحكمة العليا أبطلت أجزاءً من قانون حق التصويت هذا الصباح. |
"Tekrar matematikle uğraşmayı düşünmemi mümkün kıldı." | Open Subtitles | مما جعلني أتمكن من تخيل نفسي أعمل بالرياضيات ثانيةً |
Ama sürekli işe karışmanız bunu gerekli kıldı. | Open Subtitles | ولكن, تدخّلكما المستمر, وألحاحكما, جعله من الضرورى . |