"kırılıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يتحطم
• تنكسر
• ينفطر
• ينكسر
• يتكسر
• تتحطم
• يفطر

Geminin altındaki buz kırılıyor.
ليس صالحا الثلج يتحطم تحت السفينة

İçeride kalbim kırılıyor
في الداخل، قلبي يتحطم

- En azından iradeleri kolay kırılıyor zamanımıza güzellik katabilecek halde olmuyorlar.
على الأقل إراداتهم تنكسر بسهولة لكنهم نادرا في مركزهم لجعله يساوي لحظتنا

Bilgisayarım donuyor, tükenmez kalemler yazmıyor kurşun kalemler kırılıyor. Zihnimdekiler uçup gidiyor.
توقف حاسوبي, وانتهى الحبر من الأقلام والاقلام الرصاص تنكسر, عقلي أصبح فارغاً

Carrie ile Paris'e gidiyoruz ve kalbimiz kırılıyor ardından Bay Big geliyor ve ona yine güvenip güvenemeyeceğimizi bilmiyoruz.
حيث نذهب بصحبة "كاري" إلى باريس و ينفطر قلبنا ثم يظهر السيد المذهل و لا نعلم إن كان بإمكاننا الوثوق به مجددا

kırılıyor ve kız... yere düşüyor.
ينكسر وتقع على الأرض

Ne zaman fotoğrafları toplasam, bir şeyler kırılıyor ve ben suçlanıyorum.
فكلما أضع الصور يتكسر شيء وأنا التي ألام

Bir nesne ona değdiği zaman ya da yüksekten düştüğü zaman kırılıyor ve patlamayı başlatıyor ve şehir yanacak.
عندما يلمسها أي شيء أو تسقط من على إرتفاع، تتحطم ثم تقوم بتفجير .. ، وستحترق المدينة.

İnsanın kalbi kırılıyor, değil mi?
انه يفطر القلب اليس كذلك؟

- Bütün buz katmanı kırılıyor.
أن الجرف كله يتحطم

Cam kırılıyor.
أن الزجاج يتحطم

Ceviz sonunda kırılıyor. Artık zengin ve yağlı çekirdeğini afiyetle yiyebilir.
تنكسر الجوزة أخيراً وتكشف لبّاً زيتياً غنياً

Flört etmeye çalışırken neler oluyor görüyorsun, saksılar kırılıyor.
رأيتِ ماذا يحدث عندما أحاول أن أتغزل بكِ المزهريات تنكسر

Nereye dönsen, birinin kalbi kırılıyor.
في أي مكان تلتفتي ينفطر قلب شخص ما

Ağladığı her seferinde kalbim kırılıyor.
ينفطر قلبي كلما رأيتها تبكي

Nokia, Bluetooth, sen konuşmaya devam et,ben de edeyim efendi Raj, demek istiyor ki kalbin kırılıyor!
استمر أنت بالكلام، وأنا سأستمر بالكلام سيّدي (راج)، قلبك حينها ينفطر

Buz kırılıyor.
إنّ الثلج ينكسر

Ve sonunda da genç bir kız gibi kalbi kırılıyor.
وقلبها ينكسر مثل فتاة مراهقة

Kadını PET taramasına alın. Başka neler kırılıyor bakın.
ضعها بجهاز أشعة مقطعية لنري ما يتكسر غير ذلك

"Dalgalar kırılıyor"
الامواج تتحطم

Kalbim kırılıyor.
يفطر قلبي