| İşte ön kapı. Bir defasında bu parmağım bu kapıda kırıldı. | Open Subtitles | هذا هو الباب الأمامي وفي مرّة كسرت أصبعي هذا بهذا الباب |
| Bir keresinde merdivenden inerken, kaval kemiğim ince bir dal gibi kırıldı. | Open Subtitles | لقد تسلقت سلما مره وعظمة ساقي كسرت مثل جذع الشجر لماذا تسألين؟ |
| İyi değilim. Galiba kaburgamın biri kırıldı. Belki de ikisi. | Open Subtitles | لست بخير، أعتقد أن لدي كسر في ضلع أو ضلعين |
| Lanet araba dökülüyor. Çamurluk kırıldı, radyatörün işi bitti. | Open Subtitles | السيارة الملعونة كلها تحتاج لترميم الرفرف مكسور وتحتاج لردياتير جديد |
| - Ne oldu, Phillip? Yok bir şey. Kadeh çatlakmış, elimde kırıldı, o kadar. | Open Subtitles | لاشيىء، لقد تحطم الكوب و انكسر.هذا كُلُ شيىء. |
| Babasının bir kaç kaburgası kırıldı ama Lucy başından ciddi yaralandı. | Open Subtitles | انكسرت بعض ضلوع أبيها أما هي فقد أصيبت في مخها بشدة |
| Köprücük kemiğim kırıldı. Neyse, en azından patronum beni dinler artık. | Open Subtitles | على الاقل رئيسي سيستمع الى الان بعد ان كسرت عظم ترقوتي |
| Gömleğini aşağı Kan diyor burnu kırıldı zaman o dik oldu. | Open Subtitles | الدماء على قميصة تقول تقول انة كان واقفاً عندما كسرت انفة |
| Ayağım kırıldı! Bagajda çekme halatı olacak. | Open Subtitles | لقد كسرت قدمى فى حقيبة السيارة يوجد حبل للسحب |
| Hep daha kuvvetli olmak isterdi.Dilerine tel bağlar,annemi kaldırarak antrenman yapardı ama bir gün dileri kırıldı. | Open Subtitles | هو كان رجل سيرك القوي. هو كان يعلّق أمّي من سلك توازن، معلّق من أسنانه. ثمّ يوم واحد أسنانه كسرت. |
| 1994 yılında, sadece 17 yıl sonra, kod kırıldı. | TED | في 1994، يعني 17 عامًا بعدها، تم كسر الشفرة. |
| Bir problemimiz var. Anahtar kilidin içindeyken kırıldı ve içeri gelemiyorum. | Open Subtitles | لقد كسر المفتاح في القفل, ولا يمكنني الدخول. |
| Hayatım boyunca 54 defa kemiklerim kırıldı ve bendeki de bu bozukluğun en hafifi birinci tip. | Open Subtitles | لقد اصبت ب 54 كسر فى حياتى و لدى اخف مرحلة من هذا المرض الدرجة الاولى |
| Bu zavallı adam bir günde ortaya çıktı, kalbi kırıldı ve tekmeyi yedi. | Open Subtitles | هذا الطفل المسكين ذهب للخارج وعاد بقلب مكسور و تلقى ضرباً مبرحاً في يوم واحد |
| Kiler kapısının panjuru kırıldı, tamir etmelisin. | Open Subtitles | أحد أبواب خزانة الطعام مكسور وأحتاجُك أن تُصلِحَها |
| Başına ne geldi tahmin et.. Kuvözü kırıldı.. | Open Subtitles | خمن ماحصل له في حضّانة الاطفال انكسر سرير الحضّانة |
| Kemikleri kendini kurtarmak için çaba sarfettiği için kırıldı yani? | Open Subtitles | لقد انكسرت عظامها لأنها كانت تحاول جاهدةً أن تحرر نفسها؟ |
| Grace Lauter'ın omurgası ve bacakları kırıldı. | Open Subtitles | جريس لايوتر عمودها الفقرى و أرجلها تحطمت |
| - Pekala kolum kırıldı ve iki kez yılan tarafından ısırıldım. | Open Subtitles | لقد كُسر ذراعى ولكن الأمر على ما يرام ولدغنى الثعبان مرتين |
| "En sonunda, öyle bir sikmeye başladım ki yatak kırıldı yere düştük ve belimi burktum." | Open Subtitles | وأخيراً وأنا أفعل ذلك بقوة سريري إنكسر وسقط وتأذى ظهري. |
| Hatta belki birimizin köprücük kemiği kırıldı. | Open Subtitles | و رُبما أحدنا قد .. ـ كُسرت عظمة الترقوه لديه .. |
| Evet, fakat acil bir durum var. Yük arabamın tekerleği köye gelirken kırıldı. | Open Subtitles | نعــم, ولــكن هنــاك حاله طارئه. عجــلة عربتــى إنكسرت وأنا قادم إلى البلدة. |
| Yapamam! Kısıldım ve kolum kırıldı. | Open Subtitles | لااستطيع ، انا معلقة بذراع واحدة والاخرى مكسورة |
| Evet nişanlısı onu terketti ve onunda kalbi kırıldı. | Open Subtitles | أجل, أخبرتنى بأن خطيبته تركته وقلبه محطم. |
| Dün geceki şovu kaçırdığın için kız kardeşinin kalbi çok kırıldı. | Open Subtitles | أختكَ الصغرى، انفطر قلبها لأنّك فوّتت عرضها الرائع ليلة البارحة |
| Ama işe yaramadı çünkü çok ağırım ve lamba kırıldı. | Open Subtitles | لكنه لم يفلح الأمر لأنني ثقيل للغاية و أنكسر المُصباح؟ |
| Geçen yıl bütün yumurtalarım kırıldı. Neden oldu bilmiyorum. | Open Subtitles | تكسر كل بيضي بالعام الماضي ولا يعلم إلا الرب لماذا |