Benim gücüm. Ama chakra zincirlerini kırmak için yeterli değil. | Open Subtitles | قوّتي، لكنها ليست قويّةً بما يكفي لكسر سلسلة التشاكرا هذه |
Koruyucu büyünün yan etkisini kırmak için sadece bir eğlenceydi. | Open Subtitles | لكنه كان مجرد أثر سلبي مسلي لكسر تلك التعويذة الحامية |
Bu da şu anlama geliyor ki, artık bu salgının belini kırmak için araçlarımız var. | TED | ما يعنيه ذلك أننا نملك الأدوات لكسر ظهر هذا الوباء. |
Topu attığımda, üç sırığı da kırmak için atarım. | Open Subtitles | عندما القي الكره في لتحطيم العصي الثلاثه |
Camları kırmak için kullandığın cıvata anahtarı mı o? | Open Subtitles | أهذا هو مفتاح الربط الذي تستخدمه لتحطيم النوافذ؟ |
Şifreyi kırmak için 30 dakika,... ..5 mekanik kilit içinse en az iki ya da iki buçuk saat lazım. | Open Subtitles | ثلاثين دقيقة لفك الشفرة ساعتين و نِصْف الساعة للعوائق الخمسة كحَدّ أدنى |
Bazı oğlanlar beni kırdı, çok gençken, erkeklerin bir kızı kırmak için neler yapabileceğini bilmiyordum. | TED | كسرني بعض الأولاد ، عندما كنت صغيرة جدا، لم أكن أعرف ما يمكن للأولاد القيام به لكسر فتاة، |
Bu kısır döngüyü kırmak için ne yapabiliriz? | TED | ماذا يمكننا أن نفعل لكسر هذه الحلقة المفرغة؟ |
Ama kuşatma halkasını kırmak için önemli bir saldırı ya da hava gücü yoktu. | Open Subtitles | لكن لم يكن هناك عمل هجومى مخصص لكسر الحصار المفروض كذلك لم يكن هناك دعم جوى |
Ama siz daha malikaneden çıkmadan bir taraflarınızı kırmak için çabalıyorsunuz. | Open Subtitles | وأنت تستعدين لكسر ذراعيك وقدميك حتى قبل مغادرتنا للمقاطعة |
Genelde partilerdeki buzları kırmak için kullanılıyor ve evsahibesinin iç çamaşırlarının bütün moleküllerinin Belirsizlik Teorisi'ne bağlı olarak 30 santim sola sıçramasını sağlıyordu. | Open Subtitles | و يستخدم حتى لكسر حدة الجو فى الحفلات بجعل كل جزيئات ملابس المضيفة الداخلية تجعلها ترقص على كلتا قدميها |
Büyük bir ihtimalle kabzasını camı kırmak için kullanmıştır. | Open Subtitles | من المحتمل أنه استعمل المقبض لكسر الزجاج |
Platin kuralı kırmak için işin bir de üst tarafı var. | Open Subtitles | لكن عليك الإعتراف، هناك جانب جيد لكسر هذا القانون البلاتيني |
Bir tavşanın boyunu kırmak için yeterince güçlü olup olmadığımı görmekmi istedin ? | Open Subtitles | أردت رؤية إذا كنت قويّـاً بما يكفي لكسر رقبة أرنب ؟ |
Deneylerimiz, kurbanın kolunu kırmak için bir alüminyum posta kutusundan... çok daha büyük bir gücün gerekli olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | انا اثبت بالتجربة ان الامر يحتاج الى اكثر من القوى العضلية اكثر من صندوق البريد لتوليد القوة الكافية لكسر الزراع |
Bir ofis sunumunun parçası olarak eşcinsellerin öpüşmesiyle ilgili utanma duygusunu kırmak için birbirimize yumulmuştuk. | Open Subtitles | لقد قمنا بتقبيل بعضنا البعض خلاص عرض للمكتب لتحطيم أي تحيز ضد المثليين |
Dün işteyken 72 saniyelik kendi rekorumu kırmak için alyansımı çeviriyordum. | Open Subtitles | حسنٌ .. كنتُ يوم أمس في العمل أقوم بتدوير خاتم زفافي لتحطيم رقمي السابق والذي هو 72 ثانية |
Bahse girerim kar küresini kırmak için bu kullanıldı. | Open Subtitles | أراهنك هذه أُستُخدمت لتحطيم الكرة الثلجية |
Düşman şifrelerini kırmak için tasarlanan makine kim olduğumuz sorusuna da ışık tutacaktı. | Open Subtitles | صممت لفك شفرات العدو و هي ستلقي الضوء علي استفهامنا المذكور |
Bununla birlikte, size şifreyi kırmak için anahtarı verecek olursam iş, günler içinde yapılabilir. | Open Subtitles | ومع ذلك، إذا تحتم علي إعطائك المفتاح لفك الشفرة، قد يحتاج هذا الأمر لعدة أيام. |
Önünüze çıkan bir duvar da, fren yapıp, direksiyonu kırmak için oldukça iyi bir sebep. | Open Subtitles | جدار الطابوق يعتبر سبب جيداً لإستعمال الكوابح لِتدوير العجلة |
Burada önemli olan, kargaların arabaları cevizleri kırmak için kullanması değildir. Aslında bu, kargalar için eski bir durum. | TED | إذاً الشئ الهام حول هذا ليس أن الغربان تستفيد من السيارات في كسر الجوز. في الواقع، هذه حيلة قديمة للغربان. |
Bir anlık garip bir tutku içerisinde boynunu kırmak için yeterli? | Open Subtitles | ربما بما فيه الكفاية,في لحظة شغف غريب,لكي يكسر عنقها؟ |