Benim Manhattan'daki dairem örneğin dört yıldan daha kısa bir süre içinde değerini neredeyse ikiye katlamıştı. | TED | على سبيل المثال، تضاعف سعر شقتي في مانهاتن في أقل من أربع سنوات. |
İki saatten kısa bir süre içinde bu hastalardan bir tanesi hastaneden ağrı kesicilere bağımlı olduğu gerekçesiyle atılacak. | Open Subtitles | في أقل من ساعتين أحد هؤلاء الثلاثة سيتم إخراجه من المستشفى لأنه يزيف الألم ليحصل على مخدرات |
kısa bir süre içinde bu genç adam ve Güney Amerikalı kardeşleri ülkelerinin umut ve hayallerini sürdürmek adına sahada olacaklar. | Open Subtitles | لحظات و نشاهد هذا الشاب مع رفاقه من جنوب امريكا للحفاظ على امال امة بحالها و ابقاء احلامهم على قيد الحياة |
kısa bir süre içinde bu genç adam ve Güney Amerikalı kardeşleri ülkelerinin umut ve hayallerini sürdürmek adına sahada olacaklar. | Open Subtitles | لحظات و نشاهد هذا الشاب مع رفاقه من جنوب امريكا للحفاظ على امال امة بحالها و ابقاء احلامهم على قيد الحياة |
Rick Rosen, bir saatten daha kısa bir süre içinde bir sunum yapmamızı bekliyor. | Open Subtitles | ريك روزن يتوقع وصولنا خلال أقل من ساعة لعمل مقابلة معه |
Rick Rosen, bir saatten daha kısa bir süre içinde bir sunum yapmamızı bekliyor. | Open Subtitles | ريك روزن يتوقع وصولنا خلال أقل من ساعة لعمل مقابلة معه |
50 yıldan daha kısa bir süre içinde burada olacak. | Open Subtitles | لكن سيادتي سادتي في ال50 سنة القادمة حقيقة في أقل من 50 عاما |
Günaydın.48 saatten kısa bir süre içinde ilk defa bir adam... umutlar eşliğinde Ay'a iniş yapacak. | Open Subtitles | صباح الخير، في أقل من 48ساعة سيبدأالانسانآولىرحلاتهالىالقمر .. آملاًأنيهبطعليه.. |
4 yıldan kısa bir süre içinde eyaletteki cinayet oranını yarı yarıya azalttık. | Open Subtitles | في أقل من أربعة أعوام، لقد سعينا في خفض معدل .جرائم هذه الولاية إلى النصف تقريباً |
İki haftadan kısa bir süre içinde geleceğinden eminim. | Open Subtitles | أراهن أنه سوف يعيده في أقل من اسبوعين |
Bir haftadan kısa bir süre içinde de evleneceğim. | Open Subtitles | وأنا سأسير في الممر في أقل من أسبوع. |
Geminin asıl varış noktasına 12 saatten kısa bir süre içinde varacağız. | Open Subtitles | الوجهة الأصليّة للسّفينة، ينبغي أن نصل خلال أقل من 12 ساعةً. |
Konvoy, 20 dakikadan daha kısa bir süre içinde burada olacak. | Open Subtitles | سيكون الموكب هناك خلال أقل من 20 دقيقة |
Beni bir haftadan kısa bir süre içinde iki kere buldular. | Open Subtitles | لقد تعقبوني مرتين خلال أقل من اسبوع |
5 dk'dan kısa bir süre içinde ölmüş olacak. | Open Subtitles | في خلال أقل من 5 دقائق ، سيكون ميتاً |
Beyaz Saray biraz önce, peşinde olduğumuz teröristlerin radyolojik başlıkları 50 dakikadan daha kısa bir süre içinde patlatacakları istihbaratını aldı. | Open Subtitles | البيت الأبيض وصلته معلومات موثوقة أن الإرهابيين الذين نتعقبهم يخططون لتفجير جهاز إشعاعي بمدينة (نيويورك) خلال أقل من 50 دقيقة |