"kısa sürede" - Translation from Turkish to Arabic

    • قريباً
        
    • أقرب وقت ممكن
        
    • قريبا
        
    • أسرع وقت ممكن
        
    • بأسرع وقت ممكن
        
    • سريعاً
        
    • الفترة القصيرة
        
    • المهلة القصيرة
        
    • أقل من
        
    • بعد قليل
        
    • بأسرع ما
        
    • وقت قريب
        
    • قريبًا
        
    • اقرب وقت
        
    • بوقت قصير
        
    Ne yaparlarsa yapsınlar, Dünya'nın direnci insanın verdiği zararları kısa sürede düzeltebiliyordu. TED أياً كان ما استطاعوا فعله، فإن مرونة الأرض ستشفي الأنشطة البشرية قريباً.
    Binbaşı Gant'ı alın. En kısa sürede bana rapor verin. Open Subtitles خذوا مايجور جانيت وارجعوا لي بالتقرير في أقرب وقت ممكن
    Çocuklar, en kısa sürede buradan çıkmazsak bir tür rehine krizi yaşanacak. Open Subtitles يا شباب، إذا لم نخرج من هنا قريبا سيصبح وضعنا شبيه بالرهائن
    Bombayı en kısa sürede bilgisayara bağla. Open Subtitles نريدك أن توصل القنبلة مع الكمبيوتر وتبدأ عملية التحقق في أسرع وقت ممكن
    Bu karavanı alabilirsin ve büyük bir ihtimalle iyi fiyat olur çünkü en kısa sürede şehirden ayrılmak istiyor. TED تستطيع شراء هذه المقطورة، و ربما تحصل على عرض جيد حقا لأنه يريد الخروج من البلدة بأسرع وقت ممكن.
    kısa sürede Victoria döneminin en tartışmalı kitaplarından biri oldu. Open Subtitles و أصبح سريعاً أكثر الكتب إثارة للجدل في العصر الڤيكتوري
    En kısa sürede yüzüme oturmazsan fazlaca bir tehlike yok. Open Subtitles لا يوجد خطر في هذا مالم تنحني أحترام لي قريباً
    En kısa sürede yüzüme oturmazsan fazlaca bir tehlike yok. Open Subtitles لا يوجد خطر في هذا مالم تنحني أحترام لي قريباً
    Yarın sabah hareket edeceğim, böylece daha kısa sürede varmış olurum. Open Subtitles أنا سأذهب مِنْ هنا في الصباحِ، من ذلك الطريقِ سَأَصِلُ قريباً
    Ya hemen buradan gitmeliyiz ya da kurt adamlar çıldırıp bizi öldürmeden, birinin en kısa sürede şeytan çıkarma ayininin nasıl yapıldığını öğrenmesi gerekiyor. Open Subtitles إما أننا نحتاج إلى الخروج من هنا أو أنه يجب على أحد أن يتعلم تعويذة فى أقرب وقت ممكن قبل أن يُجن المذءوبون ويقتلونا
    Her şeyin en kısa sürede eski haline döneceğini umuyorum. Open Subtitles وأنا مُتأكد بأن الخدمات العادية ستعود في أقرب وقت ممكن
    Lakin en kısa sürede, kapıda halktan insanlar da görmek istiyorum. Open Subtitles ولكن أريد بعض الناس الآخرين في بابي، في أقرب وقت ممكن.
    Ruj kalıpları kısa sürede şekillenirken.. ..çiçekler de boş durmaz. Open Subtitles كعك روج قريبا يوضع بقالب و الورد لن ينتظر حد
    Bazen kafama böyle şarkı takılır ve kısa sürede bir başkasının da mırıldandığını duyarım. Open Subtitles أن يتردد لحن فى رأسك ثم قريبا أجد شخصا اخر يردده
    Todd onlara en kısa sürede cinsel istismar semineri ver. Tamam mı? Kaç kere anlamsızca dava edildiğimizi bilsen şaşardın. Open Subtitles تود أعطهم محاضرة التحرش في أسرع وقت ممكن , حسناً ؟ سوف تندهش من عدد القضايا التافه التي تأتي
    Tamam, mümkün olan en kısa sürede içeri girip çıkın. Tamam? Open Subtitles علينا فقط أن ندخل ونخرج بأسرع وقت ممكن ، حسناً ؟
    Bu kısa sürede yüksek masraflı bir kargo işi olacak gerçekçi olmayan bir mühendislik girişimi olurdu. TED وهذا مشروع تصميمي غير واقعي سيتحول سريعاً إلى عملية نقل بضائع مكلفة جدا.
    - Bu kadar kısa sürede tamamlamak zor olsa gerek. Open Subtitles لابد من أن الأمر صعب في مثل هذه الفترة القصيرة
    - Evet. Kusura bakma bu kadar kısa sürede ancak bunu buldum. Open Subtitles آسف، هو كلّ نحن يمكن أن نجد على مثل هذه المهلة القصيرة.
    Şu kadınlar 3 saatten daha kısa sürede 42 kilometre koştu. Open Subtitles تلك النسوة يركضن مسافة 26.2 ميلًا في أقل من ثلاث ساعات
    Sanırım bu gezegendeki problemler, kısa sürede çözülecek. Open Subtitles اعتقد ان المشكلة على هذا الكوكب ستحل بعد قليل
    Sonuna kadar bekleyemem. Ben en kısa sürede ve nakit olarak ödemek istiyorum. Open Subtitles النهاية طريقها طويل ، و اٍننى أفضل أن أدفع الثمن بأسرع ما يمكننى
    Herhalde paranın kalanı hesabıma kısa sürede gönderilir. Open Subtitles اتخيل أن باقي أموالي ستدفع في حسابي في وقت قريب ؟
    Komplikasyon oluşmazsa kısa sürede yemek yediğimiz yerlere patronluk taslamaya dönebilirsin. Open Subtitles حسنا، بلا اختلاطات، ستعود قريبًا لتوجيهنا إلى حيث يجب أن نأكل.
    Avukatlarım en kısa sürede salıverilmesi için tüm güçlerini kullanacaklar. Open Subtitles المحاميين يقومون باقصي مافي قوتهم لاطلاق صراحه في اقرب وقت
    kısa sürede Kamelya ölü kadının cesedi üzerine inşa edildi. Open Subtitles ثم تم بناء الأستراحة بعد هذا بوقت قصير فوق جثة المرأة القتيلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more