"kıyıdan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشاطئ
        
    • الساحل
        
    • ساحل
        
    • الشاطىء
        
    • الساحليّة
        
    • الضفة
        
    • الشاطئِ
        
    • الشواطئ
        
    • من الشاطيء
        
    Sol tarafta kıyıdan su geliyor, bir NASA uydusundan çekilmiş. TED على اليسار ماء يأتي عبر الشاطئ تم التقاطها من قمر لوكالة ناسا
    Şu an dünyada yalnızca bir tane kaldı; kıyıdan dokuz mil açıkta ve 65 fit derinde. TED ولم يتبقي سوى واحد فقط: يبعد 9 أميال من الشاطئ وعلى عمق 65 قدم.
    Bu bazı dalgalar da bir haftadan uzun bir süre gezerler ve kıyıdan 10.000 kilometre uzakta dahi oluşabilirler. TED حيث أنّ بعض هذه الأمواج تسافر لمدة تتجاوز الأسبوع، مع تموّجات تنشأ من على بعدٍ يزيد عن 10,000 كيلومتر عن الشاطئ.
    Sorun şu ki, kıyıdan ne kadar uzaklaşırsak, tehlike o kadar artıyor. Open Subtitles المُشكلة هي , كلما جازفنا كثيرا ً من الساحل فإن المخاطر تزيد.
    Çünkü yarın çok sıkı çalışma başlıyor. Beş günde bir kıyıdan ötekine. Open Subtitles لأنكم غداً ستبدأون العمل بجديه من ساحل إلى ساحل في خمسة أيام
    Kalkış yaptığı geminin kıyıdan 150 km kadar açıkta olduğunu ve onlarla iletişime geçebilirse, hepimizin kurtulacağını söylüyor. Open Subtitles قالت بأن القارب الذي أقلعت منه يبعد 80 ميل عن الشاطىء واذا وجدنا طريقه بالاتصال بهم سننقذ جميعا
    kıyıdan 11 km açıkta ve 380 metre derinlikteydim. TED لقد كانت على بعد ستة أميال من الشاطئ و عمق 1250 قدماً.
    Strangways ve Quarrel kıyıdan uzak adalara baktı. Open Subtitles سترينجواى و كواريل تأكدوا من الجزر البعيدة عن الشاطئ
    Arkadaşlarınızı uyarır mısın lütfen, kıyıdan uzak dursunlar. Open Subtitles من فضلك أخبر أصدقائك أن يبتعدوا عن الشاطئ.
    kıyıdan uzak durmaları için özellikle uyarmıştım bir daha kesinlikle olmayacak. Open Subtitles لقد طلبتهم أن يبتعدوا عن الشاطئ. لن يحدث ثانيةً.
    kıyıdan uzak buzlardaki yaz aşkı onları mahsur bırakmıştır. Open Subtitles التقسيم الصيفي من الثلج البعيد عن الشاطئ هجرهم على الأرض
    Kuzey kutbu, etrafı kıtalarla çevrilmiş olan donmuş bir okyanustur ve kıtaların arasındaki deniz yüzeyi kıyıdan kıyıya donduğunda topraktaki yırtıcı hayvanlar avlanmak için onun üstüne çıkarlar. Open Subtitles القطب الشمالي عبارة عن محيط متجمد محاط بالقارات وعندما يتجمد سطح البحر الذي بين القارات من الشاطئ للشاطئ الآخر
    Bu, kıyıdan yumuşak bir eğimle meylederek yaklaşık 150 mil uzağa en fazla 4,000 metre derinliğe kadar ulaşır. Open Subtitles يمتد هذا المنحدر لمسافة 150 ميل من الشاطئ حيث الانحدار اللطيف
    Ama yiyecek ararken kıyıdan çok uzaklaşırlarsa, daha derin sularda yaşayan büyük yırtıcı hayvanlarla karşılaşma tehlikesi doğar. Open Subtitles إذا ابتعدت عن الشاطئ كثيراً في بحثها عن الطعام، فإنها تخاطر بأنفسها في وجود مفترسات كبيرة تنتظر في المياه العميقة.
    Ne kadar yakın? Gölün ortasında, kıyıdan bir kaç kilometre. Open Subtitles ـ في وسط البحيرة، على بعد بضعة كلم من الساحل
    kıyıdan en az 3 mil uzak olmalıyız. Open Subtitles نحن يجب أن نكون على الأقل 3 أميال من الساحل.
    kıyıdan kıyıya 7 mil. Biraz dar. Open Subtitles سبعة أميال من الساحل إلى الساحل ضيق قليلاً
    Eğer tahttaki yerimi koruyabilirsem, İngiltere kanunlarının bir kıyıdan diğer kıyıya dolandığını ve hepimizin yeniden İngiliz olduğu günleri göreceğiz. Open Subtitles لكن لو تمكنت من الحفاظ على عرشي سأرى سيادة إنجلترا تسيطر من ساحل إلى آخر، وسنعود إنجليز مرة أخرى.
    Sürüklenip gitmesin diye kıyıdan yukarı taşınacak kadar hafif. Open Subtitles خفيفٌ بما يكفي لحمله أعلى الشاطىء حتّى لا ينجرف بعيداً
    Kıyının yarısında, genç bir fil arkasından geldi ve hortumunu onun altına doğru getirdi, onu kıyıdan yukarıya doğru itmeye başladı. TED في منتصف الطريق نحو الضفة، جاء فيل يافع من خلفها، فربط خرطومه بخرطومها، وبدأ يجرها نحو أعلى الضفة.
    Ancak kıyıdan içeri girildiğinde bir başka farklı dünya vardır üzerine mangrov ağaçları serpiştirilmiş engin ve sığ bir lagün. Open Subtitles لكن تراجعُ عن الشاطئِ وهناك عالم مختلف جداً آخر بحيرة ضحلة واسعة نقّطَت بأشجارِ القرامِ.
    Ve esen gece rüzgarı küçük gemimizi bu güzel kıyıdan alıp götürüyor. Open Subtitles وكما يحمل نسيم الليل احلامنا الصغيرة بعيدا عن الشواطئ المشجرة الجميلة
    Yazın başlarında, bu ufak balıklar kıyıdan hemen uzakta kümelenirler. Open Subtitles في أوائل الصيف، هذه الأسماك الصغيرة تتجمع على مقربة من الشاطيء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more