| Bunu erkek kıyafetleriyle ilk defa yapmıyordum, ama geçen gece beni dövdüler. | Open Subtitles | لم تكن تلك المرة الأولى التي أفعل بها ذلك بملابس الرجال لكنهم ضربوني في الليلة الماضية |
| Tatlı, nazik, zeki, çalışkan ve erkek kıyafetleriyle de sorunu olmayan bir erkek hayal etmişim. | Open Subtitles | لطيف ، طيب ، ماهر و يعمل بجد و يسعد بملابس الرجال |
| Bu hapis kıyafetleriyle nereye kadar gidebiliriz? | Open Subtitles | كيف تعتقد اننا سنفعل بملابس السجن هذه ؟ |
| O kadar güzeldi ki. Şu yeni, sıkıcı tarz kıyafetleriyle bile. | Open Subtitles | -كانت جميلة جدّاً حتّى بملابسها الجديدة المملّة" " |
| Sıradan kıyafetleriyle sadece Sue'ydu. | Open Subtitles | بملابسها المعتادة إنها (سو) فقط |
| Üst sınıf bir fuhuş partisine sokak kıyafetleriyle geliyor ve konuştuğu tek kadın da sendin. | Open Subtitles | يظهر في حفل مخصص للطبقة الثرية مرتدياً ثياب الشوارع والمرأة الوحيدة التي أراد التحدث معها هي أنتِ |
| Cadılar Bayramı'nda çocuklar etrafımda Örümcek-Adam kıyafetleriyle koşuşturuyor. | Open Subtitles | أري ملصقات ( الرجل العنكبوت ) من النوافذ الأطفال يضعون صورتي علي سترتهم لقد أصبحت عنوان لعيد الهالوين |
| İki polis, sivil kıyafetleriyle sizi takip edecek. | Open Subtitles | شرطيان بملابس عاديه سيكونان دائماً معك |
| Ya da seksenler kıyafetleriyle takas etmiş. | Open Subtitles | او بادلهم بملابس الثمانينات |
| Geçen gece, Cash'in kıyafetleriyle yaptığınla ilgili herhalde. | Open Subtitles | هذا ما كنت تفعلهُ بملابس كاش) في الليلة الماضية) |
| Öylesi tuhaf olur, Becca. Ya erkek olursa, Danny'nin kıyafetleriyle dolaşırsa çok tuhaf hissederim. | Open Subtitles | لو كان ولداً، سيكون أمراً غريباً أن أراه يتنقـّل مرتدياً ثياب (داني). |
| Cadılar Bayramı'nda çocuklar etrafımda Örümcek-Adam kıyafetleriyle koşuşturuyor. | Open Subtitles | أرىملصقات(الرجلالعنكبوت)منالنوافذ ... الأطفال يضعون صورتي على سترتهم لقد أصبحت عنوان لعيد الهالوين |