kız arkadaşıma nasıl teklif edeceğime dair hiç bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | أنني لم املك أي فكرة عن كيفية طلب الزواج إلى خليلتي |
- Bakın, çok gurur duydum ama kız arkadaşıma bunu yapabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أظن أنني أستطيع أن أفعل ذلك لـ خليلتي |
Belki de kız arkadaşıma, sahte bir cédula yaptırmalıyım. | Open Subtitles | ربما , اريد فقط استخراج وثيقة لصديقتي و اطفالها |
Karımla birlikte eski kız arkadaşıma birini bulmaya çalışmaktan pek hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لست مهتماً حقاً لإختيار رجال لصديقتي السابقه مع زوجتي |
Eşyalarını kız arkadaşıma vermemden hoşnut olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنها ستسعد إن رأتني أقرض ملابسها لحبيبتي |
Daha çok kız arkadaşıma böyle söylemiştim, yolda kalırsak biraz daha yakınlaşabileceğimizi ki yakınlaştık, ne demek istediğimi bilirsin. | Open Subtitles | أشبه بكوني قلتُ لخليلتي ذلك، حتى نقود إلى الشاطئ، وتصبح أكثر حميميّة، وقد فعلت، لو كنت تعرف ما أقصده. |
Hayır aşkı ilgilendiren mesele. kız arkadaşıma ulaşmam lazım. | Open Subtitles | لا، إنه أمر يتعلق بالحب أنا أحتاج أن أصل لصديقتى في أسرع وقت |
Terk edilmemek için gidip kız arkadaşıma onu sevmediğimi söylemem lazım. | Open Subtitles | عليّ الذهاب لإخبار خليلتي أني لا أحبها -كي لا تتركني -حسن |
eski kız arkadaşıma paramı çalması için şantaj yaptığını öğrendim. | Open Subtitles | اكتشفت أنّه ابتز خليلتي السابقة . لكي تسرق نقوديّ |
Biliyor musun kız arkadaşıma ve üç görsel ikizine çok benziyorsun. | Open Subtitles | لعلمك، تشبهين خليلتي وقريناتها الثلاث كثيرًا. |
kız arkadaşıma birlikte takılmak isteyip istemediğini niye sorayım ki? | Open Subtitles | لماذا أتكبد عناء سؤال خليلتي عن إن كانت تريد التسكع معي |
kız arkadaşıma, buraya daha sık gelmem gerektiğini söyleyip duruyorum. | Open Subtitles | نعم، أقول لصديقتي أنني يجب أن آتي هنا في كثير من الأحيان. |
O yüzüğü kız arkadaşıma evlenme teklif etmek için aldım. | Open Subtitles | انا اشتريت هذا الخاتم لأتقدم بالزواج لصديقتي ؟ |
Tabii bunu sorun haline getirip, gizlice kız arkadaşıma giderek uyku düzenimi değiştirmek istemezsen. | Open Subtitles | إلا إن كانت هذه مشكلة وتريدين الذهاب من وراء ظهري لصديقتي وتغيير مخططات نومي. |
Bu sadece kız arkadaşıma işlerin iyi gittiğini göstermek için düzenlediğim bir partiydi. | Open Subtitles | إنّها مجرد حفلة بسيطة لصديقتي لأريها أنّني بأحسن حال |
Akşam yemeğinde yaptığın değil tatlı yerken kız arkadaşıma yaptığın. | Open Subtitles | لا أقصد الخطاب الذي ألقيته أثناء العشاء بل أثناء تقديم أطباق التحلية لحبيبتي |
kız arkadaşıma gönderecektim ama... benden ayrıldı. | Open Subtitles | كنت سأرسلها لحبيبتي لكنها انفصلت عني |
İlk kız arkadaşıma bir kolye almıştım. | Open Subtitles | لقد اشتريتُ عقداً لحبيبتي الأولى |
Lanet olsun, o haklı. kız arkadaşıma şarkılarının berbat olduğunu söylemeyi kes! | Open Subtitles | اللعنة , أنه محق توقف عن قول لخليلتي بأن أغنيتها سيئة جداً |
kız arkadaşıma e-posta'yı sen mi gönderdin? | Open Subtitles | هل أرسلتى أى رسائل لصديقتى |
Hayır, kız arkadaşıma testisimin iltihap kaptığını söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقوم بإخبار صديقتي الحميمة أن خصيتي ملتهبة. |
Pekala, ne zamandır kız arkadaşıma karşı bir şeyler hissediyorsun? | Open Subtitles | إذن، منذ متى و أنت معجب بصديقتي الحميمة؟ |
Sırf seni incitmemek adına, kız arkadaşıma hediyesini gece yarılarında etrafta gizlice dolanarak mı vermeliyim? | Open Subtitles | أتسلل في منتصف الليل و أعطي الهدايا إلى حبيبتي, حتى لا تنجرح مشاعرك؟ |
kız arkadaşıma ulaştığını ve ondan bana ait bir kitabı aldığını da. | Open Subtitles | و أعلم أنه التقى بحبيبتي و أعلم أنه قد أخذ منها كتاباً يعود لي |