"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
Dur, dur, dur. Bir kız vardı. Bir kız vardı. | Open Subtitles | كان هناك فتاة , كان هناك فتاة أستقالت قبل شهر |
Arka koltukta küçük bir kız vardı. Nereye gittiğini gördünüz mü? | Open Subtitles | كان هناك فتاة صـغيرة في المقعد الخلفي هَلْ رَأيتَ أين ذَهبتْ؟ |
Bunu çizerken, yanımda küçük bir kız vardı, 11 yaşındaydı. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت أرسم هذه، كان هناك تلك الفتاة. |
Ortaya çıktı ve arkaya gitti. Orada bir kız vardı. | Open Subtitles | ظهرتُ و مشيتُ في الخلف و كان يوجد فتاة هناك |
Ona verdiğimiz çalışma kitabını taşıyan küçük bir kız vardı. Asiler yüzüne asit attı. | Open Subtitles | كانت فتاة صغيرة تحمل كتاب واجبات أعطيناه لها فقام المتمرودن بإلقاء الحمض على وجهها. |
Kuyruğu olan bir kız vardı ve bence çok ateşliydi. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة مع ذيل لقد كانت مثيرة بالنسبة الي |
Yanında da bir kız vardı, adını tam hatırlamıyorum. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة بصحبته, لا اتذكر اسمها جيدا |
Bizim kulüpte sadece puro içen bir kız vardı. | Open Subtitles | في النادي كانت هناك فتاة لا تدخن إلا السيجار |
Bir zamanlar, çok güzel bir kutuda yaşayan çok tatlı bir kız vardı... ve herkes onu severdi. | Open Subtitles | ذات مرة كانت هناك فتاة جميلة جدا عاشت فى صندوق جميل وكان الكل يحبها |
16 yaşında bir kız vardı, beyin ameliyatı geçirmişti ve bilinci yerindeydi, çünkü cerrahlar onunla konuşmak istemişti. | TED | كان هناك فتاة لديها 16 عاما، أجرت جراحة دماغية، وكانت فى وعيها لأن الجراحين كانوا فى حاجة للتحدث معها. |
Uzun bir zaman önce bir adamı seven genç bir kız vardı. | Open Subtitles | كان ياما كان، منذ زمن بعيد.. كان هناك فتاة صغيرة الذي أحبها أخوها الأكبر |
Hey, üniversitede bir kız vardı, golden retrieverı vardı... | Open Subtitles | كان هناك فتاة في الجامعة, كانت تمتلك كلب صيد |
Vegas'a gittim. Kızıl saçlı bir kız vardı. | Open Subtitles | لقد كنت فى لاس فيجاس . وكانت هناك تلك الفتاة حمراء الشعر |
Evet, partide senden bahseden bir kız vardı, dostum. | Open Subtitles | نعم , لقد سمعت فتاة هناك تتحدثعنك,يارجل. |
Doğum gününde genç bir kız vardı. | Open Subtitles | كانت فتاة شابة في حفل عيد ميلاد |
İşin aslı, tüm hayatım boyunca âşık olduğum bir tek kız vardı. | Open Subtitles | الحقيقية هيّ, إنهُ كانت هُناك فتاة واحدة دخلت في حياتيّ. شعرتُ بالحبّ معها. |
Yerde aşırı doz uyuşturucu aldığı için yatan bir kız vardı. | Open Subtitles | وكانت هناك فتاة مستلقية على الأرض تلقت جرعة زائدة من المخدرات |
Yatağımda bir kız vardı. | Open Subtitles | و أنّ هناك فتاةً في سريري. |
Bir ay önce buraya geldiğimde çok sevimli iki kız vardı arkanda vokal yapıyorlardı. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا منذ شهر. كان هناك فتاتين لطيفتين. وكانوا يغنون خلفكِ. |
Burada küçük bir kız vardı. | Open Subtitles | هناكَ فتاة صغيرة بالخارج |
Bu geceki şölende bir kız vardı. | Open Subtitles | . كان هناك بنت في العيدِ اللّيلة. |
Evvel zaman içinde, küçük bir kız vardı, aynı diğer küçük kızlar gibiydi. | Open Subtitles | -يحكى أنه كان هناك طفلة صغيرة، مثلها مثل أي فتاة صغيرة. |
Bir zamanlar, korkunç bir mağarada yalnız başına yaşayan bir kız vardı evinden çok uzaktaydı ve bu onu çok üzüyordu. | Open Subtitles | فى زمن من الأزمان , كان هناك فتاه عاشت بمفردها فى كهف مرعب بعيداً عن منزلها من ما جعل قلبها يؤلمها |
Ah, hatırlıyorum da üçünü sınıfta, güzel bir kız vardı - Tanrım. | Open Subtitles | أتذكر في الصف الثالث كان هنالك فتاة جميلة |
Önceden burada bir kız vardı. | Open Subtitles | كانت توجد فتاة في وقت سابق هنا |