"kızamazsın" - Translation from Turkish to Arabic

    • تغضب
        
    • أن تغضبي
        
    • يمكنكِ أن تكوني غاضبة
        
    • ان تغضبي
        
    • الغضب من
        
    O'nun babasına ihtiyacı var -- sana -- yani ona kızamazsın, tamam mı? Open Subtitles انها تحتاج أبوها انت لذلك لا ينبغي أن تغضب حسنا؟
    Evet, eğer birinin mendil kullanmasına izin verirsen, burnunu sesli bir şekilde sümkürdüğü için ona kızamazsın. Open Subtitles أجل، حسنٌ إذا سمحت لشخصٍ ما باستخدام المنديل لايمكن أن تغضب عندما ينثر مخاطه عليه
    Bir köpeği sekiz saatten çok evde yalnız bırakırsan halıya işediği için ona kızamazsın, öyle değil mi? Open Subtitles إذا تركت الكلب في المنزل لوحده ،لأكثر من 8 ساعات لا يمكنك أن تغضب منه عندما يتبول على البساط، أليس كذلك؟
    - Bu soruyu sorduğum için kızamazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ أن تغضبي لأنني سألتكِ ذلك السؤال.
    Bak, dürüst davrandın sen. Bunun için kendine kızamazsın, tamam mı? Open Subtitles انظري, لقد كنتِ صادقة, لا يمكنكِ أن تكوني غاضبة على نفسكِ من أجل ذلك, حسناً؟
    Tatlım, insanlara buraya yanlarında getirdikleri kişiler için kızamazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ ان تغضبي يا عزيزتي , على الناس بسبب من يرافقونهم
    İnsanlar çıplaklık bombasını attığında onlara kızamazsın. Open Subtitles لا تستطيعين الغضب من شخص ما عندما يقوم بوضع قنبلة التعري
    - İçine attığı için ona kızamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تغضب منهآ لأعدم الأفصاح عما بداخلها
    Çocuk bir meme tutmak istiyormuş. Bu yüzden ona kızamazsın. Open Subtitles الفتى يريد أن يمسك بقوام فتاة، لا يمكنك أن تغضب منه
    Soyguna uğramış birine kızamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تغضب من شخص تمت سرِقتُه.
    Bir filmi kabul ettim diye bana kızamazsın. Kızmadım. Open Subtitles لا يمكن أن تغضب من على قبولي بفيلم
    Ne yapacağımı bilmediğim bir şey yüzünden bana kızamazsın! Open Subtitles ولا يحقُ لكَ أن تغضب مني لأنّي لم أعلمَ كيف أتصرف!
    Seni kaybetmek istemediğim için bana kızamazsın. Open Subtitles يجب ألا تغضب مني لأني لا أريد أن أفقدك
    Ona kızamazsın, değil mi? Open Subtitles أيمكنك أن تغضب منها بشأن ذلك؟
    Ona kızamazsın. Open Subtitles اسمع , لا يجب أن تغضب منها
    Ona kızamazsın. Open Subtitles اسمع , لا يجب أن تغضب منها
    Sen bana kızamazsın. Ben hastayım. Open Subtitles لا يمكنك أن تغضب مني
    Evde bir karım var diye bana kızamazsın. Open Subtitles لا تغضب مني لاني متزوج
    * kızamazsın artık bana * Open Subtitles * لا يمكنك أن تغضب مني *
    Evet, o bir süper kahraman ve ona kızamazsın, Open Subtitles أجل ، إنها بطلة خارقة لكن لا ، لا يمكنك أن تغضبي منها
    Anne, insanlara buraya yanlarında getirdikleri kişiler için kızamazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ أن تغضبي يا أمي على الناس بسبب من يرافقونهم
    Aranızdaki durum göz önüne alındığında Randy'e kızamazsın. Open Subtitles أعني، لا يمكنكِ أن تكوني غاضبة جداً من (راندي)، نظراً للموقف الذي بينكما
    Geç kalan tatlı bir çocuğa kızamazsın ki. Open Subtitles لا يمكنكي ان تغضبي من الرحل الحبوب المتأخر
    Sen ve Emily geçmişte kaldınız. Ve geçmişe kızamazsın. Open Subtitles انتما في الماضي لايمكنك الغضب من الماضي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more