| Şehirde, kızlar ve oğlanlar, çöpçatanın iznine ihtiyaç duymuyorlar. | Open Subtitles | أتعلمين أن الأولاد والبنات ودودون مع بعضهم في المدينة |
| kızlar ve ben eşyaları arasında tehdit mektubunu bulduk. | Open Subtitles | وجدت أنا و الفتيات ورقة تهديد في أشيائها |
| Oğlanlar ve kızlar, kızlar ve oğlanlar, toparlanın ve bir göz ziyafeti çekin. | Open Subtitles | الأولاد و البنات ، البنات و الأولاد تجمعوا حولى و اسمعوا قولى |
| Bayanlar ve baylar, küçük kızlar ve oğlanlar, şeker ailesiyle tanışma vakti. | Open Subtitles | سيداتي وسادتيو يا أولاد وبنات حان الوقت لمقابلة عائلة السكر |
| Yaz kampına hoş geldiniz kızlar ve oğlanlar! | Open Subtitles | مرحباً بكم في المُخيّم الصيفي أيّها الفتية والفتيات! |
| Tümümüz iki kızlar ve erkekler olmayı isteriz. | Open Subtitles | جميعنا نريد أن نكون أولاد وفتيات مطيعون. |
| kızlar ve erkekler olmadan dans olmaz değil mi? | Open Subtitles | حسنا , حفلة رقص صعبة بدون الاولاد والبنات , صحيح ؟ |
| kızlar ve oğlanların olduğu bir partide uzanacağını sanmazdım. | Open Subtitles | انا لم اعرف هذا الاولاد والبنات سوف يعودون وقتها |
| Tamam kızlar ve erkekler, herkes beni dinlesin! | Open Subtitles | حسناًَ , أيها الأولاد والبنات الجميع أسمعوا |
| kızlar ve okul harici diğer konularda uzmanımdır. | Open Subtitles | فأنا خبيرٌ في كل شيءٍ ما عدا أمور الدراسة و الفتيات |
| Ün de umurumda. Ve kızlar. Ve elbette votka. | Open Subtitles | أنهاأيضاًأهتمبالشهرة، و الفتيات , و بالتأكيد الفوديكا. |
| Ben süratli modifiye arabalar, kızlar ve dans etmeyle uğraşmadım. Ve aslında o günlerde uyuşturucu da yoktu. Ama ben yarışmalık model uçaklar yaptım. | TED | ليس قراءة هوترودس و الفتيات و الرقص. وبالطبع, لم تكن لدينا المخدرات في تلك الأيام. لكن قمت بالفعل بعمل نماذج طائرات منافسة. |
| Gidin yakalayın onları, kızlar ve oğlanlar. | Open Subtitles | هيا تعال الى تارديو اذهبوا و أتوا به أيها الأولاد و البنات |
| Çoğunlukla, kalabalık ailelerdeki yaşlılar, eşler, kızlar ve çocuklar yüzünden ya ihmal edilir ya da unutulurlar. | Open Subtitles | كثيراً ما يكون الذنب ليس من الأهل من ناحية عدم الإهتمام أو النسيان و هذا يعود لصالح المرأة , الأبناء و البنات |
| Bozo, kızlar ve oğlanlar. | Open Subtitles | اوه , لا , بوز , الاولاد و البنات |
| Neyse ki, Dünya'da yaşayan zeki kızlar ve erkekler kafa kafaya koydu ve her yıl nüfusun yüzde beşini azaltacak süper yollar buldu. | Open Subtitles | لحسن الحظ، ثمة شبان وبنات من جميع أنحاء العالم اجتمعوا ووجدوا حلولاً ذكية جدًا للقضاء على خمسة بالمئة من عدد السكان كل سنة. |
| "kızlar ve erkekler, baskıya karşı koymak, falan filan." | Open Subtitles | صبيان وبنات مقاومة الضغط وهراء |
| Sizinde bildiğini gibi, Sayın Vali Amerika'nın kızlar ve Erkekler kulübü benim için özel anlam ifade etmektedir esasen çünkü- "Etmektedir" mi "ediyor" mu? | Open Subtitles | كما تعلم، أيها المحافظ ملاهي الفتية والفتيات بأمريكا لها معنىً خاص بالنسبة لي، قبل كل شيء لأنه... |
| Onu en az Gisou'yu sevdiği kadar seviyor. kızlar ve bebekler... | Open Subtitles | ستحبها بقدر ما تحب البنات و(قيسو) والألعاب |
| Etrafı her zaman dansçı kızlar ve yetişkinlerle sarılıydı. | Open Subtitles | كان دائماً محاط بالبالغين وفتيات الاستعراض. |
| Hepiniz iyi kızlar ve oğlanlarsınız. | Open Subtitles | لو أنكم جميعا أولاد و بنات جيدون |
| Hayır hayır kızlar ve şarkı... bunu hiç yapmadım. | Open Subtitles | ... فتيات و غناء أنا لم أفعل ذلك أبدًا |
| Böylece bir dans düzenledik, kızlar ve babaları izdiham yarattılar. | TED | لذا أقمنا حفلة راقصة، و جاءت الفتيات و آبائهم بأعداد مضاعفة. |
| Genç kızlar ve kadınlar hakkında doğal olmayan düşüncelerin var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ أفكار غير طبيعية بشأن الفتيات أو النساء؟ |