Açık olan birşeyden kaçınmak için gösterdiğiniz tüm çabayı takdir ediyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أقدر المحاولة. كنت تحاولين كليا في تجنب الموضوع الواضح. |
Elbette, ilk başta böyle hatalar yapmaktan kaçınmak en güzeli. | Open Subtitles | بالطبع، من الأفضل لنا جميعا تجنب الإختيارات الغبية من البداية |
Kavgadan kaçınmak için kullandıkları vücut dili her zaman işe yaramıyor. | Open Subtitles | أوضاعها وعروضها تستعمل لتجنب عراك مباشر ولا تمنع دائما من الاتصال |
En iyisi bütün vücut temaslarından kaçınmak olacak. | Open Subtitles | في الحقيقة، سيكون من الأفضل تجنّب أي أحتكاكات جسدية |
kaçınmak istediği belirginlik oldukça açık konuşamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يكون واضحاً عندما يكون الوضوح ما يريد بالضبط تجنبه |
Ama bir bar kavgasından kaçınmak için, yazılı olarak yapacağız. | Open Subtitles | و لكن لكي نتجنب أي شجار , سنفعله علي الورق |
30 derece kuzey enlemindesin çünkü dalgalı sulardan kaçınmak istersin. | Open Subtitles | ودرجة الحرارة 30 مئوية شمالاً، لأنك تريد تجنب الأمواج القوية |
Onu sensiz yakalamaya kalkarak yaklaşık 20 ajanı feda etmekten kaçınmak istiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، أود تجنب التضحية بـ20 من العملاء أو أكثر لأقبض عليه بدونك. |
Tek yapman gereken diğer araçlardan kaçınmak. Ne kadar hızlı gidiyorsun? | Open Subtitles | كل ما عليك فعلة هو تجنب العربات الاخرى وهذا كل شئ |
Bu bir şekilde isteğe bağlı ancak 10, 14 ve tam karelerden kaçınmak istediğini biliyorsun. Onlara daha sonra ihtiyacın olacak. | TED | إنه نوعاً ما عشوائي، ولكن عليك أن تجنب 10، 14، الأرباع المثالية. لأنك ستحتاج لهم لاحقاً. |
Bu da anlaşılması güç ve karışık söz öbeklerinden kaçınmak, uygunsuz telaffuzdan kaçınmak için değişiklik yapmak ve konuşmayı hızlandırmak için sesleri çıkarmak demektir. | TED | قد يعني هذا تجنب الفقرات المركبة التي يصعب فهمها وعمل التغييرات لتجنب النطق الغريب أو حذف أصوات لجعل المحادثة أسرع |
İki durumda da konuşmacı seyircilere olası bir geleceğe dair sunum yapıyor ve bundan kaçınmak veya bunu başarmak için onların yardımını istiyor. | TED | في كلتا الحالتين، يعرضُ الخطباء على جماهيرهم مستقبل ممكن محتمل ويحاولون تجنيدهم في تجنب أو تحقيق ذلك. |
Bay Keeley, ödemeden kaçınmak için poliçelerin nasıl yönlendirileceğini, harmanlanacağını ve tekrardan işleme sokulacağını hassas bir şekilde açıklamıyor mu? | Open Subtitles | ألا يشرح تحديداً هذا القسم كيف يتم تدوير و نقل و إعادة نقل المطالبات و فعل أي شيء لتجنب السداد؟ |
Bunun savaştan kaçınmak adına son şansı olabileceğinden endişe duyan Khrushchev, Moskova Radyosu ile acilen Kennedy'nin şartlarını kabul ettiği mesajını gönderdi. | Open Subtitles | متخوفًا من أن تكون هذه اخر فرصة لتجنب الحرب، سارع خروشوف بارسال رسالة إلى راديو موسكو يبدي فيها موافقته على شروط كينيدي |
Çoğu insan -normal olanlar- kavgadan kaçınmak için nerdeyse her şeyi yapar. | Open Subtitles | يا أبن السافله معظم الناس ، الطبيعيون يفعلون أي شئ لتجنب القتال |
Bir diğer anlamı, et, süt ürünü ve yumurta gibi hayvansal gıdalardan kaçınmak, ağartılmış un işlenmiş şeker ve yağdan da öyle. | Open Subtitles | و كانت تعني أيضاً تجنّب الغذاء الحيواني المصدر كاللحمة و الألبان و البيض، و الأطعمة المكرّرة كالطحين الأبيض، |
Bunun anlamı, kaçınmak zor olacaktır. | Open Subtitles | و هو ما يعني أنه سيكون من الصعب تجنبه |
Yani, yapay zekâyla çalışırken problemlerden kaçınmak bize bağlıdır. | TED | لذلك عندما نعمل مع الذكاء الاصطناعي يمكننا أن نتجنب المشاكل. |
Tehlikeli iklim değişikliğinden kaçınmak istiyorsak mevcut politikalar ve yapılması gerekenler arasındaki boşluğa dikkat çekilmeli. | TED | ما زال لدينا فجوة بين السياسات الحالية وما يجب أن يحدث إذا أردنا تفادي تغيرات المناخ الخطيرة. |
Deneylerde kendi DNA'nızın deneye karışmasından kaçınmak için çok dikkatli çalışmalısınız. | TED | عليك ان تعمل بتروٍ جداً لكي تتجنب التلوث و الاختلال بالشروط اذا أردت إستخراج الحمض النووي منك |
Belirli yasal sorunlardan kaçınmak için kamyonlar her zaman geziyor. | Open Subtitles | لنتجنب بعض التعقيدات القانونية فإن الشاحنتين تعملان دائماً |
Tüm yapmamız gereken kazadan kaçınmak. | Open Subtitles | كُلّ ما يَجِبُ عليك أَنْ تتفادى الحوادثَ، ذلك كُلّ |
Bir şey olduktan sonra, bir hikâye anlatırdı onu analiz eder o kelimeyi söylemekten kaçınmak için her şeyi yapardı. | Open Subtitles | شيء ما سيحدث و يروي قصّة. ثم حللّت الأمر. أي شيء لتجنّب الحديث. |
Hapis hayatının daha kötü yanlarından kaçınmak için harika bir yoldu. | Open Subtitles | ذلك كان طريقا عظيما لتفادي أكثر التصرفات الغير سارة لحياة السجون |
- Nikita'dan kaçınmak mümkün değil. | Open Subtitles | ليس هناك تَفادي نيكيتا. |
Bath'da birbirinizi görmekten kaçınmak bir hayli zor olacak. | Open Subtitles | من الصعب عليك أن تتجنبوا رؤية بعضكم البعض في باث |
Bir tanesinin güçleri var, ondan kaçınmak en iyisi olur. | Open Subtitles | لكن واحد منهم لديه قوى لذا من الأفضل أن نتجنبه |
Sevgilisine "evet" ya da "hayır" demekten kaçınmak için mi merdivenlerden düşmüş? | Open Subtitles | اذاً هي ألقت بنفسها من الدرج فقط لتتجنب إخباره نعم أو لا؟ |