| Olaya karıştığını inkar eden memur paranın miktarını hesaplamak için hesap makinesi kullanıyor. Kakao kaçakçılığından yargılanacaklar. | TED | الضابط الذي نفي في وقت سابق التورط يحمل آلة حاسبة لحساب مبلغ المال الذي سيتقاضونه على تهريب الكاكاو |
| Yasadışı yabancılar hakkında kitap yazmak için Meksika'ya gidip uyuşturucu kaçakçılığından hapse giriyor. | Open Subtitles | هذا ما أقصده. لقد ذهب للمكسيك ليكتب عن الهجرة غير الشرعية ثم يُسجن بتهمة تهريب المخدرات. |
| Elmas kaçakçılığından, petrol ihraç eden ülkelerin arasına. İyi bir yükseliş. | Open Subtitles | إذن من تهريب الألماس إلى عضو منظمة "أوبك" هذا ارتداد لطيف |
| Savcılık, uyuşturucu kaçakçılığından arıyor. | Open Subtitles | النائب العام يرغب بالإمساك به لتهريب المخدرات |
| Sizden son haber aldığımda, uyuşturucu kaçakçılığından Teksas'ta hapisteydiniz. | Open Subtitles | آخر ما وصلني عنكما ، أنّكما كنتما في سجن تيكساس لتهريب المخدرات |
| Her şeyi vergi kaçakçılığından elde ettiği kanun dışı mülk. | Open Subtitles | من أول حيازة غير مشروعة لسلاح حتى التهرب من دفع الضرائب |
| Al Capone'un vergi kaçakçılığından enselendiğini düşün. | Open Subtitles | فكّر بأنه فعل كلما بوسعه للتهرب من الضرائب. |
| Kumar ya da vergi kaçakçılığından peşinde olduğumuzu sanıyordum. | Open Subtitles | للقمار أو التهرّب من الضّريبة، أشياء كهذه. |
| Uyuşturucu kaçakçılığından narkotik bugün tutukladı onu. | Open Subtitles | وحدة مكافحة المخدرات إعتقلته اليوم بتهمة تهريب المخدرات |
| Şu anda Orta Avrupa'nın her tarafında, ...uyuşturucu kaçakçılığından banka soygununa ve insan kaçakçılığına kadar her şeyde parmakları var. | Open Subtitles | الآن، هم يسيطرون على كل شيء ابتداءً من تهريب المخدرات حتى سرقة البنوك الى الإتجار بالبشر في جميع انحاء أوروبا الوسطى |
| Uyuşturucu kaçakçılığından tutuklanmış ama geçen sene beraat etmiş. | Open Subtitles | ،اعتقل بسبب تهريب المخدرات لكن اسقطت التهم السنة الماضية |
| Para kaçakçılığından beş yıl hapis cezası aldı. | Open Subtitles | حكم عليه بخمس سنوات سجناً بتهمة تهريب العملة |
| Örnek olarak, Arafat; Lübnan ve Suriye arasındaki Bekaa Vadisi'ndeki haşhaş kaçakçılığından yüzde alıyordu. | TED | وهكذا , عرفات إعتاد أن يأخذ نسبة من تهريب الحشيش من سهل البقاع , الذي هو ممتد بين لبنان و سوريا . |
| Telgrafa göre, Dyer afyon kaçakçılığından tutuklanmış ve Lester da o batakhanede bulunmuş. | Open Subtitles | يبدو لي من هذة البرقية أن "داير" تم القبض عليه بتهمة تهريب الأفيون و أيضاً تم العثور على "ليستر" في القبو |
| Hiç silah kaçakçılığından bahsetti mi? | Open Subtitles | لم يذكر أي شيء عن تهريب أسلحة ؟ |
| Adam hakkında uyuşturucu kaçakçılığından dört tutuklama emri var. | Open Subtitles | لدية أربع أوامر محكمة لتهريب المخدرات. |
| Adam uranyum kaçakçılığından tutuklandı. | Open Subtitles | الرجل إعتقل لتهريب اليورانيوم |
| Adam uranyum kaçakçılığından tutuklandı. | Open Subtitles | الرجل إعتقل لتهريب اليورانيوم |
| Ne de olsa adamlar bizim vergi kaçakçılığından kaçtığımızı sanıyorlar. | Open Subtitles | لطالما من نتعامل يعرف باننا حفنة من الرجال تتهرب من الضرائب بتهمة التهرب الضريبي |
| Maliye Bakanlığı vergi kaçakçılığından içeri aldı. | Open Subtitles | . حاكمته وزارة الخزينة بتهمة التهرب من الضرائب |