| Bir konudan dolayı kaçamak cevaplar veriyor gibiydi. Ben yine de patronuyla konuşmak isterim, bakalım bahanesi uyuyor mu. | Open Subtitles | كانت مراوغة في أمرٍ ما، أريد أن أتكلّم مع رئيسها لأرى إفادته |
| Sen de onlara kaçamak cevaplar ver, onlara gidip kendilerini becermelerini söyle | Open Subtitles | أعطهم جواباً مراوغاً فحسب أخبرهم أن يذهبوا ليمارسوا الجنس مع أنفسهم |
| Doğrudan bir yere gitmiyormuş gibi-- Sanırım kaçamak taktikler kullanıyor. | Open Subtitles | لا يبدُ وكأنّها تسلك طريقاً مُباشراً. كأنّها تستخدم أساليب المراوغة. |
| - Bir kaçamak mı yaşıyor sizce? | Open Subtitles | بحاجة منك أن تعثر على الداعر الذي يعاشر زوجتي ـ أتظن أن لديها علاقة غرامية؟ ـ أنني موقن أن لديها علاقة غرامية |
| Yani "Tanrım, kör bir kadınla kaçamak yaptım." demedin mi? | Open Subtitles | كلاّ, بالطبع لا مداعبة عابرة ؟ من فضلك |
| Burası kanser köşesi, kaçamak tüttürmek için ideal yer. | Open Subtitles | سرطان ركن. أفضل مكان في المدرسة التسلل دخان. |
| Açıkça, sen kaçamak aşina değildir. | Open Subtitles | ومن الواضح أن كنت لم تكن مألوفة مع هذه الثغرة. |
| - kaçamak davranıyorsun ve bir yalancıyı açığa vuran tüm özellikleri gösteriyorsun. | Open Subtitles | - أنت تجفل و أنت تستعرض كل هذا علامة دليل بالكاذب |
| - kaçamak cevaplar vermiyorum. Yeni kravatıma baksana. | Open Subtitles | لست أراوغ , أنظر لربطة العنق الجديدة هذه |
| - Başta. Sonra kurban kaçamak davranmış. | Open Subtitles | في البداية ، ولكن في النهاية الضحية اصبح يتهرب |
| Sovyet büyükelçi kaçamak cevaplar verirken U2 ile çekilen fotoğraflar toplantıya dünyanın görmesi için getirildi. | Open Subtitles | مع مراوغة السفير السوفيتي "تم عرض الصور الملتقطة بواسطة طائرة ال"يو-2 داخل القاعة ليراها العالم أجمع |
| kaçamak hareket. Düşman hareketi mi var? | Open Subtitles | حركة مراوغة هل رصدنا أي تحرك للعدو؟ |
| Daha fazla kaçamak davranış, aşırı nezaket. | Open Subtitles | تعليقات خفي. نقل مراوغة. قفازات طفل. |
| Sen de onlara kaçamak cevaplar ver, onlara gidip kendilerini becermelerini söyle | Open Subtitles | أعطهم جواباً مراوغاً فحسب أخبرهم أن يذهبوا ليمارسوا الجنس مع أنفسهم |
| Dr. Zimmerman bakın üzgünüm, eğer böyle kaçamak cevaplar verecekseniz, size daha fazlasını anlatmam için hiçbir neden göremiyorum. | Open Subtitles | أنظر يا دكتور (زيمار مان) .. معذرة إذا كنت تحاول أن تكون مراوغاً لا أرى بالواقع أي سبب وجيه لأخبرك بالمزيد |
| Ne kampanyasına bağış yapanlara samimiyetsiz sözler verirdi... ne muhabirin sorduğu sorulara kaçamak yanıtlar uydururdu... ne de seçmenlerine yalan vaatlerde bulunurdu... | Open Subtitles | سواء كان منافقاً في وعده بالقيام بحملة تبرّع أو المراوغة الماكرة عند سؤال المراسل |
| İşte bu kaçamak cevaplar ve kendinden duyduğun şüphe, Amerikan ruhuna yakışmıyor. | Open Subtitles | نعم، هذه هي بالضّبط، المراوغة والتّشكيك بالنّفس، هذه ليست الرّوح الأمريكيّة. |
| - Bir kaçamak yaşadığını biliyorum. | Open Subtitles | ـ أتظن أن لديها علاقة غرامية؟ ـ أنني موقن أن لديها علاقة غرامية |
| Bir kaçamak için kariyerini tehlikeye atmadığına müteşekkir olacaksın. | Open Subtitles | ستكون ممتناً أنك لم تعرض مسيرتك المهنية كاملة للخطر بسبب علاقة غرامية قصيرة |
| Noel partisinde bir kerelik kaçamak yaptık. | Open Subtitles | كانت علاقة عابرة في حفلة الكريسمس |
| Belki de bir kaçamak değildir. | Open Subtitles | حسناً, ربما لا تكون هذه علاقة عابرة |
| Yarın belki kaçamak yaparız Duane'in Barbekü yerinde. | Open Subtitles | ربما غداً بأمكانك التسلل من أجل بعض الشواء |
| Biraz kullanışsız ama işe yarayabilir. Çünkü zamanla konuşmanın kaçamak noktasını bulma metodunu geliştirdim, son anda o şeyi değiştirdiğin ve beynini kandırdığın metodu. | TED | يبدو هذا غريبًا، ولكن يمكن للأمر أن يمر، لأنني استطعت مع الوقت تطوير هذه الثغرة في طريقة استخدام الكلام حيث تقوم في آخر لحظة بتغيير الكلمة وخداع عقلك. |
| - kaçamak davranıyorsun, George. | Open Subtitles | - أنت تجفل جورج |
| - kaçamak cevaplar vermiyorum. Yeni kravatıma baksana. İnanmıyorum. | Open Subtitles | لست أراوغ , أنظر لربطة العنق الجديدة هذه |
| Ne zaman bir şey sorsam, kaçamak cevaplıyor. | Open Subtitles | كلما أسأله عن نفسه يتهرب من الإجابة |