Bir keresinde hamamdan çıplak kaçtığımda üstümü bir kutuyla kapatıp eve gitmiştim. | Open Subtitles | ..بالسابق، عندما هربت من الحمام المعدني ذهبت للمنزل وأنا استر جسمي بصندوق |
kaçtığımda hızlı koştum. | Open Subtitles | ، عندما هربت ، هربت بسرعة . لم أنظر خلفي |
Evden kaçtığımda tek yolun bu olduğunu kendime söyledim. | Open Subtitles | عندما هربت من المنزل، أقنعت نفسي أنها الطريقة الوحيدة |
Benden rahatsız olmaya başlayıncaya kadar ya da benden bir şeyler istemeye... başlayıncaya kadar Daha önce kaçtığımda arkadaşlarımda kaldım, tamam mı? | Open Subtitles | لكن عندما هربت لأول مرة بقيت مع أصدقاء؟ حتى بدأوا يتضايقوا مني أو أرادوا الحصول على شيء في المقابل |
Evden kaçtığımda senin boyunun yarısı kadardım. | Open Subtitles | كنت نصف حجمك عندما هربت من بيتنا. |
Ben kaçtığımda da böyle miydi buralar? | Open Subtitles | إذاً، هذا يشبه الوضع عندما هربت أنا ؟ |
Eninde sonunda kaçtığımda seni bulacağıma dair yemin ettim. | Open Subtitles | و عندما هربت اخيرا اقسمت بأنني ساجدك |
kaçtığımda demek istiyorsun. | Open Subtitles | تقصد عندما هربت بعيدا |
Calaveralardan kaçtığımda nereye gideceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | عندما هربت من آل (كالافيرا) في بادئ الأمر، لم أكن أدري إلى أين سأذهب. |
Calaveralardan kaçtığımda nereye gideceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | (كما ترين, عندما هربت من (الكالافير لم يكن لدي أي فكرة إلى اين اذهب |
kaçtığımda üzerimde bir tek bunlar vardı. | Open Subtitles | هذا كلّ ما كان معي عندما هربت |
kaçtığımda onu da aldım. | Open Subtitles | عندما هربت اخذتها معي . |
kaçtığımda Jonathan'ı da yanımda götürdüm. | Open Subtitles | أخذت (جوناثن) معي عندما هربت |