"kaşifler" - Translation from Turkish to Arabic

    • المستكشفون
        
    • المستكشفين
        
    • مستكشفين
        
    • المكتشفون
        
    • مستكشفون
        
    Bu kaşifler güneye doğru bir yolculuğa çıktığında, Etiyopyalı seyyahlar da kuzeye gitmeye başlamıştı. TED في الوقت ذاته الذي اتّجه فيه هؤلاء المستكشفون جنوبًا، بدأ الحجاج الإثيوبيون بالسفر نحو الشمال.
    Portekiz kaşifler, krallık için Afrika'yı hızlı bir şekilde geziyordu. Ta ki karışıklık ve diplomasinin birleşmesiyle efsane gerçek olana dek. TED جاب المستكشفون الأوروبيّون إفريقيا بحثًا عن المملكة، إلى أن حوّل مزيجٌ من الارتباك والدبلوماسيّة الخرافة إلى حقيقة.
    Eski zamanlarda, Vasco da Gama ve Columbus gibi kaşifler yerküreyi keşfedecek kadar talihliydiler. TED في الأيام الخوالي، المستكشفين مثل فاسكو دا جاما وكولومباس حالفهم الحظ لفتح الكرة الأرضية
    Bugünlerde mikrobiyal biyoçeşitlilikten bahsederken, bilim insanları Pasifik Okyanusuna sandalla açılmış kaşifler gibidirler. TED هذه الأيام، في معالجة التنوع البيولوجي الميكروبي يبدو العلماء مثل المستكشفين في زورق أطلق على المحيط الهادي.
    Aschen sizin açık bir şekilde olduğunuz kadar doğal kaşifler değillerdir. Open Subtitles الأستشن ليسوا مستكشفين طبيعين ، كما تبدون أنتم
    Fakat daha henüz yüz yıl önce ilk kaşifler iç kesimlere yürüyüp yeryüzündeki en yüksek, kuru ve soğuk bölgeyle karşılaştılar. Open Subtitles إلا أنه منذ مئة عام فحسب وطأ أوائل المكتشفون اليابسة ووقفوا وجهاً لوجه أمام أعلى وأجفّ وأبرد إقليمٍ على كوكب الأرض
    Bizler kaşifleriz. Dünyalı kaşifler. Open Subtitles نحن مستكشفون ، مستكشفون مسالمون
    İlk kaşifler bu acıyı yok etmek için gözlerine kokain sürüyordu. TED وقد كان المستكشفون الاوائل يضعون الكوكائين على أعينهم لتخفيف الآلام الناتجة عن تلك الاضواء
    Eski kaşifler haritaların dışındaki bölgelere yelken açtılar, ve bilinen zaman ve sıcaklık kurallarının askıya alındığı bir bölgeyle karşılaştılar. TED ولكن المستكشفون الاوائل قاموا بعبور حدود الممكن لكي يجدوا مكاناً تكون فيه قواعد الوقت .. والحرارة شبه متوقفة وعاجزة
    Büyük kaşifler genelde yalnız olur. Open Subtitles المستكشفون العظماء وحيدون في أغلب الأحيان.
    Zaman zaman bu harabelerle karşılaşan kaşifler, onlar hakkında fantastik teoriler üreterek, açıklamalar yapmaya çalıştı. Open Subtitles المستكشفون الذين جاءوا من وقت لاخر خلال هذه الانقاض حاولوا توضيح سبب وجودها الغامض بنظريات رائعة
    kaşifler, 2. Bölük'ten hayatta kalanları bulduklarını söylediler. Open Subtitles المستكشفون قالوا انهم وجدوا ناجين من الجمهرة الثانية
    "Çünkü kaşifler daha yazamadan kalemlerindeki mürekkep donuyordu". Open Subtitles لأن الحبر قد جف في أقلام المستكشفين قبل أن يدونوا اسمها
    Nemo, tüm yeni kaşifler bir fen sorusuna cevap vermeli. Open Subtitles نيمو , جميع المستكشفين الجدد يجب ان يجيبوا على سؤال العلوم
    Ama bu ilk kaşifler ilgili bir şey doğru değil gibiydi. Open Subtitles لكن شيئا واحداً عن المستكشفين الأوائل لا يشعر بالحقيقة.
    Buraya sadece kaşifler girebilir, kafasında kaskı ve gözlüğü olan her çocuk değil. Open Subtitles يسمح بدخول المستكشفين فقط، لا أي طفل من الشارع يعتمر خوذة ونظارة
    İngiliz kaşifler oldukları için kraliçeden madalya ya da ödül almış olmalılar. Open Subtitles ماداموا مستكشفين بريطانيين فلابد أنهم أخذوا أوسمة أو جوائز أخرى من الملكة!
    Böylece 19. yüzyılın sonunda, ...kaşifler ve bilim adamları bunun için bir arama başlattılar. Open Subtitles لذا ففي نهاية القرن التاسع عشر، بدأ مستكشفين وعلماء في البحث عن هذا الكائن
    Ama kaşifler onların iskeletlerini buldu. Open Subtitles لكن مستكشفين وجدوا هياكل عظمية
    İlk kaşifler bugün Güney Kutbu'ndaki tesisleri görse çok şaşırırlardı. Open Subtitles لكان المكتشفون الأوائل سيُشدهون بالتسهيلات المتوفرة في القطب الجنوبي اليوم
    Fakat daha henüz yüz yıl önce ilk kaşifler iç kesimlere yürüyüp yeryüzündeki en yüksek, kuru ve soğuk bölgeyle karşılaştılar. Open Subtitles إلا أنه منذ مئة عام فحسب وطأ أوائل المكتشفون اليابسة ووقفوا وجهاً لوجه أمام أعلى وأجفّ وأبرد إقليمٍ على كوكب الأرض
    Onlar aynı senin tişörtünün altında taktığın haç gibi... bu sektördeki ilk kaşifler tarafından yapılmıştı. Open Subtitles هم جُعِلوا بالأوائلِ مستكشفون في هذا القطاعِ... مثل الصليب تَلْبسُ تحت قميصِكَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more