| CA: Bu kabilenin boyutu küçülüp büyüyebilir değil mi? | TED | كريس: يمكنُ لحجم تلك القبيلة أن تتقلص وتتوسع. |
| Kalkandaki işaretler kabilenin önde gelen savaşçıları olduklarını gösteriyor. | Open Subtitles | تلك العلامات على وسط الدرع تدل على المحاربين الاوائل في القبيلة |
| Eğer içlerinden biri oraya bakarken yakalanırsa... kabilenin büyücüsü tarafından öldürülüyor. | Open Subtitles | لو وجده واحد منهم او حتى نظر اليه يجب ان يقتله ساحر القبيلة |
| Bu kabilenin gerçek Tanrı'sı olarak hak ettiğim yerde olmak için geldim! | Open Subtitles | لقد عدت لأستعيد مكاني الشرعي كإله حقيقي لهذه العشيرة |
| Veya onlar, yaşamaya devam etmek için; daha büyük bir bütünün, milletin, ailenin, kabilenin ya da gen havuzunun bir parçası olmayı umarlar. | TED | حيوي محسوس كالأطفال كما أنهم يحبون ويأملون أن يعيشوا كجزء من كيان أعظم وطن أو أسرة أو قبيلة من خلال جيناتهم |
| Masai, Wakabaranda ve doğu kıyısından... batıya kadar her kabilenin inandığı bir tılsım. | Open Subtitles | هو السحر، ماساي، واكابراندا. . وكل القبائل من الشرق إلى الساحل الغربي. |
| Bu kabilenin adamları da Muntala gibi çok evli mi? | Open Subtitles | هل أفراد هذه القبيلة متعددى الزوجات مثل مونتولا |
| kabilenin diğer üyeleriyle ona bir mesaj iletebilirim. | Open Subtitles | يمكنني محاولة إرسال رسالة له من خلال أفراد آخرين من القبيلة |
| Bu hemen hemen 13 kabilenin Kobol'dan aytilisina denk geliyor. | Open Subtitles | ذلك يماثل تقريبا الوقت الذي هاجرت فيه القبيلة الثالثة عشر من كوبول |
| kabilenin her üyesi şüpheli olabilir. | Open Subtitles | حسناً إذاً أي عضو من القبيلة كان يكون مشتبه حسناً هذه النتائج |
| Bu savaşçı kabilenin yaydığı korku da Çin Seddi'nin yapılışının ana nedeniydi. | Open Subtitles | خوف من هذه القبيلة المحاربه السبب الرئيسي لكي يبني شعب الهان الحائط العظيم. |
| kabilenin birkaç şanslı üyesi bu gene sahip. | Open Subtitles | القليلون من القبيلة محظوظون أن لديهم هذا الجين |
| kabilenin prensi olarak şahsen 7000 kadınca hizmet edildiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول انه بمثابة امير القبيلة شخصيا يخدمه حريم من 7،000 امرأة |
| Buralarda bir yerel kabilenin olduğunu duydum Tlingitler yıllardır büyük hayvanları avlamak için silah ticareti yapıyorlar. | Open Subtitles | سمعت بأنّ العشيرة المحلية ..هنا القبيلة التلينغيتية تتاجر بأسلحة الصيد منذ سنوات .. |
| kabilenin önünde seninle ilgili söylediğim şeylerin hepsinde ciddiydim. | Open Subtitles | ما قلته عنكِ أمام العشيرة من قبل عنيت كُل كلمة قلتها |
| Ama son ilk gecede tüm kabilenin önünde bana meşe ağacını vereceğini söylemiştin. | Open Subtitles | ولكن قلتِ في آخر ليلة شتاء أمام العشيرة أنّكِ ستعطني العصا الليلة |
| 12 kabilenin büyüklerini ve divanı topla. | Open Subtitles | قم باستدعاء شيوخ الإثنى عشر قبيلة و المجلس |
| Her kabilenin en güçlü adamını seçip birlikte öldürün. | Open Subtitles | نأخذ من كل قبيلة رجل قوي ونضربه ضربة رجل واحد. |
| O buradan Salt Water'a kadar, her kabilenin sevdiği bir adamdı. | Open Subtitles | عالي المقام بالنسبة لجميع القبائل من هنا حتى البحر |
| Saygı duyulan bir adamdı, saygı duyulan bir kabilenin mensubuydu ama akrabalarını karşısında bulmuştu. | Open Subtitles | لقد اصبح رجلاً له تقدير كان من عشيرة مُحترمة على أية حال لكن الآن لديه عائلة لتسانده |
| Bu alan iki yamyam kabilenin egemenliği altında. | Open Subtitles | وإن ذلك تحت سيطرة اثنين من قبائل آكلى لحوم البشر |
| Demek unuttun. Onun, kabilenin en sevilen kızını öldürdüğünü unuttun. | Open Subtitles | إذا أنتِ نسيت إنه حطم الفتاه الأكثر حبّاً فى قبيلتك |
| Her kabilenin sancağını insanların önüne alın! | Open Subtitles | إرفعوا أعلام كل قبيله ! أمام الناس |
| kabilenin şahitliğinde, evliliğin gereklerini yerine getirecekler. | Open Subtitles | سيكملون الآن مراسم الزواج كما ارادت القبيله |