| Karar vermek zorundadır TV şovu mu... kabileyi kurtarmak mı. | Open Subtitles | وعليها الإختيار بين البقاء مع البرنامج التلفزيوني... أو إنقاذ القبيلة |
| Apaçiler, bir çok düşman kabileyi katlederek üstünlüklerini kolayca kanıtlayabileceğini biliyordu ama cinayetlerin kaynakları ve yaşamları yok edecek bir kan davası başlatacağının da farkındaydılar. | Open Subtitles | لا قبيلة الاباتشي عرفوا ان بامكانهم بسهولة اثبات تفوقهم بقتلهم العديد من القبيلة المعادية |
| Toprağı sevmeyi, atalarını sevmeyi kabileyi sevmeyi. | Open Subtitles | حب الأسلاف حب القبيلة هؤلاء المتطفلون يسممون الأرض |
| Duyarsız mı? Bir kabileyi tahliye etmek kolay mı? | Open Subtitles | انت فاكرة انه بالساهل انك تقضي علي قبيلة ؟ |
| Amerikan Hükümeti'ne en son teslim olan kabileyi bilen var mı? | Open Subtitles | وعاشوا في معسكرات تتحكم بها الحكومة هل يعرف احد ما هي أخر قبيلة استسلمت للحكومة الأمريكية؟ |
| Bir daha buradaki hiç kimse Bren'in bu kabileyi korumuyor demesin. | Open Subtitles | لا أحد هنا يقول أن هذا القائد لا يحمي هذه العشيرة |
| İkinizin kabileyi 20 milyon dolandırdığınızı anlatıyor. | Open Subtitles | إنه يقول كيف خدعتما القبيلة في حوالي 20 مليون دولار |
| Amcam ceplerini doldurmak için kabileyi kullandığını söylüyor. | Open Subtitles | عمّي يقول أنّها تستغل القبيلة لجني المال. |
| Aynı kabilenin üç üyesi olsaydık ben avlanır ve kabileyi bir arada tutardım. | Open Subtitles | إذا كنا أفراداً من نفس القبيلة سأكون انا من يصيد و يجمع |
| Çünkü az daha tüm kabileyi yok ediyordum. | Open Subtitles | لما؟ لأنني كدت أن أتسبب في تدمير القبيلة أجمعها |
| Yine de bütün kabileyi kış boyu doyurmaya yetmez. | Open Subtitles | ولكنه ليس كافياً لإطعام القبيلة طيلة فصل الشتاء |
| Tamam, Stanhope, kabileyi öğlen vakti toplanmaya çağır. | Open Subtitles | حسناً، ستانهوب، اخبرنا انك تريد جمع القبيلة ظهراً |
| Bu rüşvetin evlat edinmeye itiraz etmemesi için kabileyi ikna etmek üzere verildiğini öğrenmek sizin için de sürpriz olur muydu? | Open Subtitles | هل سيُفاحئك لتعلمي انّ هذا كان رشوة فُعلت لتقنعي القبيلة على عدم الإعتراض على التّبني |
| kabileyi dahil etmeden rehineleri getirip götürmek zor olur. | Open Subtitles | سيكون صعباً أدخال و أخراج الرهائن من هنا دون أن تعلم كامل القبيلة بذلك |
| İki hafta önce de, ihtiyar kalkıp kabileyi terk etmiş. | Open Subtitles | قبل اسبوعين الرجل العجوز ترك القبيلة |
| Bu çok güzel bir an. Tüm kabileyi dans ettirdin. | Open Subtitles | هذه مناسبة سعيدة القبيلة كانت كلها ترقص |
| Bu noktaların her biri, küçük, dokunulmamış bir kabileyi gösteriyor ve günümüzün büyük keşfi, sadece Kolombiya Amazonu'nda 14,15 izole grup olduğuna inanıyoruz. | TED | كل من هذه النقاط تمثل قبيلة صغيرة غير معروفة والتصريح الكبير اليوم هو أننا نعتقد بأن هناك 14 أو 15 مجموعة قبلية منعزلة فقط في الأمازون الكولومبي. |
| İşi yapmak için başka bir kabileyi işe alırlar. | Open Subtitles | يستخدمون قبيلة أخرى للقيام بذلك. |
| Bir daha buradaki hiç kimse Bren'in bu kabileyi korumuyor demesin. | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع من أي شخص هنا أن هذا القائد لا يحمي هذه العشيرة |
| Tüm kabileyi getirmişsin ha? | Open Subtitles | أحضرت العشيرة بأكملها، أليس كذلك؟ |
| kabileyi o kurtardı. | Open Subtitles | هي من أنقذ العشيرة. |