"kabuklarını" - Translation from Turkish to Arabic

    • قشور
        
    • الأصداف
        
    • أصداف
        
    • صدفاتهن
        
    • قوقعة
        
    • قواقعها
        
    • قشر
        
    • القشور
        
    • الاصداف
        
    • أصدافهم
        
    • اللحاء
        
    Yırtıcıların, yavruların kokusunu almasını engellemek için, yumurta kabuklarını uzaklaştırıp, çatlamayan yumurtaları da yiyor. Open Subtitles ولمنع الضواري من شم صغارها تزيل قشور البيض القديم وتأكل البيض الذي لم يفقس
    Ya da ısıtıcısını tamir etmeme, ya da onunla şeye gitmeme... çamaşırhaneye gitmeme, ya da gidip muz kabuklarını ayıklamama... Open Subtitles أو لأساعدها في تثبيّت مدفأتها أو لاصطحابهاإلى المصبغة أولمساعدتها في تنظيّف قشور موزها
    Sahilden deniz kabuklarını ve düz taşları topluyordum. Open Subtitles ملتقطة الأصداف و الأحجار الملساء من الشاطئ
    Güney Çin Denizinde, balıkçılar fosilleşmiş midye kabuklarını geniş mercan yataklarını kazarak toplamak için büyük çaba sarfettiler. TED في بحر الصين الجنوبي يذهب الصيادون لجمع أصداف المحّار المُتحجرة عن طريق الحفر في مناطق واسعة من الشعب المرجانية.
    O esnada, salyangozlar dans etmeye başlamış ve kabuklarını çıkarıp konseri duyurmak için megafon gibi kullanmaya başlamışlar. Open Subtitles في تلك اللحظة، اقتحمن الحلزوناتالرقص... ثم نزعن صدفاتهن وبدأنيستخدمنهنكمكبراتصوت ... للإعلان عن الحفلة الموسيقية.
    Benim yapmaya çalıştığım, söyleştiğim insanların kamusal kabuklarını kırıp gerçekten ortaya dökmek isteyebilecekleri şeyleri söyletmekti. İnsan ne kadar gözününde olursa o oranda kalın bir kabuk örer. TED كنت أحاول جعلهم يقولون ما في الأغلب يريدون البوح به، ليخرجوا من قوقعة شخصيتهم العامة تلك، و كلا زادت شعبية الضيف، كلما ترسخ وجود تلك الشخصية العامة الظاهرية.
    Şu sıralar organizmaların kabuklarını oluşturmak ve korumak için çok daha fazla metabolik enerji harcadıklarını görüyoruz. TED لذلك واحد من الأشياء التي نراها هو وجود الكائنات العضوية الحية لإنفاق المزيد من الطاقة الأيضية لبناء وصيانة قواقعها.
    Ve lütfen muz kabuklarını yatak odasındaki çöp kutusuna atma. Open Subtitles ورجاءً لا تلقي قشر الموز بسلة مهملات غرفة النوم
    Küçük bir çocukken annen ekmeklerin kabuklarını keser miydi? Open Subtitles هل كانت والدتك تنزع لك القشور عندما كنت فتى صغير؟
    Tanrım,bütün o deniz kabuklarını bana toplatmıştın. Open Subtitles يا ربي , لقد جعلتني صقراً لتلك الاصداف البحرية
    Ben yüzmem, o yüzden karides kabuklarını atmak için kullanıyorum. Open Subtitles انا لا أجيد السباحة في الحقيقة ، لذلك ارمي قشور الروبيان هناك
    Mandalin kabuklarını göster. Gay wo kan ni de jud zi pee. Mandalin kabuklarını göster. Open Subtitles أرني قشور حمضياتك أرني قشور حمضياتك شيلدن ؟
    Muz kabuklarını sıyırır, sos yanındadır. Open Subtitles انزلاقات من قشور الموز وارتداء ملابس في الجانب
    Hey, hatırlıyor musun bir keresinde, tüm yumurta kabuklarını sahte kanla ezmiştim? Open Subtitles أتذكر ذاك الوقت الذي كنت ألون به قشور البيض بدم زائف؟
    Münzevi yengeçler terk edilmiş deniz kabuklarını mobil evler gibi kullanırlar. Open Subtitles يستخدم السرطان الناسك الأصداف المطروحة كمنازل متنقّلة
    Deniz kabuklarını kullanmayı bilmiyor. Open Subtitles لا يعرف كيف يستخدم الأصداف الثلاثة
    Bu arada istiridye kabuklarını atarken çamurda kırmızı güllerini buldum. Open Subtitles ‫بالمناسبة، عثرت ‫على ورودك الحمر في الوحل ‫عندما رميت أصداف المحار ‫
    Dinleme kabuklarını etkinleştirelim. Open Subtitles أتظن هذا؟ قُم بتفعيل أصداف التصنت
    Denizkulağı kabuklarını başka ne parçalar? Open Subtitles ما الذي يفكك قوقعة أذن البحر أيضاً؟
    Yani, kabuklarını inşa edişleri hakikaten yeteneklerimizin en iyi dışavurumudur. Open Subtitles أعني، بل هو تجل لأفضل ما لدينا من قدرات، حقاً الطريقة التي بنت بها قواقعها. إنه من الفنون على ما أعتقد.
    Büyümüş olabilirsin ama hala yumurta kabuklarını yere döküyorsun. Open Subtitles حسناً، ربما نضجتكم جميعاً، لكن ما زلتم تسقطون قشر البيض على الأرض
    Ama soymalarını ve kabuklarını ezerek oynamalarını meyvenin o muhteşem ve unutulmaz kokusunu birbirlerine sıkarak oynamalarını istermiş. Open Subtitles ولكنّها كانت تريد منهم تقشيرها، واللعب بالضغط على القشور ورشّ بعضهم البعض ببهجة ورائحة الفاكهة التي لا تنسى
    Tatlım eve kadar deniz kabuklarını takip ettin. Open Subtitles تتبعت الاصداف ياعزيزتي طوال الطريق إلى المنزل
    Mercan polipleri koruyucu kabuklarını bu zamanda açarlar. Open Subtitles هي الآن الزوائد اللحميةُ المرجانيةُ تُخاطرُ خارج أصدافهم الوقائيةِ.
    Burada keskin ön dişlerini kullanarak devrilmiş bir ağacın kabuklarını kemirirken bir ayı veya dağ aslanı geldiği takdirde hemen kaçabilecek kadar suya yakın olurlar. Open Subtitles هنا يستطيعوا أستخدام أسنانهم الحادة القاطعه لنزع اللحاء من جذوع الشجر المتساقط .. والتغذيه عليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more