İkimizi de,kabul edilebilir kayıplarla burdan çıkarabilecek bir senaryom var. | Open Subtitles | اعتقد اني اعرف طريقة خروجنا من هنا مع خسائر مقبولة |
Eğer eyalet mahkemeye kabul edilebilir bir delil sunamadığı takdirde, bana da sanığı serbest bırakmaktan başka seçenek kalmıyor. | Open Subtitles | لو لم تقدم الولاية أى أدلة مقبولة لاتهامه لن يكون لدى أى خيار أخر الا أن أطلق سراح المتهم |
Bu tarz şeyleri yaratan ve kabul edilebilir kılan shinobi ne? | Open Subtitles | وما هو الشينوبي الذي ابتكر مثل هذه الشروط ويعتبرها مقبولة ؟ |
Bu akıllı Hristiyanlar için kabul edilebilir bir şey değil, ve bizler bunu onaylamak zorundayız. | TED | ليس هذا بالأمر المقبول لدى المسيحيين الأذكياء, وينبغي أن نعترف بذلك. |
Bu daha kabul edilebilir, ama buda hala Tanrı'yı nihai ahlaki sorumluluğu ile bırakıyor. | TED | يبدو هذا مقبولاً بدرجة أكبر, لكن تبقى على كاهل الرب المسئولية الخلقية المطلقة. |
Bunu olayı kapatıp dağıtımı tekrar kabul edilebilir seviyelere getirmeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة لقفل هذه أسفل والحصول التوزيع إلى مستويات مقبولة. |
Birden bir şekilde kabul edilebilir hale gelmiştim, ki bunu da, anlarsınız, inanılmaz buldum. | TED | فجأة بأت أصبح مقبولة نوعا ما, والذي وجدته, كما تعلمون, مبهر ايضا |
Tropiklerdeki ülkeler en hevesli tüketicilerden çünkü kültürel açıdan kabul edilebilir bir durum. | TED | بلاد المناطق المدارية هي الأكثر استهلاكا لها لأنها مقبولة في ثقافتهم. |
Polisiye bir operasyon kabul edilebilir. Haiti ve Somali'de yaptığımız gibi. | Open Subtitles | وظيفة الشرطة أصبحت مقبولة لدينا في هايتي والصومال |
Bölüm standartlarına göre bir kayıp kabul edilebilir benimkilere göre edilemez. | Open Subtitles | خسارة واحداً قد تكون مقبولة بمقاييس الإدارة و لكن ليست مقبولة بمقاييسي واضح ؟ |
Eğer o öldürülürse, bu kabul edilebilir bir kayıp olur, değil mi? | Open Subtitles | اذا ماتت فستكون هذه خسارة مقبولة أليس كذلك؟ |
Ordudaki eski kaideler de bizim için kabul edilebilir bir şey değil. | Open Subtitles | الإجراءات السابقة في الجيش ليست مقبولة لدينا |
Ordudaki eski kurallarda bizim için kabul edilebilir bir şey değil. | Open Subtitles | الإجراءات السابقة في الجيش ليست مقبولة لدينا |
Hatta daha da kötüsü bir gece nöbetine. Görev riskleri kabul edilebilir sınırlar içinde çıktı. | Open Subtitles | المخاطر تم تحديدهم على أنهم ذو خطورة مقبولة |
Bu tamamen kabul edilebilir bir çalışma alanı bir psikolog için bile. | Open Subtitles | ، إنها بالكامل قاعة مقبولة للدراسة . حتـ لعالم نفساني |
Bunu kabul edilebilir bulabilirsiniz, evet, dini alanda, insanlar aynı kurguya inanarak işbirliği yaparlar. | TED | الآن قد تجد من المقبول أنه نعم، في النطاق الديني، البشر يتعاونون عن طريق الإيمان بنفس القصص التخيلية. |
Bu iyileştirmeler pahalı olabilir, o yüzden yöneticiler her bir proje için kabul edilebilir belirsizliğe karar vermeliler. | TED | وقد تكون تلك التحسينات جد مكلفة، لذا على المديرين أن يحددوا المستوى المقبول من الشك لكل مشروع. |
Daha da kötüsü, yanlış şeylere gülmeniz -- buna gülmek kabul edilebilir, teşekkürler. | TED | أو حتى أسوأ من ذلك أن تضحكوا بينما حديثي لم يكن مضحكاً الضحك على هذا الجزء كان مقبولاً شكراً |
Ne zaman kargaşalı yerlerde bilimsel eylemlerde bulunmanın zorlaştırılması kabul edilebilir bir hâle geldi? | TED | منذ متى صار مقبولاً أن يكون العلم صعب المنال في الأماكن المضطربة؟ |
Kardeşinizin fikri kabul edilebilir ama benimki kanıtlanamaz, öyle mi? | Open Subtitles | أنت تقولين أن ذلك مقبول منها لكن ليس مقبولا مني، صحيح؟ |
Bu insanlar statükoya, kabul edilebilir görünene, her zaman tehdit oluştururlar. | TED | هؤلاء الأشخاص هو مصدر تهديد مستمر للوضع الراهن، لما يعتبر حاليًا مقبولًا. |
Hayatını kurtardığımı düşünülürse sanırım bu kabul edilebilir. | Open Subtitles | أن تكوني ممتنة لإنقاذي حياتك، سأتقبل امتنانك |
Eroin kullandığım günlerde, bu kabul edilebilir bir ilk buluşma olabilirdi. | Open Subtitles | في أيام إدماني على المخدرات، ذلك كان ليكون موعد أولي مثالي ومقبول. |
Kalanıysa kabul edilebilir. | Open Subtitles | بقية هي من المنقولات. |
...Dr. House için kabul edilebilir olduğunu düşünmendi ya da şakası senin dikkatini dağıtmıştı ya da House tıbbı bir oyuna çevirmiş ve sen de onu yenmek istedin. | Open Subtitles | ان ذلك مقبول في عالمه او ان حرب مقالبه قد شتتك او ان هاوس يجعل الطب لعبة و انت اردت ان تهزمه |
Bu, bildiğiniz üzere kurallara aykırı ama taraftar arkadaşlarınız bunu tamamen kabul edilebilir buluyor. | TED | أنت تعلم أنه ضد القواعد، لكن زملاءك المعجبين يعتقدون أنه مقبول تماماً. |
Her bir ikilemin kabul edilebilir olup olmadığına karar vermeniz için 20 saniye vereceğiz. | TED | وسنعطيكم 20 ثانية لكل معضلة لتحكموا على ما إذا كنتم تعتقدون أنها أمر مقبول أم لا. |