| Adam ondan bir şey istediğini ve hayır cevabını kabul etmeyeceğini söyledi. - Peki Ella ne tepki gösterdi? | Open Subtitles | لكنّي سمعتهما مُصادفة، وكان يُهدّدها، وقال أنّها تملك شيئاً أراده، وأنّه لن يقبل بالرفض كإجابة. |
| Travis, bu anlaşmayı sırf üstünde adın olduğu için kabul etmeyeceğini söyleyip duruyorsun. | Open Subtitles | ترافيس) انك تستمر في قول) ان هارفي لن يقبل بالصفقة لأن اسمك فيها |
| Zaten kabul etmeyeceğini biliyordun. | Open Subtitles | لأنك تعرف أنه لن يقبل ؟ |
| Dill, bunu asla kabul etmeyeceğini biliyorum, ama seni olduğun gibi gören biriyle olmak istemez misin? | Open Subtitles | (ديل) أعلم أنك لن تعترف بهذا لنفسك لكن ألا تريد أن تكون مع شخص يراك كما أنت عليه |
| Ama kabul edilirse Ferrous'un, sonuçlarını kabul etmeyeceğini ve Konsey'e verdiği desteği geri çekeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | مع ذلك , إذا تم الموافقة عليه نعتقد أن (الشركة الحديدية) لن تعترف بالنتائج وتسحب دعمها من المجلس |
| Yoksulluğunu gidermek için,Wheal Grace'deki hisselerini,üçüncü bir kişi vasıtasıyla satın aldım,parayı bir hediye olarak kabul etmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | إشتريت كل أسهمهِ في ويل جريس عالماً .بأنها لن تقبل المال كهدية |
| Parayı hediye olarak kabul etmeyeceğini bildiğimden onun bilgisi olmadan parayı verebilmek için bir taktik planladım. | Open Subtitles | عالماً بأنها لن .تقبل المال كهدية قمتُ بالتدبير لفعل ذلك .بدون علمها |
| Davetimi kabul etmeyeceğini düşünmeye başlamıştım, Lorena. | Open Subtitles | كنت بدأت أفكر أنكِ لن تقبلي دعوتي لورينـا |
| Kendin için bir şey kabul etmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لن تقبلي بشيء لنفسكِ. |
| Travis, Harvey'in senden dolayı teklifi kabul etmeyeceğini söylüyorsun. | Open Subtitles | ترافيس) انك تستمر في قول) ان هارفي لن يقبل بالصفقة لأن اسمك فيها |
| Senin yerine beni aradı çünkü hayır demesini kabul etmeyeceğini biliyordu. | Open Subtitles | (هارفي) السبب الذي قام بالإتصال بي وليس بك هو أنه لن يقبل بـلا كإجابة |
| -Çünkü bu mahkemenin yeni... kanıtlara dayanarak talebi kabul etmeyeceğini düşünmüştük. | Open Subtitles | .... حسنا , نحن افترضنا أن المحكمة لن تقبل الإلتماس المبني على أدلة جديدة |
| - kabul etmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | عرفت بانك لن تقبل من ارسلك؟ |
| - kabul etmeyeceğini biliyordum! | Open Subtitles | -علمت انك لن تقبلي بها ! |