"kabullenip" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتقبل
        
    • أتقبل
        
    • تقبلنا
        
    • نتقبل
        
    • مستسلماً
        
    • متقبلاً
        
    • آمن بالمسيح
        
    Bayağı bir süre geçti, artık durumu kabullenip hayatına devam etme vakti geldi. Open Subtitles لقد مرت فترة من الزمن على ذلك أظن أنه عليك أن تتقبل ذلك وتستمر بحياتك
    Her şeyin iyi olduğunu kabullenip gidemediniz değil mi? Open Subtitles الم تستطع ان تتقبل ان كل شئ هلى مايرام وان تمضي قدما , الم تستطع؟
    Sınırlarımı kabullenip ince esprili ve nazik olmaya devam edeceğim. Open Subtitles سوف أتقبل حدودي وأرضى بتقدمي الحضاري وبديهتي
    Yani, kabullenip, bana kabadayılık etmesine izin mi vereyim? Open Subtitles إذاً أتقبل الأمر وأدعها تضايقني ؟
    Hata ve erdemlerimizi kabullenip dürüst oldukça başımıza gelenin bir önemi yok. Open Subtitles لا يهم ما الذي سيحصل لنا طالما بقيناً صريحين و تقبلنا عيوب و فضائل بعضنا البعض
    Korkuyu kabullenip eyleme geçmeliyiz. TED علينا أن نتقبل الخوف ومن ثم نحتاج إلى التحرك.
    Onu kalbinden atamadı ve kaderini kabullenip evine döndü. Open Subtitles وهو غير قادر على أن ينسيها قبله، عاد لدياره مستسلماً لقدره
    Micheal sonuçta iyi biri olduğunu kabullenip işe dönmüştü. Open Subtitles وبعد ذلك عاد إلى العمل, متقبلاً حقيقة أنّه شخص طيب
    İsa'yı kabullenip vaftiz olursa, kutsanmış olurdu. Open Subtitles اذا (هتلر) آمن بالمسيح وتم تعميده هل سيكون بأمان.
    Sana tavsiyem bu durumu kabullenip elinden gelenin en iyisini yapmak. Open Subtitles وأقترح عليك بأن تتقبل واقعية حالنا وتستغلها
    Ama kazanamadığın gerçeğini kabullenip yoluna devam etmelisin. Open Subtitles لكن يجب ان تتقبل حقيقة خسارتك وتستمر في الحياة
    İlki, hatayı kabullenip görevi iptal etmektir. Open Subtitles الأول هو ان تتقبل الفشل وتلغى المهمة
    Yaptığım şeyi kabullenip devam etmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أتقبل ما فعلت و أتخطاه
    Hata ve erdemlerimizi kabullenip dürüst oldukça başımıza gelenin bir önemi yok. Open Subtitles لا يهم ما الذي سيحصل لنا طالما بقيناً صريحين و تقبلنا عيوب و فضائل بعضنا البعض
    Yani, öylece kaderimizi kabullenip doktorların bize iyi niyetleriyle söyledikleri şeyleri yapıp kötü olanı mı beklemeliyiz, yoksa mücadele mi etmeliyiz, dedim. Open Subtitles اعنى هل علينا فقط ان نتقبل قدرنا ونحن نفعل كل ماقيل لنا من جميع الاطباء وننتظر للحدث الاسوء ام نحاربة ؟
    Belki de beraber olmak kaderimizde yoktur. Belki de bunu kabullenip hayatımıza devam etmemiz gerekir. Open Subtitles ربّما لم يُقدر لنا أن نكون سويّاً فحسب، ربّما علينا أن نتقبل ذلك ونمضي في حياتنا.
    Onu kalbinden atamadı ve kaderini kabullenip evine döndü. Open Subtitles بعد أن عجز قلبه عن نسيانها عاد لدياره مستسلماً لقدره
    Durumun gerçekliğini tamamen kabullenip kabullenmediğini bilmiyorum. Open Subtitles لا أعلم إن كان متقبلاً بشكل كلي لحقيقة ذلك
    İsa'yı kabullenip vaftiz olursa, kutsanmış olurdu. Open Subtitles اذا (هتلر) آمن بالمسيح وتم تعميده هل سيكون بأمان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more