Ama uyruğundakiler şartlarımızı kabullenmeye niyetli görünmüyor. | Open Subtitles | لكن رعيتك يبدون أٌقل إستعداداً لقبول شروطنا |
- Terapistin tarafindan bazi saçma yorumlari kabullenmeye zorlansaydin ve hasta oldugun için kendini savunamasaydin sinir bozucu olmaz miydi? | Open Subtitles | إن كان معالجك أجبرك لقبول بعض التفسيرات السخيفة ولا تستطيع الدفاع عن نفسك لأنك أنت المريض |
Ama eğer Tanrı onu yanına almak isterse, bunu kabullenmeye hazır olmalıyız, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | لكن لو أراد الله أخذه، فعلينا الإستعداد لتقبل ذلك، مفهوم؟ |
Karım Helena yaşlandığını kabullenmeye başlayınca bu saçmalığı kabul etmeye hazır olmadığımı fark ettim. | Open Subtitles | ما حصل انه زوجتي هيلين قد سمحت لنفسها ان تصبح عجوزاً و انا لم اكن مستعداً لتقبل تلك اللامنطقية |
Şimdi, onları uzun vadeli bir hedefi ve sonra da kısa vadeli bir dizi hedefi kabullenmeye ikna etmeliyiz. | TED | و الآن علينا دفعهم إلى قبول هدف بعيد المدى ،ثم عدة أهداف قصيرة المدى. |
Bundan sonra pazarlık ve depresyon aşamalarını geçip... ..kabullenmeye gelecek. | Open Subtitles | في الوقت المناسب، هو سَيَمْرُّ بمساومة، - كآبة وأخيراً قبول. |
Böyle bir ölümse, asla kabullenmeye hazır olmadığımız bir şey. | Open Subtitles | ...وخسارة كهذه ، إنها إنها ليست شيئاً نحنُ مستعدونَ لقبوله |
Bu hikmeti kabullenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول ان اعتنق هذه الحكمة |
Herkesi ve her şeyi kabullenmeye yetecek kadar büyük bir kalbi vardı. | Open Subtitles | كان له قلب كبير كفاية لقبول و حب الجميع. |
Gerçeği kabullenmeye hazırsın değil mi ? | Open Subtitles | أنت تستعدّ لقبول الحقيقة، أليس كذلك؟ |
Ama ben, yenilgiyi kabullenmeye hazır değildim. | Open Subtitles | للأسف، أنا اسن وأبوس]؛ [ت استعداد لقبول الهزيمة. |
Beni nerede bulacağını biliyorsun, gerçeği kabullenmeye hazır olduğunda. | Open Subtitles | ...تعلم أين تجدني عندما تكون مستعداً لقبول الحقيقة... |
Üzgünüm Saul. Bunu kabullenmeye hazır değilim. | Open Subtitles | أنا لست على استعداد لقبول ذلك. |
Sadece artık bir evim olmadığı gerçeğini kabullenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إني فحسب وصلت لتقبل حقيقة أني لم أعد أملك وطنا بعد الآن |
Olabilecek her şeyi kabullenmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعدة لتقبل كل ما قد يحدث |
Bunu kabullenmeye hazır değilim. | Open Subtitles | لست مستعدة لتقبل هذا. |
Benim durumumda olduğu gibi, bu kötü koşulu 28 yıl 4 ay küsür gün boyunca kabullenmeye zorlanmak olmamalıdır yaşamak. | Open Subtitles | أجبرت على قبول هذا الوضع طيلة 28 عاماً و 4 أشهر و بضعة أيام |
-Sanırım şu anda artık başkan koltuğundan daha azını kabullenmeye hazırlamalısın kendini. | Open Subtitles | أظن أنه ربما قد حان الوقت الذي يجب أن تبدأ فيه التفكير في قبول شيء أقل من من نائب المدير |
Sadece sorununu kabullenmeye açık olmalısın. | Open Subtitles | انت فقط تحتاج ان تكون متفتحا في قبول ذلك |
Seni her gün görmeme fikrini kabullenmeye henüz hazır değilim. | Open Subtitles | فكرة ألّا أراكِ كل يوم ليست شيئ على استعداد لقبوله الآن. |
Bu hikmeti kabullenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول ان اعتنق تلك الحكمة |