Yakın zamanda kadın ve erkekler koğuşlarında yapılan tamiratların da etkisi var. | Open Subtitles | ويرجع ذلك في جزء منه إلى التجديدات الأخيرة في عنبر الرجال والنساء |
Utanç kadın ve erkekler için aynı his, ama cinsiyete göre organize oluyor. Kadınlar için, | TED | يشعر الرجال والنساء باحساس العار ذاته. لكنه يتعلق بالجنس. للنساء، |
Sırf sırt döndükleri kucağa kinlerini kusmak için rahat toplumumuzu terk etmiş birtakım kadın ve erkekler. | Open Subtitles | رجال ونساء تركوا الحياة الهادئة والمريحة في المجتمع، فقط لنشر العدائية في المكان الذي تخلّوا عنه |
Sadece SRU' daki en iyi kadın ve erkekler katılabilir. | Open Subtitles | فقط الأفضل من مفخرة رجال ونساء وحدة الأزمات الخاصة |
Belki de pop kültürünün bize inandırdığı gibi, kadın ve erkekler farklı gezegenlerden değildir. | Open Subtitles | ربما لا يختلف الرجال و النساء كما يقولون |
Hatta kadın ve erkekler o kadar farklı ki, bizim nasıl geçindiğimizi merak ediyorsunuzdur. | Open Subtitles | في الحقيقة ، الرجال و النساء مختلفين للغاية أن عليكم أن تتسائلوا كيف يمكنناأننتفقعلى الإطلاق. |
Ve Amel'in umudunu bulduğum ikinci yer de her yerde kadın ve erkekler cihatçılara karşı çıkmaya devam ediyordu. | TED | والمكان الآخر الذي وجدت فيه أملاً لأمل هو كل مكان تستمر فيه النساء والرجال بمكافحة الجهاديين. |
Buna rağmen, o gemilerde çalışan kadın ve erkekler, yaptıkları işten olağanüstü gurur duyarlardı ve bunda haklıydılar da... | TED | رغم ذلك، كان الرجال والنساء الذين عملوا على تلك السفن يشعرون بفخر استثنائي تجاه عملهم، ولذلك ما يبرره. |
Üzgünüm ama bazı şeyler kadın ve erkekler için farklıdır. | Open Subtitles | آسف لكن هناك الكثير من الاختلافات بين الرجال والنساء |
Orada uzun zamandır acı çeken kadın ve erkekler Amerikalılar olarak haklarının reddini, barışçıl bir şekilde protesto ettiler. | Open Subtitles | هناك، الرجال والنساء الذين يعانون منذ أمد بعيد تظاهروا بسلمية ضد مصادرة حقوقهم كأمريكيين. |
Bu, hemen hemen her gece dışarda sokaklarda nöbet tutan ve ellerinden gelen her şeyi yapan o cesur kadın ve erkekler için... | Open Subtitles | ♫ تحيةً لجميع الرجال والنساء الشجعان ♫ ♫ المتواجدين خارجاً كل ليلة يقومون بدوريات في الشوارع ♫ ♫ يفعلون كل ما بإمكانهم ♫ |
Dindar tüm kadın ve erkekler sana emrediyor! | Open Subtitles | صلاة مخلصة من جميع الرجال والنساء المقدسة تأمرك |
Bu kadın ve erkekler sayesinde düşman bombacıları nadiren evlerine dönebilir. | Open Subtitles | - بسبب براعة هؤلاء الرجال والنساء -نادرا ما تعود قاذفات العدو لقواعدها |
Büyük bütünlük cesur kadın ve erkekler | Open Subtitles | من رجال ونساء شجعان يتمتعون بنزاهة عالية |
Bir de heteroseksüel çizgiyi aşan kadın ve erkekler var, hemcinsleriyle seks yapan ya da farklı bir kimliğe sahip olan... | TED | وثم هناك رجال ونساء يتجاوزون خط الجنس الآخر , الذين يمارسون الجنس مع أمثالهم , أو الذين يحملون هوية جنسية مختلفة . |
Bahsettiği görüntü bir fotoğraftı. kadın ve erkekler çırılçıplak, bazıları jenital organlarını kapamaya çalışıyor, diğerleri bununla uğraşamayacak kadar korkmuş karda dizilmiş vurulup bir çukura atılmayı bekliyorlar. | TED | المعروض كان صورة , رجال ونساء مجردين من الملابس البعض يحاول تغطية أعضائهم التناسلية والاخرين مرتعبون من المضايقة مصطفين ببرود منتظرين اطلاق النار والقائهم في حفرة |
21. yüzyılın son on yılında roketlerle uzaya giden kadın ve erkekler aya ayak bastı. | Open Subtitles | في العقد الأخير من القرنالحاديوالعشرين... رجال ونساء بسفن فضائية، حطوا على القمر |
Dışarıda toplumda çalışan kadın ve erkekler var bir zamanlar sen de bunun bir parçasıydın. | Open Subtitles | إنهم الرجال و النساء الذين يعملون في الخارج للمجتمع و أنت ستكون مجرد حكاية؟ |
Dışarıda toplumda çalışan kadın ve erkekler var bir zamanlar sen de bunun bir parçasıydın. | Open Subtitles | إنهم الرجال و النساء الذين يعملون في الخارج للمجتمع و أنت ستكون مجرد حكاية؟ |
"Tüm Dünya bir sahnedir ve Tüm kadın ve erkekler de oyuncular." | Open Subtitles | العالم مسرح كبير و جميع الرجال و النساء مجرد لاعبين |
Eğer kimyasal tepkime yüzünden ise, buna, kadın ve erkekler arasındaki hormonal farklılıklar sebep olmuştur. | Open Subtitles | إذا كان هذا بسبب تفاعل كيميائي فإن الإختلافات الهرمونية بين الرجل والمرأة قد تؤثر على معدله |