O pislik, erkeklerin kadınlardan üstün olduğu fikrini savunuyordu. | Open Subtitles | الزحف كان يدافع عن فكرة أن المرأة أدنى من الرجل. |
Ben dolgun dudaklı kadınlardan hoşlanırım. | Open Subtitles | شخصـياً أفضل المرأة ذات الشـفاة الممتلـئة. |
Görünüşe bakılırsa Hazlit'in değişik kadınlardan bir sürü çocuğu varmış. | Open Subtitles | يبدو أن هازلت أنجب مجموعة أطفال من عدة نساء مختلفات |
Bu kadınlardan birisinin cinayeti işlemiş olma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | لذا فإنّها فرصة جيّدة حقاً أنّ أحد هؤلاء النسوة قتلته. |
Tanıdığım en güzel kadınlardan birisiyle yağmur yağarken tanışmıştım. | Open Subtitles | ، واحدة من أجمل السيدات اللاتي عرفتهن قابلتها في المطر |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma. | Open Subtitles | أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء |
Ben de güzel, seksi ve duygulu kadınlardan sıkılmaya başlamıştım. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد مللت من النّساء الجميلات الممشوقات و مُرهفات الإحساس |
Pijamalı kadınlar beni iç çamaşırlı kadınlardan daha çok tahrik ediyor. | Open Subtitles | و أنجذب بشكل أكبر للنساء في البيجامات بدلاً من الملابس الداخليه |
Erkekler, aşkı kadınlardan farklı yaşar, diyorsunuz. | Open Subtitles | كرجل، تعتقد أن رؤيتكَ للحُب تختلف عن رؤية المرأة له؟ |
Bu da erkeklerin kadınlardan hep aynı şeyi istediklerini gösteriyor. | Open Subtitles | هذا ما يثبت أن كل الرجال يريدون نفس الشيء من المرأة |
Bilgin olsun diye söylüyorum, ben kalplerindeki boşluğu bebekle doldurabilen şu kadınlardan değilim. | Open Subtitles | لمعلوماتك أنا لست المرأة التي لديها فراغ بحياتها لا يشغله سوى الطفل |
Hayvan postu giyen, mızraklı yarı çıplak deli kadınlardan ders mi alacağım? | Open Subtitles | أتعلّم من عدة نساء مخابيل ونصف عاريات يحملن رماحاً ويلبسن جلود حيوانات. |
Dünyanın her yerindeki kadınlardan, sadece kendime sadık kalarak onlara ilham verdiğimi söyleyen mail ve mesajlar aldım. | TED | استلمت العديد من الرسائل من نساء من جميع أنحاء العالم، يخبرنني فيها أنهن تأثرن ببقائي على سجيتي. |
Eğer yerli kadınlardan bahsetseydik, ya da transeksüel kadınlardan bahsetseydik, bu rakam daha da aşağı düşerdi. | TED | عندما نتكلم عن نساء الشعوب الأصلية عندما نتكلم عن النساء المتحولات جنسيًا عندها ينخفض أكثر. |
Bu kadınlardan birisinin cinayeti işlemiş olma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | لذا فإنّها فرصة جيّدة حقاً أنّ أحد هؤلاء النسوة قتلته. |
Bu kadınlardan birinin yüzüne baktım ve yüzünde, doğal merhametin gerçekten hissedildiği anlarda ortaya çıkan gücü gördüm. | TED | لقد نظرت الى اوجه هؤلاء النسوة ورأيت في وجوههن القوة التي نتجت عن وجود التعاطف الحقيقي حولهم |
Yaşlı kadınlardan ve onların ortalıkta olmalarından hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أخبرتك، أني لا أَحب السيدات الكبيرات السن أنا لا أحبهم بالجوار |
Ve ben küçümseyerek bakan kadınlardan hoşlanmam. | Open Subtitles | وانا لا أحب السيدات ذوات النظرات المتعجرفة. |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma. | Open Subtitles | أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء. |
kadınlardan biri, “Küçük bir kız olarak, kilisedeki güzel şapkalı kadınlara hayranlık duyardım. | TED | وهناك اقتباس من أحدى تلك النساء وهي تتكلم عن، كطفلة صغيرة, كنت لأعجب بالنساء في الكنيسة مع قبعاتهن الجميلة |
Dans ede ede, bu kadınlardan oluşan halkaya ulaştığımızda, gördük ki, erkekler, kadınlar, çocuklar, herkes ordaydı. | TED | وكما أننا رقصت، ورقصت، واقترب من هذه الدائرة من النساء، الرجال والنساء والأطفال، وكان الجميع هناك. |
Şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadınlardan biri yaklaşıyordu, beyaz peçesiyle kırmızı şapkalı bir kadın. | TED | اقتربت مني إحدى أروع وأجمل النساء اللاتي رأتهن عيني، بقبعة حمراء صغيرة وحجاب أبيض. |
Güzel bir yüzden başka hiçbir şeye sahip olmayan kadınlardan nefret ederim. | Open Subtitles | النساء اللواتي لا يمتلكن شيئا اطلاقا سوى وجهه مشرق انهن اكثر مااكره |
Benim ülkemde erkekler hiç bir şey için kadınlardan özür dilemez. | Open Subtitles | هو من بدأ هذا في دولتي , الرجل لا يقول للمرأة أنه آسف على أي شيء |
Ama onunla evlenmekten korkuyorsunuz, çünkü diğer kadınlardan kopmaya hazır değilsiniz. | Open Subtitles | المليمتر. لَكنَّك تَخْشي زَواجها لأن أنت لَسْتَ مستعدَّ لتَخلّي عن النِساءِ الأخرياتِ. تماماً حقّ. |
Buraya ilk gelişinde birbirimizi tanıyacak vaktimiz olmadı... ama benim bir çocuğu geri çevirecek kadınlardan olmadığımı bilmelisin. | Open Subtitles | ولكني أريدك ان تعلمي أنني لست من تلك النساء التي تخذل الأطفال |
O gündüz kadar güzeldi ama ben gece güzelliğine sahip kadınlardan hoşlanıyordum. | Open Subtitles | كانت جميلة كالنهار لكنني أحببت النساء ذوات الجمال الليلي |