Charles oyuncakların göründükleri kadar masum olmadıklarını söylerdi. | TED | اعتاد تشارلز القول بأن اللعب ليس بريئة كما تبدو. |
İyi, çünkü görünmeye çalıştığınız kadar masum olsaydınız... hiçbir yere varamazdık. | Open Subtitles | هذا جيد, لأنك لو كنت بريئة كما تتظاهرين, فلن نتوصل الى نتيجة على اى حال |
Bence sebebi de bu kadar masum birinin ölümü yüzünden duyguların taşması. | Open Subtitles | و هو ما أظن انه التدفق الطبيعي للحزن بسبب خسارة شخص بريء للغاية |
Suçum kanıtlanana kadar masum olmam gerekiyor ama bana yaptıklarına bakın. | Open Subtitles | أنا برئ حتى تثبت إدانتي وانظروا لما فعلوه بي |
Ama Moira da göründüğü kadar masum değil. | Open Subtitles | مازالت مويرا تبدو بريئة كما تتظاهر انت لا تعرفينها |
Sistem, bir kişinin suçluluğu kanıtlanana kadar masum olduğunu söyler. | Open Subtitles | يقول نظامنا أن الشخص بريء إلى أن تثبت إدانته |
Lois, burayı sevdiğini biliyorum ama hiçbir şey göründüğü kadar masum değildir. | Open Subtitles | , لويس , أنا أعرف بأنك ِ تحبين هذه المدينة لكن لاشيء أبدا بريء كما يبدو |
Ya göründüğü kadar masum değilse? | Open Subtitles | ماذا لو أنّها ليست بريئة كما تدعي؟ |
- İnsanların düşündüğü kadar masum değilsin. | Open Subtitles | تعلمين, أنت لست بريئة كما يظن الناس |
Belki de göründüğüm kadar masum değilimdir. | Open Subtitles | ربما لأنني لستُ بريئة كما أبدو. |
Göründüğün kadar masum değilsin. | Open Subtitles | لست بريئة كما تظهرين |
Belki de Gillian o kadar masum değildi. | Open Subtitles | رُبما لم تكُن (جيليان) بريئة كما كانت تبدو |
Bence sebebi de bu kadar masum birinin ölümü yüzünden duyguların taşması. | Open Subtitles | و هو ما أظن انه التدفق الطبيعي للحزن بسبب خسارة شخص بريء للغاية |
Bu şehirde, sorgulanana kadar masum sayılırsın. | Open Subtitles | فى هذه البلدة أنت برئ حتى يتم التحقيق معك |
Burası bir mahkeme ve bu ülkede, bir suç işlemekle suçlandığınız zaman suçunuz kanıtlanıncaya kadar masum sayılırsınız. | Open Subtitles | هذه محاكمة العدل عندما تكون متهم بجريمة .لابد أن تكون برئ حتى يُثبت بأنك مُذنب |
Yok be abi? Ne kadar masum bakıyor, yazık ya. | Open Subtitles | انها تبدو بريئة حقيقية لي، فتاة فقيرة. |
Sen de göründüğün kadar masum değilsin. | Open Subtitles | أنت لَسْتَ بريء كما تَبْدو |