Ve kaliforniya akbabasına kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | والأسوأ من ذلك أنه مهووساً بنسر كاليفورنيا |
Zaten bir tek sen sana 6 ay kafayı takmış biriyle aranı bozabilirsin. | Open Subtitles | انت فقط من بإمكانه أن يدمر تلك العلاقة مع الشخص الذي كان مهووساً به لمدة 6 أشهر |
Üzerinde çalıştığın yaratığa kafayı takmış olan gizli bir organizasyon var. | Open Subtitles | هٌناك منظمة سرية مهوسة بنفس المخلوق الذي تدرسه |
Çin komplolarına kafayı takmış bir kadın olarak durdurmak istediğiniz hükümete o kadar çok benziyorsunuz ki. | Open Subtitles | بل من امراه مهووسه بالمؤمرات الصينيه انتي مثل الحكومه التي تريدي منعها |
Naziler savaşı kaybetti. Neden hala kafayı takmış? | Open Subtitles | لقد خسر النازيون الحرب لمَ لا يزال مهووسًا بذلك؟ |
Bilemiyorum. Sana kafayı takmış galiba. Zaten delinin teki. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا،ربما هي مهووسة بك أو شئ من هذا القبيل،أنه مجنونة كُليةً |
Birisine kafayı takmış. Ama bu kesinlikle bir ilişki değil. | Open Subtitles | إنّه مهووس بشخص ما بالتأكيد ولكن لا وجود للعلاقة |
Kendi acılarına ve ölümüne kafayı takmış. | Open Subtitles | كان مهووساً بمعاناة الجنس البشرى |
Ve kafayı takmış da değilim. | Open Subtitles | و أنا لست مهووساً |
Ed küçüklüğümüzden beri doğa üstü şeyleri kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | (إد) كان مهووساً بالظواهر الخارقة منذأنكناأطفالاً, |
Henüz yakalayamadığız Wesley Blankfein adında bir şüphelimiz var. Red John ve Marley Sparrow'a kafayı takmış. | Open Subtitles | لدينا مشتبه به بشكل عام يدعى (ويزلي بلانكفاين) لقد كان مهووساً بكلاً من (رِد جون) و(مارلي سبارو) |
Buna kafayı takmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لقد بدى مهووساً بهذا |
Kadına kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | إنه يبددو مهووساً بها |
Pekâlâ, sana söylemek zorunda kalmak istemiyordum, ama üzerinde çalıştığın yaratığa kafayı takmış olan gizli bir organizasyon var. | Open Subtitles | حسنا, لم اكن أريد إخبارك لكن, هناك منظمة سرية مهوسة بنفس المخلوق الذي تدرسه |
Gelecek yıl senin asistanın olmaya kafayı takmış. | Open Subtitles | انها مهووسه لتكون مساعدتك فى الفصل الدراسى الثانى |
Tamam, en büyük ablam Fiona işine kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | حسنا. اذا,اختي الكبيره فيونا هي مهووسه في شغلها |
Allen, Pam senin karikatürlerine kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | حسناً, (الان) (بام) مهووسه برسوماتك إنها تقراها كل يوم |
Kenny Clarke ve Thelonious Monk'a kafayı takmış durumdasın. | Open Subtitles | (مازلت مهووسًا بـ(كيني كلارك (و(دولينيوس مونك. |
Görünen o ki hiç sorunu yok Max'in biraz zamanlar bana kafayı takmış olmasıyla. | Open Subtitles | (ماديسون) دعتنا؟ حسنا، يبدو، أنها لا تملك أي مشكلة مع حقيقة أن (ماكس) كان ذات مرة مهووسًا بي. |
Kenny Clarke ve Thelonious Monk'a kafayı takmış durumdasın. | Open Subtitles | (مازلت مهووسًا بـ(كيني كلارك (و(دولينيوس مونك. |
Plomox almış bir hastası için para alma konusuna kafayı takmış. | Open Subtitles | هي مهووسة بأن تحرص على أن يأخذ مريضها الذي تناول الـ(بلوموكس) المال |
Bu kadına kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | أعني، إنّه مهووس بهذه المرأة. |