"kafelere" - Translation from Turkish to Arabic

    • المقاهي
        
    • المقاهى
        
    Aydınlanma döneminde oyun, kraliyet mahkemelerinden kafelere taşındı. TED مع عصر التنوير، انتقلت اللعبة من المحاكم الملكية إلى المقاهي.
    İnsanlar neler yaptıklarını konuşmak için kafelere falan giderler! Open Subtitles الناس تذهب الى المقاهي للتحث عن ما يفعلونه
    Eğer onlar iş yapamazsa, kapatıp gidecekler gurme kafelere veya kurabiye dükkanlarına yer açılacak. Open Subtitles إن لم يجدا عملاً سيغلقان ويفتحان المجال... لإحدى المقاهي أو بائعي البسكويت.
    Bir zaman gelir ki, her gece kafelere dans salonlarına gitmekten sıkılır ve kendini geliştirmek istersin. Open Subtitles يأتى يوم عليك فى حياتك تمل من الذهاب إلى المقاهى و صالات الرقص كل ليلة و تريد أن تحسن من نفسك
    Parklara ve kafelere gitmeleri yasaklandı. Open Subtitles ثم بدء اليهود يواجهون الطرد من المقاهى والحدائق العامة
    ...kafelere, restoranlara, konserlere,.. Open Subtitles نحن ممنوعون من المقاهي والمطاعم،
    Birisi bana şöyle dedi: "Eskiden insanlarımız kafelere futbol seyretmeye giderlerdi." ya da "soccer"(futbol) Amerikadaki tabiriyle "şimdiyse meclisi seyretmeye gidiyorlar." TED قال أحدهم لي: "تعوّد الناس الاجتماع في المقاهي لمشاهدة كرة القدم" -- أو "سوكر" كما نسميها في أمريكا -- والآن يجتمعون لمشاهدة البرلمان."
    Annemin bana yazdığı cinsten mektupları yabancılara yazdım ve şehrin dört bir yanına onlarcasını bıraktım. Her yere bir tane bırakıyordum, kafelere, kütüphanelere, BM merkezine, her yere. TED قمت بكتابة رسائل مماثلة لتلك التي كانت أمي تكتبها لي لأنشخاص غرباء، ثم قمت بدسها جميعها في أنحاء المدينة عشرات العشرات من الرسائل وقمت بتركها في كل مكان في المقاهي والمكتبات، ومباني الأمم المتحدة، وفي كل مكان
    kafelere de gitmem. Open Subtitles كم أنني لا أتردد على المقاهي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more