"kafesin içinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في قفص
        
    • داخل قفص
        
    • في القفص
        
    • فى القفص
        
    • داخل القفص
        
    Yürümeye başladığından beri o cam kafesin içinde. Open Subtitles لقد كان عالق في قفص زجاجي منذ أن كان طفلا.
    Öyle yardıma muhtaç oluyorlar ve bir kafesin içinde mahsur kalıyorlar. Open Subtitles كانهم يحتاجون المساعدة بشدة و هم في قفص قبيح جداً
    Oraya gittiğimde Tom'un kafesin içinde sıkışmış olduğunu onaylıyorum. Open Subtitles تم إثبات ان توم كان عالق داخل قفص عندما وقعت الجريمة
    Hadi, abim, sirk eğitmeni değil ki seni sürekli kafesin içinde tutsun. Open Subtitles ..إن أخي ليس مديراً لحلبة السيرك .لن يبقيكِ محبوسةً داخل قفص
    Ve uyuşturucu izi de yok, yani buraya taşınmış, ama kafesin içinde değil. Open Subtitles ولا يوجد علامات مخدرات إذاً تم حملها إلى هنا، لكنها ليس في القفص
    Ya bizimlesin ya da bu kafesin içinde kalıyorsun. Open Subtitles الآن، إما أن تكون معنا أو يمكنك البقاء في القفص
    İçinizden birinin, tutsaklardan biri gibi kafesin içinde gitmesi lazım. Open Subtitles . أحدكم يجب أن يسافر فى القفص كسجين
    Bu arkadaşın meraklı olması durumuna karşı ellerinizi ayaklarınızı kafesin içinde tutun. Open Subtitles اليدان والقدمان داخل القفص طوال الوقت في حال ان شعر أصدقائنا بالفضول
    Tüm ay boyunca gösteri sanatı yaptı. Cadde üzerinden bir kafesin içinde yaşadı ve dışarı adım atmadı. Open Subtitles كان يؤدى عملاً على قطعة فنية طوال الشهر كان يعيش في قفص في الشارع ولم يتركه مطلقاً
    Nasıl cıvıldarsınız kafesin içinde Open Subtitles كيف تبتهجون هكذا و أنتم في قفص ؟
    Biraz daha yaldızlı bir kafesin içinde. Open Subtitles ولكن في قفص أكثر لمعاناً من هذا
    Ama neden o lanet kafesin içinde olduğunu açıklamıyor. Open Subtitles لا يفسر ذلك ما كانت تفعله في قفص لعين
    Bir kafesin içinde güç paneli olacak. Open Subtitles أنت سترى لوحة تحكّم داخل قفص إفتحه
    Kızlar bir kafesin içinde kan kaybından ölmüş. Open Subtitles الفتيات ينزفن حتى الموت في القفص
    Dedim ki, "kafesin içinde." Open Subtitles دعيني وشأني؟ لقد قلت في القفص -
    Ben kafesin içinde bir maymunum, unuttun mu? Open Subtitles انا مجرد قرد في القفص, اتذكر؟
    Jackson kafesin içinde bırakmıştı. Kilitlemeyi unutmuş olmalı. Open Subtitles لقد تركه(جاكسون)فى القفص,ممكن ان يكون تركه و باب القفص غير مغلق.
    Göreceksiniz ki fotoğrafçı, elbette, burada kafesin içinde değil, açıkça görülüyor ki biyolog fotoğrafçıdan sanırım biraz daha zeki. TED سترون هنا .. ان المصور ليس داخل القفص حتما لان المتخصصين اكثر دراية بامور القرش من المصورين
    Tam şu anda kafesin içinde benim adamım Kurşun var. Open Subtitles عن الحق الآن وصلنا بلدي رصاصة رجل داخل القفص.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more