Whoops. Bu annemin yaptığı en güzel doğum günü kahvaltısı olacak. | Open Subtitles | سيكون هذا أفضل فطور لأمي في عيد ميلادها على الإطلاق |
-Hayır gidemezsin. Komünyon kahvaltısı yapmadan bir yere gidemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع جمع التبرعات حتى تتناول أول فطور مقدّس مناسب في منزلي |
Peki ya, besleyici bir kahvaltısı olmayan çocuktan ne haber? | TED | فماذا عن ذلك الطفل الذي لا تنتظره وجبة إفطار مغذية؟ |
İngiliz kahvaltısı..ekmeği.. | Open Subtitles | إفطار إنجليزي عتيق ؟ فاصوليا و لحم وخبز أعشق الخبز |
Harikulade bir düğün kahvaltısı yaptık şampanya ve sahanda yumurta vardı. | Open Subtitles | وتناولنا طعام الإفطار العرائسي الرائع مع بعضنا، مع الشمبانيا والبيض المخفوق |
İngiliz kahvaltısı, iki tane aspirin. Turp gibi olursun, dostum. | Open Subtitles | الفطور الإنجليزي، جرعة مضاعفة مِنْ الأسبيرينِ، أنت ستتحسن، يا صاح |
Rahat yatakları ve güzel kahvaltısı olan hoş bir otel varmış. | Open Subtitles | لقد سمعت أن هناك فندق يقدم افطار شهّي |
La de da, ben burdayım,Bana 4 parça pastırmalı super doğumgünü kahvaltısı hazırlandığından tamamen bihaberim. | Open Subtitles | ها أنا لا أعلم تماما أني على وشك أن أحصل على فطور عيدي ميلادي المميز مع أربع قطع لحم مشوي |
"Ailelerarası Birleşme Günü Hoşgeldin kahvaltısı" Hadi buyrun! | Open Subtitles | يوم إندماج جميع العائلة , فطور ترحيب , تفضلوا إلى الداخل |
Selam, Dave, Jen'in her zamanki kahvaltısı, fakat bu sefer daha fazla dilinlenmiş muz. | Open Subtitles | أهلا ديف, فطور جين المعتاد ولكن المزيد من شرائح الموز هذه المره |
Evet, düğün sonrası pazar kahvaltısı için bir program yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | نعم, نحن نتطلع لتخطيط فطور ما بعد الزواج يوم الأحد |
Pazar kahvaltısı yapıp golf ve tennis oynuyorlar. | Open Subtitles | لديهم وجبة فطور متأخر بالأحـد ملعب غولف ، تنس |
Biraz İngiliz kahvaltısı hoşuna gider dediydim. - Anlayamadım? | Open Subtitles | نعم ، أعتقدتُ بأنك ربما ترغب بالحصول على فطور الانجليزي مُبكرًا |
- E buna şampiyonların kahvaltısı denmez de ne denir. | Open Subtitles | في كل عرض تشرب ذلك - طعام إفطار الأبطال - |
Çabuk dön, haşlama uskumrulu ve greyfurtlu bir korsan kahvaltısı hazırlayacağım. | Open Subtitles | عد سريعاً وسأعدّ لك إفطار قراصنة مِن الجريب فروت وسمك الإسقمريّ المسلوق |
aile kahvaltısı yaparız bizde. Yatmadan önce biraz atıştırırken bir araya geliriz o zaman. | TED | إذن سنأخذ الإفطار سوية. او سنجتمع لتناول وجبة خفيفة قبل النوم. |
Eğer çok çalıştığınız için ailecek akşam yemeği yiyemiyorsanız belki onun yerine ailecek sabah kahvaltısı yapabilirsiniz. | TED | إذا كانت وجبات العشاء العائلية في الخارج بسبب جدول العمل المزدحم يمكنُ لوجبة الفطور العائلية أن تكون بديلًا جيدًا. |
- Evet, tipik bir öğrenci kahvaltısı. | Open Subtitles | على صفيحة ساخنة,بغرفة للطلبة- نعم, انه افطار طلاب مثالى - |
Çok acıktım. Burada İngiliz kahvaltısı vermeleri çok iyi değil mi? | Open Subtitles | انا اشعر بالجوع, لا أظن انه يوجد افطارا انجليزيا هنا |
Annem senin için özel bir doğum günü kahvaltısı hazırladı. | Open Subtitles | امي اعددت افطاراً مميزاً لعيد ميلادك |
Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahil ayda 500.000 won. | Open Subtitles | خمسمائة الف بالشهر ويشمل هذا الافطار والعشاء |
Şampiyonların kahvaltısı. | Open Subtitles | إنها أفطار الأبطال. |
Bir düşünelim. Kurabiyeleri izci kızlar sattığına göre sende izcilerin geleneksel pankek kahvaltısı için bilet satıyor olmalısın. Evet. | Open Subtitles | لو فتيات الكشافة يبيعون الكعك أنت تبيع تذاكر للإفطار السنوى أجل، إن بعت 100 تذكرة أخرى سأربح مسدس لعبة |
Babanın kahvaltısı için pastırmamız yok. Sabah ilk iş, çıkıp birşeyler bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | لا يوجد لحم مقدد لإفطار أبى,سأذهب لإحضاره |
kahvaltısı senin ve benim yaptıklarımızdan çok daha lezzetli olacak. Hakkını vermeliydiniz. | Open Subtitles | سيكون مذاق إفطاره ألذ من أي وجبة أكلناها أنا أو أنت |
Bu ne, kahvaltısı mı? | Open Subtitles | ماهذا ، إفطارها ؟ |