"kalıpları" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنماط
        
    • قوالب
        
    • القوالب
        
    • الأنماط
        
    • على صفائح
        
    • النمطية
        
    • محمصة الكعك في
        
    Ve bu neden böyle? Çünkü yolculuk şablonları/kalıpları düşündüğünüzden daha az istikrarlıdır. TED ولم هذا؟ لأن أنماط السفر ذات طابع أقل استقرارا مما يمكنك أن تتخيل.
    Bu istatistikleri biliyorum çünkü küresel göç kalıpları üzerinde çalışıyorum. TED أعلمُ بكل هذه الإحصائيات لأنني أدرس أنماط الهجرة العالمية.
    Türbülanslı akışların son derece yüksek hızlı bilgisayar simülasyonları, farklı durumlar arasındaki tahminleri organize eden ve birleştiren bir teoriye yol açabilecek kalıpları belirlememize yardımcı olabilir. TED حيث يمكن لعمليّات محاكاةٍ الكمبيوتر فائقة السرعة للجريان المضطرب أن تساعدنا في التّعرف على أنماط يمكن أن تقود لنظريّة والتي ستجمع وتنظّم توقعاتنا في مختلف الحالات.
    Bu araştırma pek çok yönde çalışmalarıma esin kaynağı oldu, hareket veya farklı ışık kalıpları gibi şeyler. TED هذا البحث ألهم عملي في العديد من الطرق المختلفة، أشياء كالحركة و قوالب الضوء المختلفة.
    Kriptonit kalıpları vardı, Lionel'ın kasasında olan cinsten. Open Subtitles إنهم يملكون قوالب كريبتونيت مثل التي في خزانة ليونيل
    Ne yapacağımı bilmiyorum. O kalıpları bulamıyorum. Open Subtitles لا أعرف ماذا أفعل، فلا يمكنني إيجاد تلك القوالب.
    Milyonlarca insanla kıyaslanıp bulunduğunda her tür bilgiyi bize sunan küçük davranış kalıpları ararız. TED نبحث عن الأنماط الصغيرة للسلوكات والتي حين تكتشفها ضمن ملايين الأشخاص، تسمح لنا بمعرفة أشياء كثيرة.
    Ricky Tan bu yılın başlarında İsveç yapımı 100 dolarlık banknot kalıpları aldı, ve süper banknotları basmaya başladı. Open Subtitles في وقت سابق من هذه السنة، ريكي تان حصل على صفائح سويسرية واحدة من نوعها بمئة .دولار .وبدأ بطباعة الفواتير الممتازة
    kalıpları yıkmak için pek fazla şey yapmıyorsun. Open Subtitles أنت لا تقوم بفعل الكثير لتحطيم الأشكال النمطية هُنا
    Sizce de insan bazı kalıpları sürekli yinelemiyor mu, Bay Poirot? Open Subtitles ألا ترى أن البشر يكونون ذوو أنماط متشابهة
    Matematiğin kalıpları sadece mimarlığın temeline inip çok genel ifadelerle düşündüğünüzde açık bir hal alır. Open Subtitles فقط عندما تبلغ أساس البناء وتفكر في حدود عامة جداً، عندها ستصبح أنماط الرياضيات واضحة.
    Peki, kalıpları herkes anlayamaz. Open Subtitles الجميع ليسوا قادرين على فهم أنماط الأسهم
    insanlar kalıpları tekrarlayana kadar... yeni bir şey onları dışarı salar. Open Subtitles تكرار أنماط الناس إلى حين أن يطرأ شيئاً جديداً , يخرجهم من الأمر
    Konuşma kalıpları ve vücut dilini analizde uzman üst düzey bir ajanım. Open Subtitles أنا عميلة النخبة مع خبرة في أنماط التعبير تحليل ولغة الجسد
    Bilgisayarlar alışılmamış kalıpları ve yeni davranışları tespit edemezler ama insanlar eder. İnsanlar bunu teknolojiyi kullanarak, hipotezleri test ederek bir içgörü arayarak, makinelerden kendileri için çalışmasını isteyerek yapıyorlar. TED أجهزة الكمبيوتر لا تكتشف أنماط جديدة وسلوكيات جديدة، ولكن البشر يفعلون. البشر، باستخدام التكنولوجيا ،اختبار الفرضيات يبحثون عن تبصر من خلال طلبهم من الأجهزة أن تفعل أشياء لهم
    Dev ayak kalıpları kullanarak, sahte Koca Ayak izleri bırakıyordu. Open Subtitles طباعة آثار مُزيّفة لذو قدمٍ كبيرة على الأرض، بإستخدام قوالب من قدم عملاقة.
    Bilim adamları daha bu işi araştırmaya başlamadan önce, ebeveynler doğum sırasına göre bazı davranış kalıpları olduğunu fark etti ciddi, gayretli ilk çocuk; kafası karışmış orta çocuk ve çılgın son çocuk. TED قبل أن يبدأ العلماء بالانتباه للأمر، لاحظ الأباء أن هناك قوالب مزاجية معينة تخص ترتيب الولادة: الابن الجاد المكافح الأول، والأبن الوسط الذي ثم الابن الجامح الأخير.
    Sonra bunların parçalarını alarak kalıpları yarattım ve onları önce muma, sonunda da burada gördüğünüz görüntü gibi tunca batırdım, ki bu sanki savaş yaraları ve yara izleri gibi şiddetin yaratılmasının izlerini taşıyor. TED وأخذتُ لاحقاً بقايا من هذه وشكّلتُ قوالب وسبكتهم أولاً في الشمع، وأخيراً في البرونز مثل هذه الصورة التي ترونها هنا، التي تحملُ علامات صُنعها القاسي مثل آثار نُدب وجروح معركة.
    Dinle beni. Her şeyi toparla. Dosyaları, kalıpları, sekizgeni. Open Subtitles أنصت إلى أجمع كل شئ الملفات القوالب شكل المعين
    Bilim gözlemle başlar, ancak işin püf noktası başka türlü efsane veya tesadüf diyerek kabul etmeyeceğimiz kalıpları ve işaretleri belirlemek, onları izole edip bilimsel kesinlikle test etmektir. TED يبدأ العلم بالملاحظة، ولكن الخدعة هي أن نتعرف على القوالب والتواقيع التي من الممكن بطريقة أخرى أن نتناساها كخرافة أو مصادفة، نعزلها، ونختبرها بدقة علمية.
    Ve eğer mümkün titreşimsel kalıpları hesaplayabilseydik, söz konusu 20 sayıyı hesaplayabilirdik. TED و إن تمكنا من حساب الأنماط الإهتزازية الممكنة، فسيكون بمقدورنا حساب هذه الأرقام العشرين.
    Ricky Tan bu yılın başlarında İsveç yapımı 100 dolarlık banknot kalıpları aldı, ve süper banknotları basmaya başladı. Open Subtitles في وقت سابق من هذه السنة، ريكي تان حصل على صفائح سويسرية واحدة من نوعها بمئة .دولار .وبدأ بطباعة الفواتير الممتازة
    kalıpları yıkmak için pek fazla şey yapmıyorsun. Open Subtitles أنت لا تقوم بفعل الكثير لتحطيم الأشكال النمطية هُنا
    O gözleme kalıpları sonsuza kadar orada kalacaklar. Open Subtitles محمصة الكعك في الدكان منذ الأمد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more