Bu da hayatımın geri kalanının bu sadelikte, bu tekdüzelikte geçeceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أنّ بقيّة حياتي ستكون طريقاً سريعاً طويلاً مستقيماً يُفضي إلى الغروب. |
Şimdi, küçük dostum çeneni açacak, sen de böylece paranın kalanının nerede olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | صديقي الصغير سيفتحك قليلاً لذا أنت يمكن أن تخبرنا اين بقيّة المال هه؟ |
Bize planının geri kalanının... ne olduğunu anlatamazdı, değil mi? | Open Subtitles | سيكون ذلك شاعريّاً إلّا أنّه لن يستطيع إخبارنا أين بقيّة خطّته، أليس كذلك؟ |
Doğum gününün geri kalanının tadını çıkaramaz mıyız? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن تتمتع فحسب ببقية عيد ميلادك؟ |
Kalbinin DNA'sı vücudunun kalanının DNA'sıyla uyuşmuyor. | Open Subtitles | الجينات خلايا العضلة لا تتوافق مع من ببقية جسده |
Frannie ve evin geri kalanının kızılderili oyunu oynamak için gitmiş olması, kızları etkilemem için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | مع فراني وبقيّة من بـ المنزل بعيداً عن لعبة إنديانا، هي الفرصة المثالية باالنسبة لي لإثارة إعجاب الفتيات. |
Hemen ortadan kaldırılmasının temel sebebi ise şehrin geri kalanının bağlamak için caddeleri kullanıma sokamayan komütenin öfkesiydi. | TED | ويرجع السبب في إقامته أساسا إلى سخط الجمهور لأنهم لم يعيدوا افتتاح الشارع الذي يربط الجزء الخلفي بباقي المدينة |
Hayatın geri kalanının da halletmesi bu kadar kolay olsaydı. | Open Subtitles | "لو أنّ بقيّة الحياة كان من السهل اكتشاف حلولها هكذا" |
Muhafızların geri kalanının icabına bakana kadar sessiz olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن ندخل بهدوء حتّى نهتمّ بأمر بقيّة الحرّاس |
Çok şairane olurdu, böyle olsaydı. Bize planının geri kalanının ne olduğunu anlatamazdı, değil mi? | Open Subtitles | سيكون ذلك شاعريًّا إلّا أنّه لن يستطيع إخبارنا أين بقيّة خطّته، أليس كذلك؟ |
Yaşlı üyelerden bazıları sürünün geri kalanının beslenebilmesi için koruyucu bir kordon oluşturuyor. | Open Subtitles | سيضرب بعض الأفراد القدامى طوقًا حاميًا بينما يتغذّى بقيّة القطيع |
Ama sürünün geri kalanının yardımı olmadan hiçbir şey ifade etmez. | Open Subtitles | لكن ذلك غير مفيد دون مساعدة بقيّة أفراد القطيع |
Ömrünün geri kalanının tadı bunun gibi olacak. | Open Subtitles | هذه هي بقيّة حياتك ستذوقين ما تحبين |
Ama Almanya kazanırsa, bu sefer bu da dünyanın geri kalanının yanlış evrimsel yolda olduğunu gösterecekti, ki bu insanlığın iyiliği için durdurulmalı veya uygunsuz olduğu için imha edilmeliydi. | Open Subtitles | لكن في حال فوزها, سيُظهر هذا أنّ بقيّة العالم كانوا بالطريق الثوريّ الخاطئ, وعليهم إيقافهم لمصلحة البشريّة وإلا تحطّموا لكونهم غير مُؤهّلين. |
Kalbinin DNA'sı vücudunun kalanının DNA'sıyla uyuşmuyor. | Open Subtitles | الجينات خلايا العضلة لا تتوافق مع من ببقية جسده |
Sanırım terör tekrar başlamadan günün geri kalanının keyfini sürmeye çalışacağım. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأحاول أن أستمتع ببقية اليوم قبل أن يبدأ الرعب مجدداً |
İş birliğiniz için çok teşekkür eder yolculuğun kalanının keyfini çıkartmanızı dileriz. | Open Subtitles | شكرًا جزيلاً على التعاون. نتمنّى لكم الإستمتاع ببقية الرحلة. |
Size önerim, ikiniz de güzel otelinize gidin ve tatilinizin geri kalanının zevkini çıkarın. | Open Subtitles | اقترح ان تعودا انتما الأثنين الى فندقكما اللطيف وتستمتعا ببقية اجازتكما انت لاتُصغى الينا |
Bu konuşmayı yapmama imkan tanıdığınız için teşekkür ederim ve Kış Balosu'nun kalanının keyfini çıkarın. | Open Subtitles | وأريد أن أشكركم على السماح لي بإلقاء هذه الكلمة القصيرة، واستمتعوا ببقية حفلة الشتاء الرسمية. |
Yemeğinizin geri kalanının keyfini çıkartın, olur mu? | Open Subtitles | سوف تستمتعي ببقية غدائك ؟ |
Sizin ve bu seçkin ülkenin geri kalanının güvende olup olmadığına emin olan adam günün her saniyesinde. | Open Subtitles | أنا الرّجل الذي سيقوم بالتّاكيد بأنّك ... وبقيّة بلادنا الرّائِعة بِأمان في كلّ ثانية وفي كلّ يوم |
Mutfak ve banyo çalışır durumdaysa geri kalanının çaresine bakarım ben. | Open Subtitles | طالما أن المطبخ والحمام يعملان فسأعتني بباقي الأمور. |