"kaldığı süre" - Translation from Turkish to Arabic

    • إقامتها
        
    • مدة العقوبة
        
    Orada kaldığı süre boyunca katı kuralların uygulandığı bir sistem var ve bunun nasıl yürüdüğünü size açıklamak gibi bir yükümlülüğümüz yok. Open Subtitles وعن مدة إقامتها هناك نظام بقوانين مشددة ولسنا مضطرين لشرح طريقة عمله
    Hayatım burda kaldığı süre boyunca başına bir şey gelirse sorumlusu ben olurum. Open Subtitles عزيزتي إن حدث لها شيء أثناء إقامتها معنا، فسأكون المسؤوله
    Rose, her şeyin kaldığı süre boyunca yapacaklarına bağlı olduğunu biliyor. Open Subtitles روز" تعرف أن الأمر كلهُ يتوقف على" سلوكها لبقيةِ إقامتها
    Umarım, Brighton'da kaldığı süre boyunca işe yaramaz bir kız olduğunu öğrenir. Open Subtitles لنتمنى أن تعلمها إقامتها في (برايتون) مدى تفاهتها
    "Park Yi-jeong, hapiste kaldığı süre 1993-1999" Open Subtitles بارك ياي جيني مدة العقوبة من 1993 - 1999
    "Lee Geum-ja, hapiste kaldığı süre 1991-2004" Open Subtitles لي جوما جيا مدة العقوبة من 1991-2004
    Umarım, Brighton'da kaldığı süre boyunca işe yaramaz bir kız olduğunu öğrenir. Open Subtitles لنتمنى أن تعلمها إقامتها في (برايتون) مدى تفاهتها
    "Kim Yang-hee, hapiste kaldığı süre 1998-2002" Open Subtitles كيم يانج هيي مدة العقوبة من 1998-2002
    "Woo So-young, hapiste kaldığı süre 1990-1996" Open Subtitles واو سو ينج مدة العقوبة من 1990 - 1996

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more