"kaleler" - Translation from Turkish to Arabic

    • القلاع
        
    • قلاع
        
    • حصون
        
    • الحصون
        
    • قلعه
        
    • إنها تؤخذ
        
    • بناء القلعة
        
    Mars'a ayak basabilirsiniz, ve zırhlı kaleler inşa edebilirsiniz, ya da canlıları ve türlerini öğrenmek ve saygı duymak için arayabilirsiniz. TED يمكنك أن تهبط على سطح المريخ وتبني القلاع المسلحة، أو يمكنك البحث عن أشكال وأنواع من الحياة للتعلم منها وتعظيمها.
    kaleler, prensler ve hayvanların olduğu hayali bir Dünya'ya adım attım bu sayede bana bağırdıklarında onlara cevap vermek zorunda kalmayacaktım. Open Subtitles سرحت في عالم خيالي من القلاع والأمراء والحيوانات وحينما صرخوا فيّ لم أكن مضطرة لإجابتهم
    Sosyal sorumluluk sahibi bir azınlık şirketi ve şekil şekil fıskiyeler yapıyorlar: evler, viktoryan yapılar, ortaçağ yapıları, hatta kaleler bile.. Open Subtitles إنه شركة مدارة من قبل الأقلية إنه يصنعون نوافير على شكل منازل وأشكال مختلفة حتى القلاع
    Gerçek ve hayali bitkiler, uçan kaleler, yıkanan kadınlar, astroloji şemaları, zodyak halkaları ve yüzlere sahip güneşler ile aylar, metne eşlik ediyor. TED نباتات حقيقية وتخيلية، قلاع طائرة، نساء يستحممن، رسومات للتنجيم، حلقات للأبراج، وشموس وأقمار ذات أوجه تترافق مع النص.
    Pekâlâ o zaman, neden gözlerini kapatıp kumdan kaleler yaptığının hayal etmiyorsun? Open Subtitles حسنا، لما لا تغلق عيونك وتحلم ببناء قلاع بالرمال؟
    Sadece bu iki sınırda... duvarlar, çitler, kaleler ve düşmanlık bulabilirsiniz. Open Subtitles على هذه الحدود فقط سوف ترون أسواراً و حواجز حصون و كراهية
    Babam evde!" Ve sonra, güreşiyoruz, kaleler yapıyoruz ve ateş etrafında oturup koca bir dondurmayı bitiriyoruz. Open Subtitles لقد جاء ابى وبعد ذلك العب معهم لعبة بناء الحصون ونجلس بجوار المدفئة نأكل مثلجات
    Doğru, kendilerini düşünmeden ülkeleri fethedip kaleler yapıyorlar. Open Subtitles صحيح، فقد غزوا البلاد وبنوا القلاع بكونهم إيثاريّين
    kaleler, şehirler... Hepsi birer birer düşecek Osmanlı'nın avucuna! Open Subtitles ‫القلاع والمدن، ستسقط كلها‬ ‫أمام الإمبراطورية العثمانية‬
    kaleler iki tarafta köşeleri ayakta tutanlardır. Open Subtitles على سبب لها القلاع الجانبين كلا على ثابتة الأركان منازل تحرس
    Ufakken orada kaleler yapardım. Open Subtitles لقد كنت ابني القلاع هناك عندما كنت صغيرا
    Evet, kaleler hareket etmez. Open Subtitles نعم, القلاع لا تتحرك بمجرد أن تقوم ببنائها,
    Bu kilden kaleler bu böcekleri birçok çayırlıkta karşılaşılan aşırı sıcaklardan ve mevsimsel su baskınlarından korur. Open Subtitles هذه القلاع من الطين تحمي البناة من الحرارة الشديدة والفيضانات الموسمية التي تحدث في العديد من المراعي
    Siz güneyliler koca kaleler yapıp hareket etmiyorsunuz. Open Subtitles أنتم الجنوبيين شيدتم قلاع كبيرةوهيلا تتحرك.
    Sevdiğin şeyler için kafatasının içinde kaleler yoktur. Open Subtitles وليست هنالك قلاع بداخل الحلبة العظمية في جمجمتك لتحمي الأشياء التي تحبها.
    # Gitmek ve kumdan kaleler yapmak istemiyorum. # Open Subtitles لا أرغب فى أن أذهب وأبنى قلاع على الرمال
    O yaz bir ev kiralayıp tüm haftayı kumsalda köprüsü ve hendeği olan kumdan kaleler yaparak geçirdik. Open Subtitles ، قُمنا بإستئجار منزل ذلك الصيف قضينا الأسبوع بأكمله على الشاطيء نبني قلاع من الرمال وجسور مُتحركة وخنادق
    Küçükler liginde, balık avlarken, kumdan kaleler yaparken hep beraberdik. Open Subtitles الإتحاد الصَغير، صيد سمك، حصون بنايةِ.
    "Edo yolu üzerinde, çok sayıda kaleler var. " Open Subtitles "في الطريق إلى (إيدو) هناك العديد من الحصون"
    Güzel kaleler inşa eden ahşapçı kurdumuz da var. Open Subtitles لدينا الخشاب الذئب هنا يبني قلعه جميله و صغيره
    kaleler alçaklıkla, hainlikle, oyunla fethedilir. Open Subtitles إنها تؤخذ بالتخويف والخيانة والخداع
    kaleler tamam. Ama ordu gelmedi. Open Subtitles تم الإنتهاء من بناء القلعة لكن الجيش لم يأتي بعد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more