"kalmamız için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للبقاء على
        
    • لبقائنا
        
    İnsanlar olarak hayatta kalmamız için gereken tek şeyi şu anda yok ediyoruz: Gezegenimizi. TED كوننا بشر، الآن نحن ندمر الشيء الوحيد الذي نحتاجه للبقاء على قيد الحياة: كوكبنا
    Hayatta kalmamız için kötülük yapmamız gerektiğini düşünmemizi sağladı! Open Subtitles لقد خدعنـا بفكرة أننـا في حاجة إلى أن نكون أشرار للبقاء على قيد الحياة
    -Hayatta kalmamız için en iyi ihtimal, alanda maksimum ateş gücü olması gerek. Open Subtitles -أفضل فرصة لدينا للبقاء على قيد الحياة هو الحد الأقصى للنيران في محيط.
    kalmamız için hiçbir neden yok artık amacımı yerine getirdim. Open Subtitles لا يوجد سبب لبقائنا بما أننى قد أنهيت مهمتى
    Çocuklarım... biliyoruz ki öz bizim hayatta kalmamız için önemli, fakat, Görünen o ki zamanla kaynaklarımız tükeniyor. Open Subtitles صغارى نعلم أن النُسغ ضرورى لبقائنا لكن مع مرور الوقت
    Buraya başrahip için geldik. O da ölmüş. kalmamız için bir sebep yok. Open Subtitles أتينا هنا ، من أجل رئيس الدير ، وقد مات و لايوجد سبب لبقائنا هنا.
    Suyu var, ve bir sarı güneşi, hayatta kalmamız için gereken her şey var. Open Subtitles يوجد فيه مياه، وشمس صفراء، يوجد فيه كل ما نحتاجه للبقاء على قيد الحياة
    O da hayatta kalmamız için gerekli bilgileri bize sağlamalarıdır. Open Subtitles - لتوفر لنا معلومات محددة" نحن بحاجة اليها للبقاء على قيد الحياة.
    Birlikte hayatta kalmamız için bir yol bulacağız. Open Subtitles ونجد وسيلة للبقاء على قيد الحياة معاً
    - Hayatta kalmamız için tek yol bu. - Senin için, belki. Open Subtitles -إنها الطريقة الوحيدة للبقاء على قيد الحياة .
    Saylonlarla yapılacak ittifağın uzun vadede hayatta kalmamız için önemine dair. Open Subtitles بأن ذلك التحالف مع السيلونز ضروري لبقائنا لمدى بعيد
    Size hayatta kalmamız için gereken en önemli aleti göstereceğim. Open Subtitles أنا سأريك الأداة إنها الأهم لبقائنا أحياء
    Bizim geçmiş, bugün ve geleceğimiz hayatta kalmamız için en iyi şekilde evrilmiş olmalıdır. Open Subtitles ماضينا، حاضرنا، وطريق المستقبل لتنظيم تدفق الوقت وقد تطور الى أفضل شيء لبقائنا الحيوي.
    Ama hayatta kalmamız için en büyük tehditin artık hayvanlar aleminden geldiğine inanmaya başladım Open Subtitles ولكن قد صدقت أن أخطر تهديد لبقائنا قادم الآن من المملكة الحيوانية
    Hayatta kalmamız için kimse benden daha çok çalışmamıştır ama şu an savaştayız Doktor. Open Subtitles لم يعمل أحد لبقائنا أكثر مني ولكننا بحرب هنا أيها الطبيب
    Bizim hayatta kalmamız için hayati 9 gezegensel sınır belirlediler. Sonra bizim için geri dönülemez bir felaket niteliğindeki bu limitleri aşmadan ne kadar ileri gidebileceğimizi ölçtüler. TED عرّفوا تسعة حدود لكوكبنا حيوية لبقائنا ومن ثم قاسوا لأين يمكننا الذهاب كأقصى حد قبل تجاوزنا نقاط التحول أو الحدود القصوى التي ستقودنا إلى لا رجعة أو حتى إلى تغيير كارثي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more