"kamerasını" - Translation from Turkish to Arabic

    • كاميرا
        
    • الكاميرا
        
    • كاميرته
        
    • كاميرات
        
    • آلة التصوير
        
    • آلة تصوير
        
    • كاميرة
        
    • كاميراتهم
        
    • كاميرتها
        
    • كاميرتهُ
        
    • كاميرتان
        
    • الكاميّرا
        
    Keith Sailu'nun emniyet kemeri olarak kullandığı kartal kamerasını test etmek için atıldı. Open Subtitles يتوجه كيث بعيدا ً لاختبار كاميرا النسر الصغيرة حيث قام سيلاو بصنع طقم
    Web kamerasını birazcık yakınlaştırıyorum. TED وساقوم بالتقريب قليلاً الى كاميرا العرض خاصته.
    kamerasını götürmüş ama oraya vardığında bunu bir türlü yapamadığını farketmiş. TED اخذ الكاميرا الى هناك ليلتقط صور, ولكن عندما وصل الى هناك اكتشف انه لايستطيع ذلك. لم يستطع ان يلتقط
    Tamam, artık bu casus kamerasını kasketime taktım. Open Subtitles اوكي لذا انا عندي الكاميرا الجاسوسَية مزروعة في قبّعتي
    - Kirk'ün kalıntılarını ve kamerasını bulduğumuz yerin yakınına benzemiyor. Open Subtitles لا يوجد شيء مثل هذا قرب المكان الذي وجدنا فيه بقايا كيرك أو كاميرته
    Kulüp, tek renkli gündüz kamerasını geceleyin de kullanıyor. Open Subtitles الملهى يستخدم كاميرات ضوئية خاصة بالتصوير الليلى
    Çok kötü. Video kamerasını yollasanız iyi olur sanırım. Open Subtitles لدينا حالة سيئة، أظن أن عليك إرسال كاميرا الفيديو
    Eğer o güvenlik kamerasını çevirirsen uyuyabilirsin ve kimse farkına bile varmaz. Open Subtitles إن أدرت كاميرا المراقبة، يمكنك أن تنام ولن يعلم أحد.
    Kredi kartımı koyduğumda, cep telefonunun kamerasını açtın. Open Subtitles لقد قمتِ بتشغيل كاميرا هاتفكِ في اللحظة التى أخرجت فيها بطاقة إئتماني
    Bu hastane ne zaman kendi foton emişli kamerasını alacak? Open Subtitles متى المستشفى سيشتري كاميرا ثلاثية أبعاد خاصة به
    Odadaki dadı kamerasını unuttun herhalde. Open Subtitles نسيتِ أمر كاميرا مراقبة المربّية في غرفة النوم, أليس كذلك؟
    Evindeki o adam web kamerasını açıktı, biliyorsun. Open Subtitles الشخص الذي كان في منزلك تعرف بأن الكاميرا كانت تعمل
    kamerasını kırmayacağına dair söz vermeni istiyor. Open Subtitles جعلني أعطيه كلمتي بأنك لن تكسري الكاميرا
    Onu arabasına kadar izledin ve kamerasını aldın. Open Subtitles لذا قمت بتتبعه لسيارته وأخذت الكاميرا الخاصه به
    Biri odasına girip en sevdiği kamerasını çalmış. Open Subtitles اقتحم أحدهم غرفتـه .. وسـرق كاميرته المفضلـه
    Yani hastane veya başka bir yerde ölen birinin elini tutarken çekmek için kamerasını açtı, ben de kendi kameramı açıp "Hiç beklenmeyecek" biriyle seks yapaken çekecektim. Open Subtitles إنه جهز كاميرته ليكون مع أحد عندما يموت في المشفى أو ما شابة، وأنا جهزت كاميرتي لأمارس الجنس مع أحد
    Güvenlik kamerasını izleyince öğreneceğiz. Open Subtitles سنعرف عندما نراجع التسجيلات من كاميرات المراقبة
    Yani suçlu bir kılıcı çalmak için mi alarm sistemini atlatıp bu yerdeki her güvenlik kamerasını devre dışı bırakmış? Open Subtitles لذا المجرم تجاوز نظام جرس أنذاركم وعطل جميع كاميرات الأمن في المكان لسرقة سيف ؟
    Bakıcı kamerasını aldım çünkü onun önünde beni öpmüştü. Open Subtitles قمت بأخذ آلة التصوير لأنها قامت بتقبيلي أمامها فقط
    Uzaktan kumanda kullanarak Firewalker'ın kamerasını tekrar kullanılabilir hale getirdik. Open Subtitles لكن بالإستعمال البعيد telemetry، نحن كنّا قادرون على تنشيط آلة تصوير فيروالكير.
    İyi aklıma geldi de odasındaki güvenlik kamerasını açayım. Open Subtitles لقد تذكرت يجب ان اشغل كاميرة المراقبه في غرفتها
    Va ayının teki de kamerasını... otoyola çevirdi... böylece bizim tek gördügümüz ona vurduklarıydı. Open Subtitles وكان هناك بعض الأشخاص مع كاميراتهم الذي مشى نصف ساعة .. لذا ما نراه هو بأنه يضربونه
    Kız arkadaşına söyle kamerasını hazırlasın. Open Subtitles اطلب من صديقتك أن تجهز كاميرتها و تلطقت هذه الصور
    Kalabalıktı, biri ona çarptı kamerasını düşürdü. Open Subtitles كان المكان مزدحماً، إصطدم بهِ شخص ما، فأوقع كاميرتهُ
    Parsa, iki güvenlik kamerasını sökmüş. Göremiyoruz. Open Subtitles بارسا قام بنزع كاميرتان المراقبه لا نعلم أى شئ
    Şu sıçtığımın kamerasını ver. Open Subtitles أنت, أعطني تلكَ الكاميّرا اللعينة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more