"kanıtlar var" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك دليل
        
    • هناك بعض الدلائل
        
    • لدينا أدلة
        
    • أن هناك أدلة
        
    • هناك أدلّة
        
    • هناك دليلٌ
        
    Geribildirimlerin başladıklarına dair kanıtlar var. TED هناك دليل أن ردود الفعل قد بدأت بالفعل.
    Katilin hiçbirimizin tanımadığı biri olduğuna dair kanıtlar var. Open Subtitles هناك دليل يدعم نظرية أن الجريمه أرتكبت بواسطة شخص غريب عننا كلنا
    Demek ki bir yerde bir havluda bu kurbana ait kanıtlar var. Open Subtitles إذا في مكان ما,هناك دليل لهذه الضحية على منشفة
    Mücadeleye dair bazı kanıtlar var.. Monk'un karısı, Trudy, yaşıyor olabilir. Afedersin? Open Subtitles هناك بعض الدلائل التي تشير بأن ترودي حية
    Perilerle ilgili anekdot biçiminde kanıtlar var. Open Subtitles هناك بعض الدلائل التي تروى عن وجود أرواح
    Bizim elimizde sağlam kanıtlar var, onlarsa önemli anlarda komplo saçmalıklarıyla şamata yapıyorlar. Open Subtitles أعني، نحن لدينا أدلة قوية وهم يلعبون ويمرحون. بنظريات عن مؤامرة لامنطق لها لأجل اللحظات الكبيرة.
    Ama bebekle karısının önce boğulduğunu gösteren kanıtlar var. Open Subtitles رغم أن هناك أدلة تشير أن زوجته وأطفاله خنقوا أولاً.
    Ve bazı erkeklerin çok dengesiz olduğunu gösteren kanıtlar var. Open Subtitles هناك أدلّة على أن بعض الرجال يصبحون غير مستقرّين للغاية
    Soğuk suya dalmanın bağışıklık sistemine iyi geldiğine dair kanıtlar var. Open Subtitles هناك دليلٌ على أن غطسةً في ماءٍ بارد تُعزز من جهاز المناعة،
    İkisini de destekleyen kanıtlar var ama bir sonuca ulaşmak için yeterli değil. Open Subtitles هناك دليل يدعم كلاهما ولكن ليس كافيا للوصول الى نتيجة
    - Yeni kanıtlar var tekrar geri kazandırılabilir diye. Open Subtitles هناك دليل جديد على تطور الحالة هناك دليل جديد على تطور الحالة
    Bağlantılı olduğunu öne süren güçlü kanıtlar var yani demek oluyor ki tehlikeli birisi. Open Subtitles هناك دليل قوي على أنه كان متورط, بما يعني أنه خطر
    Bayanlar, katilin kadın olabileceği konusunda güçlü kanıtlar var. Open Subtitles سيداتى,هناك دليل قوى ان القاتل قد يكون أمرأة
    Bu düşük katran, düşük nikotin ya da filtreleme sistemlerinin akciğer kanserine yol açan maddeleri engellemediği yönünde sağlam kanıtlar var. Open Subtitles هناك دليل قاطع بان ليس كلّ مِن القطران المخفف والنيكوتين المخفف ونظام الفلاتر لديها أي تأثير عن إحتماليـة الإصابة بـ
    Göğüs kafesinde silah yarasına dair kanıtlar var yani orta göğüs kemiği ve ona bağlı kaburgalarda. Open Subtitles هناك دليل على جرح رصاصة في القفص الصدري في تقاطع الأضلاع
    George Ferragamo'nun ofisinde doğrudan sana yönlendirici... kanıtlar var. Open Subtitles هناك بعض الدلائل فى مكتب "فيرجامو" و كلها تقود اليك مباشره
    George Ferragamo'nun ofisinde doğrudan sana yönlendirici... kanıtlar var. Open Subtitles هناك بعض الدلائل فى مكتب "جورج فيرجامو" و هى تقود اليك مباشره
    George Ferragamo'nun ofisinde doğrudan sana yönlendirici... kanıtlar var. Open Subtitles هناك بعض الدلائل فى مكتب "فيرجامو" و هى تقود اليك
    Bizim elimizde sağlam kanıtlar var, onlarsa önemli anlarda komplo saçmalıklarıyla şamata yapıyorlar. Open Subtitles أعني، نحن لدينا أدلة قوية وهم يلعبون ويمرحون. بنظريات عن مؤامرة لامنطق لها لأجل اللحظات الكبيرة.
    Kendini DHS ajanı gibi gösterip karanlık işler çevirdiğine dair kanıtlar var. Open Subtitles فقط لدينا أدلة كنت تعمل كذبا بأنه وكيل وزارة الأمن الوطني،
    Ama bebekle karısının önce boğulduğunu gösteren kanıtlar var. Open Subtitles رغم أن هناك أدلة تشير أن زوجته وأطفاله خنقوا أولاً
    Olay yerinde toplanması gereken kanıtlar var. Open Subtitles الجميع استطاعوا الفرار هناك أدلّة بحاجة لأن تجمع
    Bir kuyruklu yıldızın yaşam için önemli olabileceği hakkında oldukça iyi ayrıntılı kanıtlar var. Open Subtitles لو كان هناك دليلٌ بالقرينة أنّ مذنّبًا ربما كان مهمًا للحياة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more