"kanıtlayacak" - Translation from Turkish to Arabic

    • يثبت
        
    • لإثبات
        
    • سيثبت
        
    • تثبت
        
    • إثبات
        
    • لاثبات
        
    • يُثبت
        
    • ستثبت
        
    • لتثبت
        
    • ليثبت
        
    • سيُثبت
        
    • وتثبت
        
    • لأثبات
        
    • لأثبته
        
    • أثبته
        
    Ve tanınmayan birine ünvan şansı vererek bunu dünyaya kanıtlayacak. Open Subtitles وسوف يثبت ذلك للعالم كله عن طريق اعطاء الفرصة لشخص غير معروف
    Kahretsin, zannettiğinin yarısı kadar bile adam olmadığını kanıtlayacak cesaretim var. Open Subtitles أنا أمتلك من الشجاعة ما يثبت أنك لست نصف الرجل الذى تظنه
    Bunu biliyorum.Masumiyetini kanıtlayacak ve seni buradan çıkaracak kadar çok delil topladım. Open Subtitles أعرف هذا. أظن بأني جمعت أدلة كافية لإثبات براءتك وإخراجك من هنا.
    Bu asamlardan biri sıradan insanların da uzaya gidebileceklerini kanıtlayacak. Open Subtitles أحد هؤلاء الرجال سيثبت أن سفر الفضاء ممكن للشخص العادي
    Ona mektuplar vermek istemiş. Açıkça suçsuz olduğunu kanıtlayacak mektuplar. Open Subtitles اراد أن يعطها خطابات والتى يبدو أنها تثبت أنها بريئة
    Molly kendini BBC'nin sahibi sanıyor ve yanıldığını kanıtlayacak bir e-mailim var. Open Subtitles و لديَّ بريد إلكتروني على وشك إثبات خطئها.
    Marucci'nin klon olduğunu kanıtlayacak hiçbir bağlantı kalmadı! Open Subtitles فلن يوجد دليل لاثبات ان الشخص المستنسخ من ماروتشى موجود
    Kıbrıs kaydının sahte olduğunu kanıtlayacak bir ses dosyası içerdiğine inanıyoruz. Open Subtitles التي تحتوي الملف الصوتي الذي يثبت أن تسجيلات قيرص مزيفة
    Bilgisayarlar hakkında birşey bilmediğini kanıtlayacak birşeyleri mutlaka bulacağız. Open Subtitles سيكون هناك دليل يثبت بلا شك أنّك لا تعرفين شيئاً عن أجهزة الكمبيوتر
    Haklılığımı kanıtlayacak geçerli bir nedenim yoktu. Open Subtitles لم يكن لدي سبباً موضوعياً يثبت صحة نظريتي
    Linnet'i öldürmüş olamayacağımı kanıtlayacak çok tanığım var. Open Subtitles أنت حقا جعلت من نفسك معتوها هذه المره , وبدون خطأ أعني، لقد حصلت على الكثير من الشهود لإثبات أنه لا يمكن أنا اقتل لينيت
    10. Kuvvet de işte bunu kanıtlayacak. Open Subtitles و ما كانت فرقة القوة 10 هنا إلا لإثبات ذلك
    Yıllar süren duruşmalar sonucunda suç ortaklığını kanıtlayacak ya da çürütecek gerekli bilgiler devlet sırrı olarak sınıflandırıldı. Open Subtitles وبعدسنواتمن التقاضي،ظلت المعلوماتالضرورية المطلوبة لإثبات هذه التواطئ من عدمه تُصنفكأحدأسرارالدولة
    Kavanozun içindeki kankurutan otu haklı olduğumu kanıtlayacak. Open Subtitles اليبروج الذي داخل الجرة سيثبت إنني على حق
    Bunu yapmayacağım. Karışmak istemiyorum.Neyi kanıtlayacak? Open Subtitles لم أعد أفعل هذا، لا أريد علاقة بهذا ماذا سيثبت ذلك؟
    Evet, ama aslında atacağım sağ el önde yumruğu sana bunu yapamayacağını kanıtlayacak. Open Subtitles نعم, ولكن الحقيقة إنّني أطلق يمينية تثبت لك أنّني أعتقد أنّكِ لن تستطيعي.
    Bu kendini kanıtlayacak bir fırsattı ama bunu bile hor gördü. Open Subtitles هذه فرصة لك لكي تثبت نفسك ولكنه لا يدعك تفعل ذلك
    Evet ama fark şu ki, bana bu işin değerini kanıtlayacak bir belgeye ihtiyacın yok. Open Subtitles بلى، لكن الإختلاف أنه ليس عليكَ إثبات قيمتكَ لي
    Mahoney'ye lazım olan, inandığından çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu kendisine kanıtlayacak bir fırsattı. Open Subtitles ما احتاجته ماهوني هو فرصة لاثبات نفسها انها شيء اكبر مما تؤمن به
    Sen gittiğinde, kim nasıl sen olmadığımı kanıtlayacak ki? Open Subtitles بمجرد أن ترحل , كيف يمكن لاى شخص أن يُثبت أننى لست أنت ؟
    Lütfen, lütfen inkâr etmeyin ve doğrulanmayan verilere bakın. Bu gerçekte eski kalıplarınızın yanlış olduğunu kanıtlayacak. TED من فضلكم، من فضلكم اخرجوا فقط من الإنكار وابحثوا عن البيانات غير المؤكدة التي ستثبت بالفعل أن صوركم النمطية خاطئة.
    Bize haklılığını kanıtlayacak bir bilgi belli isimler vermedi ki. Open Subtitles لم تعطينا أسامي محددة, لا معلومات لتثبت مصداقيتها.
    Biliyor musun, ölüp, gömülünce burada olduğumu kanıtlayacak tek şey düşmeyen duş perdesi halkalarıdır. Open Subtitles أتعلم, عندما أموت وأدفن .. كل ما سيكون لدي هنا ليثبت إنّي كنت موجود هنا هيه بعض حلقات ستائر الحمّام التي لم تسقط
    Bugünkü laboratuar dersi, kimyasal reaksiyonların kantitatif ilişkilerini kanıtlayacak. Open Subtitles صف اليوم سيُثبت... العلاقات الكمّية في التفاعلات الكيمياوية.
    Eğer bu gece burada gelip, yanıldığımı kanıtlayacak bir kadın varsa, çenemi kapatacağım ve ona 500 dolar ödeyeceğim. Open Subtitles اذا كان هنالك امرأة هنا الليلة تستطيع الصعود الى هنا, وتثبت اني مخطئ سأغلق فمي وادفع لها خمسمائة دولار
    Bunu kanıtlayacak izleme ve yüzlerce saatlik çalışma var. Open Subtitles يوجد اشرطة مراقبة و المئات من ساعات العمل لأثبات هذا
    Komutanlık bizi daha büyük işler için tartıyordu, benim de kanıtlayacak çok şeyim vardı. Open Subtitles كانت القيادة تختبرنا للأشياء الكبيرة و كان لدي الكثير لأثبته
    kanıtlayacak bir şeyim yok benim. Open Subtitles ليس لديّ ما أثبته.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more