"kapınıza" - Translation from Turkish to Arabic

    • بابك
        
    • بابكم
        
    • بابكَ
        
    Bunu alamazsam her gün kapınıza bir sürü obez çocuk dayanacak. Open Subtitles وإذا رفضت، سرب من الأطفال المصابين بالبدانة ستعسكر يومياً أمام بابك
    İki gün sonra paket kapınıza gelir. TED وبعد يومين، تصل هذه الطلبية إلى عتبة بابك
    Yanlızca 30 dakika içinde bir sepet dolusu şeyi en az 4.000 ürünlü bir stoktan kapınıza kadar getiriyorlar. TED فهم يقومون بتوصيل سلة كاملة من المنتجات من بين 4,000 رقم تعريفي للمنتج إلى عتبة بابك في خلال 30 دقيقة.
    Talih kapınıza vurduğunda onu reddetmek olmaz. Open Subtitles عندما يأتي الحظّ ويطرق على بابك لا تستطيعين إدارته بعيدا
    Ben şahsen gidecek plantasyon ve çoban Sara'nın kapınıza anne. Open Subtitles أنا شخصيا سأذهب إلى المزرعة وأقود أم سارة إلى بابكم
    Sizin kapınıza gelince durmayacakları kesin. Open Subtitles و أنا متأكدٌ تماماً من أنهم لنْ يتوقفوا عند عتبة بابكَ
    Öbür teskilatların müdürleri bunu duyunca, kapınıza dayanacaktır. Open Subtitles يصبحون مسئولون عن سماع الوكالات بهذه المسألة سيقرعون بابك
    Hani, komşunuz küçük siyah bir çantayla kapınıza gelir. Open Subtitles تعلم, الجار المحترم يسير الى بابك ومعه حقيبة سوداء صغيره
    Onu yakında bulamazsanız merkezin kontrolünü kaybedeceksiniz. kapınıza dayanan da ben olacağım. Open Subtitles ما لم تجدينها قريباً، فستفقدين زمام هذا البيت، و سأكون أنا من يُسقط بابك
    Tamam partiden 1 saat önce onu kapınıza bırakırım Open Subtitles حسنا نعم سآتي بها الى عتبة بابك ، استعد للاستمتاع
    Komşularının kapınıza tekrar bir polis geldiğini görmelerini istemeyeceğini düşünmüştüm. Open Subtitles ظننتك لا تريدين جيرانكِ أن يروا شرطياً عند عتبة بابك ثانية
    Çiftliğe bizzat ben gideceğim ve Sara'nın annesine kapınıza kadar eşlik edeceğim. Open Subtitles أنا سأذهب إلى المزرعة شخصيا وسأقود أم سارة إلى بابك
    Bütün öğünler önceden hazırlanıyor ve kapınıza getiriliyor. Open Subtitles كل الوجبات مخطط لها مسبقاً و يتم تسليمها إلى عتبة بابك
    Karşı komşunuzu, kapınıza gazete bırakan kadını...her şeyi hatırlayacaksınız. Open Subtitles الجيران عبر الشارع المرأة التي تقف على عتبة بابك لبيع المجلات
    Öğünler önceden hazırlanıp, kapınıza kadar teslim ediliyor. Open Subtitles كل الوجبات مخطط لها مسبقاً و يتم تسليمها إلى عتبة بابك
    Kargalar kapınıza siyah bir tüy bıraktı. Open Subtitles أيتها الأميره ! غراب أسود أسقط ريشه سوداء على بابك
    Kargalar kapınıza siyah bir tüy bıraktı. - Kim bunu...? Open Subtitles غراب أسود أسقط ريشه سوداء على بابك
    Neden hep sizin kapınıza geliyor anlamıyorum. Open Subtitles لا أعرف لماذا يذهب دائماً إلى بابك.
    Ben sizin kapınıza gelseydim, yüzüme bakmadan kovardınız. Open Subtitles وطردتنى ركلاً بالأقدام من عتبة بابك
    Eğer melekler kapınıza gelirse onları içeriye alın ve içinizi onların özü ile doldurun. Open Subtitles ،إن جاءكم ملاك يطرق بابكم فافتحوا له الباب واملأوا أنفسكم بنعمتهم
    Eğer kabul ediyorsanız, kapınıza bir çarpı işareti çizin. Open Subtitles لو وافقتَ، ضع علامة (×) على بابكَ الأماميّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more