| Çenesini kapalı tutmayı bilen bir tek o var tanıdığım bazı insanların aksine. | Open Subtitles | هو الوحيد الذي يعرف كيف يبقي فمه مغلقاً على خلاف بعض من أعرف. |
| Kapı kapalı bir şekilde bu odada kalmanı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أريد منكِ البقاء بهذه الغرفة و إبقاء الباب مغلقاً , حسناً؟ |
| Benim için ise, ışıkları kapalı olursa daha güzel geçecek. | Open Subtitles | حسناً , إنه يكون أفضل بكثير لي مع الأضواء المغلقة |
| Kapısı her daim kapalı kalmalıdır. İkinizde bunu aklınızda tutun. | Open Subtitles | هذا الباب يجب أن يبقى مغلقا, أرجوكم لا تنسوا ذلك |
| kapalı olduğu için kimse içeri giremeyecek mi? | Open Subtitles | هل غير مسموح بدخول أيّ شخص لأنّـهُ مُغلق حقاً؟ |
| 50 dolarına bahse girerim, bütün gece telefonunu kapalı tutamazsın. | Open Subtitles | 50 دولاراً على أنه لا يمكنك إغلاق هاتفك طوال الليل |
| kapalı bir odada kuşun panikleyeceğini kabul ederim, ama sadece içeri girmediler; | Open Subtitles | انا اعترف ان الطيور كانت مرعوبه لانها كانت داخل غرفه مغلقه |
| Karşılığında, birisi seninle konuştuğunda konuşmanı aksi takdirde çeneni kapalı tutmanı bekliyoruz. | Open Subtitles | ،في الغالب نتوقع منك ..الكلام عندما تحدث وماعدا ذلك ابق فمك مغلقاً |
| Kısaca hangi gey bara gidersen git, çeneni kapalı tut. İzliyordum onu. | Open Subtitles | لذا لا يهم في أي حانة سينتهي بك الأمر إبق فاك مغلقاً. |
| Aslında, en iyisi hiçbir şey söyleme. Çeneni kapalı tut. | Open Subtitles | في الواقع، لا تقول أي شيء إطلاقاً إبق فمك مغلقاً |
| Yetişkin insanların kendi rızası ile kapalı kapılar ardında yaptıklarını çok fazla umursamam. | Open Subtitles | لا أكترث على الإطلاق لما يفعله الناس خلف الأبواب المغلقة برضى شخص بالغ |
| Ama genç bir erkeğe kapalı yumrukla dokunduğunda şüphe ifade edermiş. | Open Subtitles | ولكن إذا ضرب الذكر الأصغر بالقبضة المغلقة فهو يعبر عن الشك |
| - Tüm yapman gereken çeneni kapalı tutmaktı. - Tüm yaptığım gerçeği söylemekti. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو ابقاء فمك مغلقا كل مافعلته هو قول الحقيقة |
| Ross mutlu olduğu sürece ağzımı kapalı tutmamı söylemiştiniz, değil mi? | Open Subtitles | تقولون ان علي ابقاء فمي مغلقا إذا كان روس سعيدا صح؟ |
| Belki yeterince iyi anlatamadım ama sanırım çenini kapalı tutmanı söylemiştim. | Open Subtitles | ربما لم أكن واضحاً في كلامي، لكنني أظن أخبرتك بأن تبقي فمك مُغلق. |
| Tsunami'nin olduğu gün, tsunami kapaklarının kapalı olmasını sağlamaktan sorumluydu. | TED | في يوم تسونامي، كان في الواقع مسؤولا عن التأكد من إغلاق بوابات تسونامي. |
| Hayvanların bulunduğu bölgeden geçerken lütfen arabanızın camlarını kapalı tutunuz. | Open Subtitles | عندما تقودون سياراتكم خلال مستعمرة الحيوانات فمن فضلكم أحتفظوا بنوافذ سياراتكم مغلقه |
| Ağzını kapalı tut. Gazetelere konuşma. | Open Subtitles | أغلق فمك، لا تقل شيئاً ولا تتحدّث مع الصحافة |
| Seni görmek için göze gerek yok. Seni gözleri kapalı bile görebilirim. | Open Subtitles | لَست بِحاجة إلى عيونِ لرُؤيتك يمكنني أَنْ أَراك حتى لو أغلقت عيناي |
| Maalesef, bugün Şükran Günü. Elçilik Pazartesi gününe kadar kapalı. | Open Subtitles | للأسف نحنُ فى عيد الشُكر السفارات مُغلقة إلى يوم الأحد |
| Bence, Rose'a bacaklarını kapalı tutmasını öğretmek özel öğretmeni olarak senin görevin değil. | Open Subtitles | يبدو لي, ان تعليم روز كيف تجعل ساقيها مغلقتان لايندرج تحت مهامك كمعلمه |
| Hey, kusura bakma, alışveriş merkezi kapalı ama nereye park ettiğini söylersen sana en yakın çıkışı gösterebilirim. | Open Subtitles | السوق مقفل لكن يمكنني مساعدتك في إيجاد أقرب مخرج إذا أخبرتني أين وضعت سيارتك |
| Pencerelerin bu yüzden kapalı olduğunu anladım, peki ya perdeler? | Open Subtitles | أنا أتفهم لماذا تغلق النوافذ لكن ماذا عن الستائر ؟ |
| Size sonsuza kadar kapalı tutmak istediğim hayatımdan bir hikayeyi anlatma zamanı geldi. | Open Subtitles | حان وقت إخباركم حول جزء من حياتي تمنيت أن يبقى مغلقًا إلى الأبد |
| - Kamera kapalı değil. - kapalı, o bekleme ışığı. | Open Subtitles | الكاميرا ليست مقفلة إنها مقفلة , هذا ضوء وضعية الاستعداد |
| Ben de ışıklar kapalı uyuyamam. | Open Subtitles | بالكاد أستطيع النوم إذا كانت الأنوار مطفأة |